DOLAR 33,0636 0.16%
EURO 36,1037 0.21%
ALTIN 2.620,251,97
BITCOIN 21530833.00208%
İzmir
38°

AÇIK

SABAHA KALAN SÜRE

191 okunma

Mesir Mucidi Merkez Efendi

ABONE OL
03/09/2020 00:54
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Yaklaşık 500 yıla damgasını vurmuş olan bir olayın kahramanı olan Merkez Efendi kimdir? Zamanının büyük hekimi Merkez Efendinin asıl adı Muslihiddin Efendi, 15 yy. ikinci yarısında 1460 yılında Denizli’nin Buldan ilçesine bağlı Sarımahmutlu köyünde doğmuştur. Ailesinin Selçuklu Germiyanoğulları’nın bir koluna bağlı olduğu tahmin edilmektedir. İlköğrenimini babası Hafız Mustafa Efendi’nin yanında tamamlamıştır. Daha sonraki öğrenimi için babasının yakın dostu olan zamanın ünlü bilginlerinden Hızır Ahmet Paşa’nın yanına Bursa’ya gitmiştir. Burada İlk ve orta öğretime karşılık gelen zamanın ilk medrese öğrenimine başlar ve başarı ile tamamladıktan sonra hocası tarafından zamanının en ideal üniversitesi olan İstanbul Fatih Medresesine kayıt yaptırır.
Buradan Müderris (Hoca) unvanı alarak mezun olur. Uzun yıllar İstanbul ve çevresindeki illerde öğretmenlik yapar.

MERKEZ EFENDİ BİMERHANEYİ KURUYOR
1520 yılında Kanuni Sultan Süleyman’ın annesi Yavuz Sultan Selim’in eşi Hafza Sultan eşinin ölümünden sonra oğlu Kanuni Sultan Süleyman’ı Manisa Valiliği’nden alarak imparatorluğun başına getirir. Kendisi bir süre daha Manisa’da kalarak kendi adına inşaa ettirilmesini istediği eşinin cami ve külliyesini tamamlamaktır. Hafza Sultan’ın isteği üzerine titizlikle inşaa edilen bu ilim, kültür ve sosyal kurum başına otoriter, konusunda uzman bir kişiyi getirmektir ve sonunda Merkez Efendi Manisa’ya tayin edilir. 1523 yılında başına geçtiği Sultan Camii ve Külliyesi oluşturan birimler; Sultan Cami, Medrese, Sıbyan Mektebi, imarethane ve hamamdan oluşmaktadır.
Merkez Efendi Manisa’ya yerleştikten kısa bir süre sonra halkın sorunları ile yakın ilgilenmeye başlar. Hasta olanlar için çeşitli otlardan ilaçlar yaparak onları iyileştirir. Bu çalışmlar üzerinde imarethanenin bir kısmı Bimerhane’ye (Sağlık Bölümü ve Revir) dönüştürülür. Hastalar artık burada tedavi edilmeye başlar. Bir süre sonra burası yeterli gelmemeye başlar. Merkez Efendi’nin talebi üzerine saraydan ödenek gönderilerek 1526 yılında bugünkü yerinde Bimerhane’nin Darüşşifa’nın bir kısmı inşaa edilir. Buraya Bimerhane, Darüşşifa, Timarhane, Şifahane isimleri de kullanılmaktadır. Burası yapısı ve kullanımı itibari ile tam teşekküllü her tedavinin yapıldığı bir hastanedir. Günümüzde buralara değişik yakıştırmalarda bulunulmakta buraların yalnızca akıl hastaneleri olduğu aktarılmaktadır. Ancak tarihi kayıtlardan incelendiğinde bu tür yerlerin tam bir hastane olduğu ortaya çıkmaktadır. Darüşşifa’nın açılmasında kısa bir süre sonra Manisa Valisi Şehzade Mustafa’ya Kanuni Sultan Süleyman tarafından acil bir mektup gelir. Hafza Sultan’ın bir hastalığa yakalandığını ancak tüm doktorların çabasında rağmen iyi edilemediği yazılıdır.
MESİR MACUNU BULUNUYOR
Merkez Efendi’ye durumu bildirirler. Bunun üzerinde yoğun bir çalışmaya başlar. Sonunda 41 değişik baharattan ürettiği macunu tarifi ile beraber saraya gönderir. Hafza Sultan, üretilen bu macun ile sağlığına tekrar kavuşur. Bu olaydan sonra Merkez Efendi’nin ünü imparatorluk sınırlarını aşar. Merkez Efendi bu durum üzerine Manisa iline ekonomik katkıda bulunabilecek bir plan hazırlar;
•    Her yılın belli bir gününde sergi düzenleyerek, bu sergide bizzat halkın kendi el emeği ürünleri tanıtmak,
•    Civardan gelen halkın Manisa’ya ekonomik ve sosyal canlılık getirmesini sağlamak,
•    Bunun için buraya gelen halkın, sağlığını korumak ve macunu yiyenlerin 1 yıl boyunca zehirli böcek sokmalarından korumak amacıyla macunun dağıtılmasını sağlamak,
•    Spil Dağı eteklerine kurulmuş olan Manisa’nın Gediz ovasına kayarak halkın birbiri ile dayanışmasını sağlamaktır.
Mesir Macunu’nun halka saçılacağı ve bu planda anlatılanların yapılacağı gün olarak da 22 Mart tespit edilir. İran Mitolojisine göre bahar bayramı kabul edilen bu günün seçildiği belirtilir. Kimilerine göre de bugünün Hz. Ali’nin doğum günü olduğu da söylenmektedir. Ancak halk içerisinde yaygın olarak bilinen Bahar bayramına denk getirilmesidir. Kesin olmamakla beraber ilk mesir macunu dağıtımının 1527 – 1528 yıllarına rastladığı sanılmaktadır. 1529 yılında Şeyhi’nin ölümü üzerine Merkez Efendi İstanbul’a giderek yerine geçmiş ve burada eğitim vermeye devam etmiştir.

