– Demokratik Bütünleşme Birliği (BDİ) Genel Başkanı Ali Ahmeti: – “Ohri Çerçeve Anlaşması, ülkeyi olası trajedilerden kurtardı. Hem Bosna hem de Kosova’da meydana gelen önceki tecrübeleri göz önünde bulundursak, zamanında müdahale edildi” – “Uluslararası topluluk çok hızlıydı ve olası bir barış anlaşması için müzakerelere başlama noktasında taraflara müdahale etti” – “(Kuzey Makedonya-Türkiye ilişkileri) Elbette Türkiye ile ilişkiler noktasında bizim ilgimiz sürekli dostane ilişkiler çerçevesinde olmasıdır. Tüm alanlarda iletişim ve iş birliği var, Türkiye’den yatırımlar var ve bu iletişim memnuniyetle karşılanmakta”
Kuzey Makedonya’daki en büyük Arnavut siyasi partisi ve hükümet koalisyonunun parçası olan Demokratik Bütünleşme Birliğinin (BDİ) Genel Başkanı Ali Ahmeti, Ohri Çerçeve Anlaşması’nın ülkeyi olası trajedilerden kurtardığını belirterek, “Hem Bosna hem de Kosova’da meydana gelen önceki tecrübeleri göz önünde bulundursak, zamanında müdahale edildi.” dedi.
Eski Yugoslavya’dan 1991’de savaşmadan ayrılarak bağımsızlığını ilan eden Kuzey Makedonya’da 2001’de meydana gelen iç karışıklıkları sonlandıran OÇA’nın imzalanmasının üzerinden 20 yıl geçti.
Eski Ulusal Kurtuluş Ordusu (UÇK) komutanlarından olan Ahmeti, AA muhabirlerine, OÇA, Açık Balkan (Open Balkan) girişimi ve Türkiye ile ilişkiler hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Ahmeti, OÇA’nın Kuzey Makedonya’nın en önemli belgelerinden biri olduğunu, bu anlaşmanın “ülkeyi olası trajediden kurtardığını” söyledi.
Anlaşmanın, bölünmeleri ve insan kayıplarını engellediğini belirten Ahmeti, “Ohri Çerçeve Anlaşması, ülkeyi olası trajedilerden kurtardı. Hem Bosna hem de Kosova’da meydana gelen önceki tecrübeleri göz önünde bulundursak; zamanında müdahale edildi. Uluslararası topluluk çok hızlıydı ve olası bir barış anlaşması için müzakerelere başlama noktasında taraflara müdahale etti.” ifadesini kullandı.
Ahmeti, ülkede yaşayan tüm toplulukların anlaşmadan faydalandığını ancak yapılacak daha çok işin olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Ohri Anlaşması uygulandı, yasama kısmı tamamlandı, pragmatik kısmı için yapılması gerekenler var. Her şey bitti demek için kibirli olmamamız gerekli. Arnavutlar, Türkler, Romanlar ve diğerleri dahil olmak üzere diğer toplulukları temsil etmeyen daireler var. Makedon toplumunda hala ‘ülkelerini kaybettiklerine’ dair bir önyargı var. Makedonlar da kazandı çünkü barış, istikrar ve güvenlik kazanmak, elbette ki bu büyük bir zafer.”
OÇA’dan önce meşruiyet hakları tanınmayan başta Evangelistler ve Yahudiler gibi dini inançlara sahip olanların da kazançlı çıktığına işaret eden Ahmeti, ülkenin temellerini Ohri Anlaşması’nın sağlamlaştırdığını ve toplumları birbirine yakınlaştırdığını kaydetti.
Ahmeti, anlaşmanın 20. yılı kapsamında yapılan etkinliklerde, “Ohri’nin ötesinde” sloganının kullanılmasına değinerek, bunun ülkenin Avrupa Birliği’ne (AB) üye olması, AB ülkelerinin standartlarına yakın standartlara sahip olması ve etnik kökene bakılmaksızın herkesin haklarının korunması anlamına geldiğini belirtti.
Batı Balkan ülkeleri Sırbistan, Arnavutluk ve Kuzey Makedonya’nın kurduğu, Kosova, Karadağ ve Bosna Hersek’in yer almadığı “Açık Balkan” (Open Balkan) bölgesel girişimi hakkında da değerlendirmelerde bulunan Ahmeti, şu ifadeleri kullandı:
“Çok hassas bir konu. Sakin, duygu karıştırmadan, yüksüz bir şekilde değerlendirilmesi gereken bir konu. Batı Balkan topraklarında, özellikle Eski Yugoslavya topraklarında kanlı savaşlar meydana geldi ve bu savaşlar, 22 yıl önce sona erdi. 22 senedir silahlı çatışmalarımız yok, uygulama ve gerçekleştirme isteyen anlaşmalarımız var ve bu bölge barışmalı.”
