Özellikle 1800’lü yılların başından itibaren tarihimize bir bakıldığında, Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılmasındaki üç ana etkenden birincisi Osmanlı İmparatorluğu’nun çağa ve teknolojiye ayak uyduramamasıdır. İkincisi, Rusların ta Deli Petro zamanından başlayarak sıcak denizlere inmeleri için, Balkanlar’daki başkaldırıyı tetiklemeleridir. Üçüncüsü, İngiliz’in, Orta Doğu’da (o zamanki Osmanlı topraklarında) var olduğunu bizden önce tespit ettiği petrol rezervlerine el koymak için, Arap aşiret ve kabilelerini Osmanlı idaresine karşı kışkırtarak ve Osmanlı’nın üç kıtadaki savaş cephelerinde her türlü imkânsızlıklar içerisinde, Almanların kucağına düşmesine baş sebep İngilizlerdir. 1878’de bin bir hile ve oyunla sözde kiracı olarak Kıbrıs’a giren İngiliz, 1914’te Osmanlı’nın Almanya sathında I. Dünya Harbi’ne girmesini bahane ederek Kıbrıs’ı kendi imparatorluk topraklarına kattığını ilan eder ve 1923’te yine hile ve dalavere ile Lozan’da bu durum tescil edilir. İngiliz’in Osmanlı İmparatorluğu’nun batmasındaki rolü büyüktür dedik, Kıbrıs’ta da 1878’den 1960’a, 1963’ten bugüne kadar Rumcu bir politika izlediği aşikârdır. 1960 Londra – Zürih antlaşmalarına göre garantör olan İngiltere, patlak veren olaylar sırasında Rumların, ortak Kıbrıs Cumhuriyeti’ni gasp etmelerine adeta çanak tutmuştur.
Aynı İngiltere aşağıdaki BM ve BM – GK kararlarında yer almıştır.
1. 4 Mart 1964’te 186 No’lu BM – GK kararı.
2. 1 Kasım 1974 3212 No’lu BM kararı.
3. 12 Mart 1974 367 No’lu BM – GK kararı.
4. 15 Kasım 1983 541 No’lu BM – GK kararı.
5. 15 Aralık 1983 544 No’lu BM -GK kararı.
İngiltere 1960 antlaşmalarına göre hem Kıbrıs’ın garantörlerinden hem de yukarıdaki BM ve BM – GK kararlarına Rum taraftarı olarak imza atmakla büyük bir çelişki göstermiştir. Durum böyle olunca artık İngiltere’nin Kıbrıs üzerindeki garantörlüğü ve/veya kendilerine göre müdahilliği, tartışmasız bitmesi gerekmektedir. Geçtiğimiz birkaç gün önce İngiltere’nin Kıbrıs’taki Yüksek Komiseri (büyükelçisi) Matthew Kidd “Maraş’ın yasal sahipleri Rumlara iade edilmesi muhteşem olur” dedi. Bu ahlaksız büyükelçiye sormak gerek, 1878’den 1960’a kadar İngiliz Koloni döneminde Maraş ve öteki Türk vakıf mallarını Rum şahıslara, Rum şirketlerine, Rum okul komisyonlarına ve Rum kiliselerine ÖLÜ MALI gibi verip dağıtacaksın? Utanmadan bugün ortaya çıkıp “Maraş’ın yasal sahipleri Rumlara iade edilmesi muhteşem olur” diyebileceksin. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu!!!
SKANDALIN EN BÜYÜK SORUMLUSU
Sayın Büyükelçi Kidd, ortaya çıkan bu skandalın en büyük sorumlusu İngiltere’dir. Kıbrıs yasalarına ve uluslararası yasalara göre vakıf malları ne satılabilir ne bir başkasına devredilebilir, ne de müruru zaman (zamanaşımı) ile bir başkasına geçmesi yasal değildir. Sonuç olarak Maraş ve öteki Türk vakıf malları ile ilgili olarak haklı mücadelemizi sürdürmeliyiz. Geçtiğimiz 19 Eylül 2013 günü KKTC, Cumhuriyet Meclisi oturumunda değerli dostum ve arkadaşım DP-UG Partisi Lefkoşa Milletvekili Sn. Zorlu Töre, küstah İngiliz büyükelçisi Kidd’e gerekli cevabı vererek şöyle dedi: “Sayın Kidd, Kıbrıs’ta hiç hakkınız olmadan gasp ettiğiniz iki askeri üsten, KKTC’ye sınırdaş olan Dikelya Askeri Üssü’nü yasal sahibi olan KKTC’ye iadesi çok muhteşem olur”. KKTC Cumhuriyet Meclisi’nde Sayın Zorlu Töre gibi gözünü budaktan sakınmayan vekillere çok ihtiyacımız var. Üç beş tane daha Zorlu Töre gibi vekilimiz olursa Maraş’ı asla elimizden alamazlar.
KÖŞE YAZARLARI
3 gün önceKÖŞE YAZARLARI
8 gün önceKÖŞE YAZARLARI
14 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
22 gün önceKÖŞE YAZARLARI
23 gün önce