Mesir macunu 41 değişik baharattan oluşmaktadır. Bu baharatlardan bazılarına örnek verelim;

HİNDİSTAN CEVİZİ ve BEŞBASE: Kaynatılmış suyu mide ağrılarına iyi gelir. Etkisi bileşimdeki uçucu yağlardan ileri gelir.
ÇİVİT: Halk arasında kabakulak ve pnömonide iyi gelir. Bebeklerin ağız mukozasındaki ağrılı yaraların tedavisinde kullanılır.
ÇÖPÇİNİ: Kökünün kaynatılmış suyu ekzemede kullanılır. Bileşimindeki tanenden dolayı astrenjan etkisi vardır.
ÇÖREK OTU: Gaz söktürücü olarak kullanılır.
DARFÜLFÜL: Bedeni ısıtıcı ve öksürük kesici olarak kullanılır
HARDAL TOHUMU: İştah açıcı ve mideyi yatıştırıcı olarak toz halinde kullanılır. Cilt hastalıklarında iltihabı ve ağrı giderici etkisi vardır.
HAVLİCAN: Öksürük kesici ve ağız kokusu giderici olarak kullanılır. Sindirimi kolaylaştırır, gazı dağıtır, balgamı giderir.
HİYARŞENBE: Mushil olarak kullanılmaktadır. Bileşiminde antrekion türevi vardır.
KAKULE: Lezzet verici , gaz söktürücü, iştah açıcı olarak kullanılır.
KARABİBER: Öksürük kesici, uyarıcı ve baharat olarak kullanılmaktadır.
KARANFİL: Ağız kokusu giderici, diş çürüklerinde ve ağrılarında kullanılır. Bileşimindeki karanfil esansı antiseptik ve ağrı gidericidir.
KEBABE: İdrar ve solunum yolları antiseptiği olarak kullanılır.
KİMYON: Baharat, gaz söktürücü, iştah açıcı ve terletici olarak kullanılır.

Mesir macunun asıl kullanımında bulunan baharat çeşitlerinin bir kısmının doğa da artık bulunmuyor olması nedeni ile mevcut baharatlar ile bu işlem yürütülmektedir. İşte kullanılan diğer baharat çeşitleri;
Yenibahar, Zencefil, Galanya, Krem tartar, Kişniş, Havlıcan, Anason, Sakız, Safran, Tarçın, Udülkahr, Hardal, Misrafi, İksir, Meyan Kökü, Kalemi barit, Tiryak, Sarı helile, Kara helile, Raziyane, Zerdecub.
MESİR MACUNUNUN FAYDALAR
Bu macundan kim yerse yesin o yıl boyunca hiçbir zehirli hayvan sokmaz.
•    Nevruz günü ağır hastalar bile yese iyi olur.
•    Macunu yiyen gelinlik çağındaki genç kızlar o yıl içerisinde evlenirler.
•    Macunu yiyen o sene boyunca bütün hastalıklardan korunur.
•    Cinsi kuvveti arttırdığına inanılır.
•    Çocuğu olmayanlar alırsa arzuları gerçek olacağına inanırlar.
•    Çocuk hastalıklarına iyi gelir.

Ayrıca, iştah açıcı; gaz giderici, kuvvet verici, idrar yaptırıcı, yorgunluk giderici, hormonları hareket ettirici etkileri vardır. Bu yıl 471. düzenlenecek olan Manisa Mesir saçım töreni, Üniversite sınavları nedeniyle 26 Mart 2011 Cumartesi günü, öğle namazını müteakip Sultan Camii kubbe ve külliyelerinden halka saçılacaktır.

 

 

 

 

 

 

 

 

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.