Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımız Sayın Fatma Şahin Hanımefendi ile birlikte Kosova’ya bir günlük ziyaretimiz yoğun ve bir o kadar etkili bir gezi olarak göze çarpıyor. Kosova’ya bu kaçıncı gelişim bilmiyorum ancak bu defaki ziyaretin farklı önemi var. On kişilik heyetimizin tek bay konuğu olmak ilginç. Sayın Bakanımız, benden başka 3 milletvekili (Sayın İlknur İnceöz, Sayın Gönül Bekin Şahkulubey, Sayın Dilek Yüksel) Bakan Danışmanı, bir iş kadını (Sayın Ebru Özdemir), Koruma Amiri, iki bayan gazeteci, bir bayan hostes ve sanırım bir de bayan pilot. Aslında sağ olsunlar Sayın Bakanımız Arnavutluk ziyaretine de bizleri davet etmişler ve yine buna benzer bayan hakimiyeti olan bir geziye çıkmıştık. Üç kız evladı olan biri ve başarımızın arka planında sevgili eşimizin varlığı ile birlikte hanımların kalabalıklığına alışığız. Hayırlısı olsun.

İLGİDEN MEMNUNUZ

Türkiye’nin Kosova’ya olan ilgisi son dönemlerde oldukça arttı. Ailesi Kosova’dan Türkiye’ye gelmiş bir kişi olarak bu durum bizleri ziyadesiyle memnun ediyor. Türkiye sadece Kosova’yı ilk tanıyan ülkelerden biri olmakla kalmayıp, tanınma sayısının artması için adeta fahri bir görevle çalışıyor. Kosova’ya Türk yatırımları ise fevkalade güzel. Limak, Çalık, TEB, Özerler, ENKA, Kosova’daki övünç kaynaklarımız. Türk yatırımları Balkanlarda sadece para kazanmıyor, onlar ayrıca tarihi bir borcu ödememizde yardımcı oluyorlar. Zira Balkanlar’da yaşamış ecdadımızın, evladı fatihanın, atalarımızın bizlerden beklediği manevi görevler de var. Bizler buraları, Kosova’yı, Makedonya’yı, Bulgaristan’ı, Arnavutluk’u, Bosna’yı, Sancak’ı, Batı Trakya’yı unutamayız. Bizim buralarda önemli bir tarihi bağımız var. Ecdadımızın yadigârı soydaşlarımızın bizlerden beklentileri bulunuyor. Türkiye bu sorumlulukla çalışıyor. Bölgede faaliyette olan TİKA, Yunus Emre Enstitüsü, Yurt Dışı Türkler Başkanlığı, Büyükelçiliğimiz, uluslararası görevle gelen asker ve polisimiz, okullarımız bu manevi hazzı duyarak önemli bir hizmet veriyorlar.

TARİHİ VE KÜLTÜREL TEMELLERİMİZ

Türkiye’nin bu güzel çalışmaları meyvelerini veriyor. Başta Kosova olmak üzere Balkanlardaki tarihi ve kültürel temellerimiz canlanıyor, hayat buluyor. Diğer yandan Kosovalıların da Türkiye’ye ve Türklere olan düşünceleri oldukça olumlu yönde gelişiyor. Daha da önemlisi, eski Yugoslavya döneminde ekilen bir takım önyargılar da silinmeye başlandı. Çoğunluğu Müslüman Arnavutlar’dan oluşan dost ve kardeş Kosovalılar, Türkiye’nin açtığı bu kucağa aynı güzellikle sarılıyorlar. Bu tarihi bir buluşmadır. 1912 Balkan Savaşları ile başlayan makus Balkan göçlerinden sonra adeta akrabalarımızla yeniden bir araya gelip kaynaşmaktır. Bunu sağlayanlara sonsuz teşekkürler ediyorum.

Makalemizin sonunda başlıkta yazdığımız “Kosovalı olma bilinci” temasına değinmek istiyorum. Kosova’da başta Arnavutlar olmak üzere, Türkler, Sırplar, Romlar, Goralılar, Boşnaklar, Torbeşler gibi çeşitli etnik gruplar yaşıyor. Balkanların en büyük problemi olan milliyetçilik hastalığı bölgeye hep zarar vermiştir. Balkanların bölünmesine neden olan da milliyetçilik belasıdır. Fransızların ‘Balkanlaşmak’ dediği şey de budur. Kosova’nın başarması gereken ilk hedef, nüfusunu  meydana getiren  farklı milletlerin Kosovalı olma bilincini oluşturmaktır. Burada herkes ne olursa olsun önce Kosovalı olduğunu bilmesi ve bu şekilde kendini tanıtması gerekiyor. Kullanılan diller ve kültürler tabii ki unutulmayacak, ancak Kosovalı gibi yaşamak ve Kosova’yı bir vatan olarak görüp sahiplenmek gerekiyor. Kosova’daki her millet, önce Kosovalı olmak zorundadır. Bugün Kosova’yı 91 ülke tanıdı. İnşallah Kosova’yı tanıyan ülke sayısı artacak. Umuyorum Kosova Avrupa Birliği ve NATO gibi kurumların seçkin bir üyesi olacak. Kosova istenilen yerlere geldiğinde Kosovalılar da büyük bir başarıya birlikte imza atacaklar. Kosova bu yerlere gelirken yanında her zaman dost ve kardeş ülke Türkiye olacak.