Ahmeti, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Alman ile Fransızlar arasındaki ilişkilere örnek vererek, Eski Yugoslavya topraklarında 25 yıl önce meydana gelen savaşların tekrarlanmaması için bir iletişim standardı belirlenmesi gerektiğini söyledi.
Daimi düşmanlıkla ileri gidilemeyeceğine işaret eden Ahmeti, “Her ne kadar Sırbistan-Kosova, Bosna-Sırbistan, Karadağ-Sırbistan arasındaki durum çok hassas olsa da çünkü bu bağlamda Karadağ küçük bir ülke olarak Sırbistan tarafından tehlikede hissediyor, geçmişin politikalarının iddialarıyla, yayılmacı, işgalci, asimile edici politikalarla ileri gidilemez.” ifadelerini kullandı.
“Açık Balkan” girişimi hakkında bölge ülkeleri arasında iletişim ve iş birliğine ihtiyaç olduğuna dikkati çeken Ahmeti, AB ve birleşik Avrupa’nın parçası olmaları gerektiğini söyledi.
Kuzey Makedonya ile Türkiye arasındaki ilişkilere de değinen Ahmeti, şu ifadeleri kullandı:
“Elbette ki, Türkiye ile ilişkiler noktasında bizim ilgimiz sürekli dostane ilişkiler çerçevesinde olmasıdır. Tüm alanlarda, tüm siyasi alanlarda, tüm ekonomi alanlarında iletişim ve iş birliği var. Türkiye’den yatırımlar var ve bu iletişim, memnuniyetle karşılanmakta, zamanla gelişmekte.”
O dönem “Makedonya” ismini taşıyan Kuzey Makedonya’da, ülkenin en büyük iki etnik topluluğu olan Arnavutlar ve Makedonlar arasında 2001 yılının başında çıkan silahlı çatışmalar, ülkede daha fazla temsiliyet ve haklarının geliştirilmesini talep eden Arnavutların memnuniyetsizliği sonucunda meydana gelmişti.
UÇK ile Makedon güvenlik güçleri arasında meydana gelen ve birkaç ay süren çatışmalarda, başkent Üsküp’te başlayan ve ardından ülkenin kuzeybatısındaki Ohri şehrinde devam eden müzakereler gerçekleştirilmişti.
Yaklaşık 2 ay süren müzakerelerin ardından 13 Ağustos’ta anlaşan taraflar, Çerçeve Anlaşması’nı Üsküp’teki cumhurbaşkanlığında imzalamıştı.
Ülkedeki en büyük siyasi parti temsilcilerinin yanı sıra AB ve ABD’den temsilciler de imza töreninde yer almıştı.
Anlaşma; başta Arnavutlar olmak üzere ülkedeki diğer azınlık topluluklar olan Türk, Boşnak, Sırp, Ulah ve Roman topluluklarının haklarının ilerlemesine de yol açtı.
Önceki yıllarda, Çerçeve Anlaşması’nın uygulanması kapsamında 130’un üzerinde yasa değişikliği ve ek kabul edilmiş, bunların birçoğu ayrımcılık yapılmaması ve temsil edilme haklarıyla ilgiliydi. Bunların yanı sıra kimlik, kültür, eğitim ve merkezi yönetim alanlarında da değişikliklere gidilmişti.
Anlaşmanın imzalanmasının ardından 20 yıl geçmesine rağmen uzmanlar ve kamuoyu, anlaşma hakkında ikiye bölünmüş durumda. Bazıları, multi etnik Kuzey Makedonya’nın inşa edilmesine katkısı olduğunu ve daha küçük etnik topluluklarının haklarını garanti altında aldığını ifade etse de bir diğer kısım; anlaşmanın uygulanması için daha çok şeyin yapılması gerektiğini savunuyor.
Daha önce “Mini Schengen” olarak bilinen girişim ilk olarak 10 Ekim 2019’da Sırbistan’ın Novi Sad şehrinde üç ülkenin liderlerinin katılımıyla tanıtılmıştı. Girişim, temmuz sonunda kurucu üç ülke liderlerinin bir araya geldiği Üsküp’te, “Açık Balkan” (Open Balkan) olarak adlandırılmıştı.
AA
BALKAN YEMEKLERİ
2 gün önceHABERLER
5 gün önceHABERLER
9 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
18 gün önceHABERLER
27 gün önce