Kandilli Rasathanesi, depremin merkez üssünü İzmir, Kuşadası Körfezi olarak açıkladı. 5.1 büyüklüğündeki depremin derinliği ise 6.5 km olarak kaydedildi.
AFAD ise depremin Ege Denizi Kuşadası Körfezi ve İzmir’in Menderes ilçesi açıklarında ve 8.51 km derinlikte gerçekleştiğini duyurdu.
Menderes masifi batısında, Üst Miyosen ve daha yaşlı kayaçlarda izlenebilen KD-GB genel doğrultulu bazı faylar bu sınıf altında toplanmıştır. Kuşadası doğusunda, Miyosen öncesi kireçtaşlarını kesen fay düzleminde sol yönlü doğrultu atım bileşenli normal fay karakterini veren kayma çizikleri yer almaktadır. Kemalpaşa güneyinde, Üst Miyosen yaşlı kireçtaşı ve kumtaşlarını kesen fay düzlemlerindeki kayma çizikleri doğrultu atıma işaret etmektedir. Dumont vd. (1979), Söke yakınında, Efes fayı olarak adlandırdıkları fayın başlangıçta sol yönlü doğrultu atım bileşenli olarak çalışan normal fay olduğunu belirtmektedir.
Ege Çöküntü Sistemi (EÇS), genel olarak D-B doğrultulu normal faylar ile sınırlandırılmış birçok blokdan meydana gelmektedir. Bu bloklar arasında, D-B uzanımlı çöküntü alanları yer almaktadır. Bölge, genel olarak KKD-GGB yönlü bir çekme rejiminin etkisi altında bulunmaktadır. Bölgede egemen olan ana KKD-GGB genişleme yönü, bu depremlerin odak mekanizma çözümleri sonucu elde edilmiş T ekseni yönleri ile uyumluluk göstermektedir. Bu çöküntü alanları, kuzeyden güneye doğru; Edremit Körfezi, Bakırçay-Simav çöküntüsü, Gediz-Küçük Menderes çöküntüsü, Büyük Menderes ve Gökova Körfezi çöküntüleri şeklinde sıralanabilir.
EÇS’nin Edremit Körfezini içine alan kuzey kesimi, KAFZ ile Batı Anadolu’daki çekme rejiminin etkisi altında bulunmaktadır. Dolayısıyla bu bölgede olmuş depremlerin odak mekanizmaları, hem normal hem de yatay bileşenlerin hakim oldukları birleşik fay çözümleri vermiştir.
EÇS’nin ikinci alt bölgesini, KKD yönelimli Bakırçay çöküntüsü ile KKB yönelimli Simav çöküntüsü oluşturur. Bu çöküntüler, kenarları doğrultu atım bileşenli normal faylar olan büyük çöküntü alanlarını temsil ederler. Çandarlı Körfezi ile Soma arasında uzanan Bakırçay çöküntüsü, 10-20 km genişliğe ve 80 km uzunluğa sahiptir. Diğer taraftan Simav çöküntüsü, Simav çayı boyunca yaklaşık 100 km uzanır.
Gediz çöküntüsü, Sarıgöl ile Turgutlu arasında uzanan 10-20 km genişlikte ve 140 km uzunlukta BKB-DGD doğrultulu büyük bir çöküntü alanını temsil eder. Bu çöküntüde, Pliyosen’den günümüze kadar olan zaman aralığında 1.5 km civarında bir düşey atımın meydana geldiği bildirilmektedir. Gediz çöküntüsünün hemen güneyinde Ödemiş-Bayındır-Torbalı-Tire ve Selçuk gibi yerleşim alanları içerisinden geçen 5-20 km genişlikte ve 100 km uzunlukta Küçük Menderes çöküntüsü yer alır.
Gediz-Küçük Menderes çöküntülerinin güneyinde doğrultusu doğudan batıya doğru değişen ve doğrultu atım bileşenli normal faylanmalar sunan, batıda Ege Denizi ile doğuda Sarayköy’e kadar uzanan 10-25 km genişlikte ve 200 km uzunlukta Büyük Menderes çöküntüsü yer alır. Bu bölgenin en güneyinde Güllük ile Muğla arasında uzanan BGB-DKD doğrultulu Gökova Körfezini sınırlayan faylanmalar bulunur.
EÇS içerisinde 1900-2000 yılları arasında hasar yapıcı ve yüzey kırığı meydana getirmiş M ≥ 5.5 büyüklüğünde pek çok deprem meydana gelmiştir. Bu depremler, bu çöküntüler boyunca yoğunlaşmıştır. Bölge, oldukça karışık tektonik görünüm sunması nedeniyle sürekli depremlere maruz kalmış ve gelecekte de deprem oluşturma potansiyeli yüksek olan bir bölgeyi temsil etmektedir. Geçmiş yüzyılda (1900-2000) olmuş depremlerin (M ≥ 4.0) büyük çoğunluğu, Büyük Menderes çöküntüsünün doğu ucu ile Simav çöküntüsü boyunca meydana gelmiştir.
Muğla – Yatağan Fay Zonu: Bu fay zonu, Muğla’nın yaklaşık 15 km GD’su ile Yatağan arasında uzanan yaklaşık 40 km uzunlukta birbirine paralel KB-GD doğrultulu faylardan oluşmaktadır. Bu fay zonunun Ortayaraş-Gökpınar köyleri arasında uzanan 32 km’lik bölümü, yer yer sol yönlü doğrultu atım bileşenli normal fay karakterindedir.
Ula (Muğla) – Ören (Muğla) Fay Zonu: Bu fay zonu, Muğla doğusunda Muğla-Yatağan fay zonundan dar bir açı yapacak şekilde ayrılarak BGB doğrultusunda uzanır. Fay zonunun karadaki toplam uzunluğu 60 km civarında olup, Ören’in batısında denize girerek İstanköy adasının güneyini izler ve buradan batıya doğru devam eder. Bu fay zonu, K74D 77GD yönelime sahip olup, listrik normal fay karakteri taşımaktadır. Faylanma sonucu güney blok kuzeyine göre 500 m civarında aşağıya doğru kaymıştır.
Karaova (Muğla) – Milas (Muğla) Fay Zonu: Bu fay zonu, Karaova – Milas arasında yüzeyleyen metamorfik kayaçlarda izlenebilen KB-GD doğrultulu birbirine paralel fay takımlarından oluşmaktadır. Yaklaşık 20 km genişlikte olan fay zonu, morfolojiyi denetlemesi nedeniyle olası diri fay olarak kabul edilmiştir (Şaroğlu vd. 1987).
HABERLER
2 saat önceHABERLER
2 saat önceKÖŞE YAZARLARI
3 gün önceKÖŞE YAZARLARI
8 gün önceKÖŞE YAZARLARI
14 gün önce