DOLAR 34,5467 0.18%
EURO 36,0147 -0.62%
ALTIN 3.005,411,48
BITCOIN 0%
İzmir
20°

HAFİF YAĞMUR

06:24

SABAHA KALAN SÜRE

180 okunma

Merhum Manisalı Morris Şinasi -1

ABONE OL
03/09/2020 00:54
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Sayın Şemsettin Ayyıldız. Hangi isim önce anılırsa sonrasında diğer isim havsalamda ister istemez çağrışım yapar oldu. O denli çok dinlemişimdir ki, Morris Şinasi’yi Şemsettin Bey’den, çağrışımlar benim için kaçınılmaz bir hal almış ve adeta otomatiğe bağlanmıştır. Merhum Morris Şinasi’yi Sn. Ayyıldız’ın, gönül deryasından kalemine damlayan katrelerinde ve ilerleyen satırlarımda sizlerle paylaşacağım inşallah. Ancak kısada olsa değerli büyüğüm Sn. Ayyıldız’ı sizlerle de tanıştırmak istiyorum. Merhum bir müftümüzün çocuklarından birisi olan Şemsettin Bey aslen Bayburtludur. Kalem ve kelam üstatlarımızdandır. Kendisi bunu kabul etmese de dikkat edenler için bu böyledir. Sohbetlerinin tadına doyum olmayan samimi, içten, yüreği ağzında bir hizmet erbabıdır. Erdem ve kamalat sahibi olabilmeyi, saygı, sevgi, ahde vefa ve hürmete fevkalade önem veren yapısıyla gönülleri kazanmayı bilen bir düşünürümüzdür aynı zamanda. Sn. Ayyıldız’ın kaleminden Morris Şinasi’ye geçmeden önce sıkça karşılaştığımız “erdemli insan” tabirinin gerekliliklerine kısaca değinmeden geçmek istemiyorum. Erdemli insan olmak ya da erdeme sahip olabilmek bir anlamda tam ve kâmil insan olmakla aynı kapıya çıkar. Böyle anılan bir insanın kendisini bilgiye ve aşka dahası ilahi aşka ve hakikate adamış olması gereklidir. Varoluş maksadına ulaşmış olması gereklidir. Bu yüzden erdemli insan olabilmenin ön şartı, alınan her nefeste hakiki mutlak’a sırtını yaslayabilmek, O’na ram olabilmektir. Nefse dair önyargı, ego ve zaaflarını bir bir yok edebilmektir. Kısacası nefsi ile yaptığı mücadelesini kazanmaktır. Bizler yüksek vizyon sahibi olabiliriz… Mal, mülk, şan ve şöhret sahibi olabiliriz. Bir takım özel ve üstün yeteneklere, makam ve mansırlara da sahip olabiliriz… Unutulmamalıdır ki, tek başlarına bunlar çok fazla bir şey ifade etmezler. Erdem ve kamalat hassası bunlara baş tacı edilmediği sürece saydıklarımızın tamamı yavandırlar, tatsız-tutsuzdurlar ve dahi güdüktürler.

 

KALICI OLABİLMEK

 

Bu halleriyle hiç birinin hakiki kıymeti harbiyesinden bahis açılamaz. Kalıcı olabilmek, unutulmamak, asırlar boyu hayırla yâd edilmek erdemli olmaya bağlıdır. Erdemli insanın yolu evrenseldir ve evrensel olmalıdır. Çünkü erdem sahipleri, insanı öncelikle eşref-i mahlûkat olduğu için, yaratanından dolayı hoş görür ve sever. Dili, dini, rengi, ırkı, soyu, sopu, malı, mülkü, şanı ve şöhreti için değil. İşte bu yüzden erdemli veya kamalat sahibi insanlar, toplumlar ya da devletler, üzerlerinden asırlar geçse de, birileri üzerlerine ölü toprağı sermeye kalksa da aklıselim olan âlem-i beşer tarafından unutulmazlar. Morris Şinasi’de böylesi ulvi bir şahsı maneviye sahip olanlardandır. Böylesi durumlarda, söz sanatının eşsiz sultanı, cihan serveri Efendimiz (S.A.V.)’in mübarek bir hadis-i şerifi her daim aklıma gelir; İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır. Lafı daha fazla uzatmadan gelin sözü bir bilene, Sn. Şemsettin Ayyıldız beyefendiye bırakalım; “Vefanın en güzel örneği: Manisalı Morris Şinasi (1855-1928).  İyilik, güzellik, doğruluk ve fazilet, dünyanın esas mayasıdır. Ne olursa olsun, dünya er-geç rayına oturup bu çizgiye gelecektir ve bunu engellemeye de kimsenin gücü yetmeyecektir.” Manisalı Morris Şinasi’nin ilginç ve duygu yüklü hayat hikâyesini okuyunca nedense büyük bir mütefekkire ait olan yukarıdaki mezkûr cümle geldi aklıma… Okurken gıpta ettim, duygulandım… Doğduğu topraklara gösterdiği vefa ve sadakat karşısında büyük hayranlık duydum. Manisalı hemşerimizin bu ilginç yaşam öyküsünü paylaşmak istiyorum.

FAKİRLİK VE HASTALIK

 

Yavuz Sultan Selim’in hanımı, Kanunî Sultan Süleyman’ın valideleri Ayşe Hafsa Sultan, yakalandığı bir hastalıktan, Manisa’da bulunan Merkez Efendi’nin hazırladığı 41 çeşit şifalı bitki ve meyve ballarından oluşan ‘mesir macunu’ (bu yıl Mesir şenliklerinin 472. yıldönümü kutlandı) sayesinde şifa bulmuştu. Buna bir şükür ifadesi olarak Manisa’da, Sultan Camii Külliyesi’ne bir de Dâr-üş- şifa yaptırmıştı… Asıl adı Moiz Eskenazi olan Morris Şinasi, 1855 yılında fakir bir Yahudi ailesinin dört çocuğundan birisi olarak Manisa’da dünyaya geldi. Salgın hastalıkların kol gezdiği o dönemde, Manisa’da da kuşpalazı (boğmaca) hastalığı, pek çok çocuğun ölümüne sebep olmaktaydı. On yaşlarındaki Moiz de bu salgına yakalanır. Babası, Moiz’i Sultan Câmii Dâr-üş-şifası’na götürür. Uzun süre bu Dâr-üş-şifâ’da yatıp şifa bulan Moiz’in babasına hekimler, “artık oğlunu çıkarabilirsin,” dediklerinde, babası hem çok sevinir hem de hastane ücretini ödeyecek parası olmadığı için üzülür. Mahcup ve tedirgin bir şekilde durumunu, oğlunu tedavi eden Dr. Şinasi Bey’e anlatır. O da hastanenin bir vakıf hastanesi olduğu için, fakirlerden para almadığını söyler. Hem baba hem de bunu duyan küçük Moiz çok sevinir. O gün, çocukluk tasavvur ve hayali içinde, “Eğer bir gün zengin olursam, Manisa’ya bir hastane yaptıracağım,” diye kendi kendine söz verir. Moiz, Manisa’daki Yahudi Mezarlığı’nda bir bekçilik işi bulur. Ama okuması yazması olmadığı için, mezar taşlarını okuyamaz ve işten atılır. (Yıllar sonra bir arkadaşının “okuma bilmediğin halde bu kadar zenginsin. Ya bir de okusaydın kim bilir nasıl zengin olurdun?” sorusuna, “mezar bekçiliğine devam ederdim,” diye cevap vermişti.) Daha sonraları üzüm bağlarında, tütün tarlalarında çalışır. O günlerde kahvelerde, İzmir Limanı’na bir şilebin geldiği ve Amerika’ya gideceği konuşulmaktaydı. Bunu duyunca Moiz, kardeşi Salamon’u da yanına alarak cebindeki iki mecidiye ile gidip gizlice gemiye biner. Yola çıkınca fark edilirler ama geri dönüş şansları da yoktur artık. İşin aksi aslında bu gemi Amerika’ya değil, Mısır’a gitmektedir. İskenderiye’ye varınca gemiden inerler. Bir de bakarlar ki, limanda başka bir gemi tütün boşaltmaktadır. Geminin sahibi Yunan asıllı bir tüccardır. Çocukların dikkatli bakışları Grafallo isimli tüccarın da dikkatini çeker. Onları çağırıp hamal olarak işe alır. Tütünden anladıkları için onları hep yanında tutar.

 

 

 

-DEVAMI VAR-

 

 

 

    En az 10 karakter gerekli


    HIZLI YORUM YAP