Ekim 2012’de MİT’in İmralı’yı ziyaretiyle başlayan görüşmeler, BDP heyetinin ziyaretleriyle devam etti ve son olarak 21 Mart Nevruz kutlamalarında İmralı’dan gelen mektubun Diyarbakır’da meydanda bir bildiri niteliğinde okunmasıyla yeni bir dönem başladı. Peki mektupta neler vardı. Mektuptaki 3 önemli mesaj;
-Silahları bırakın sınır dışına çıkın.
-Yeni bir dönem başlıyor, gerek Türkiye’de gerekse de Ortadoğu’da
-Mücadelemiz bitmedi, bunların hiç biri boşa değildi. Kürtler kimliğini yeniden kazandı.
SİLAH BIRAKMA ZAMANI GELMİŞTİ
Öncelikle silahları bırakma zamanı geldi de geçmişti bile. Zaten gerek toplum gerekse de hükümet bu beklenti içerisindeydi. Artık silahların susma fikirlerin konuşma zamanı. Bunu nerden hatırlıyoruz. Bunu Başbakan Erdoğan’ın defalarca tekrarlamasından hatırlıyoruz. Evet bu söz Başbakan Erdoğan’ın ağzından düşürmediğini bir cümleydi. Bu cümlenin aynısını Öcalan’ın mektubunda da gördük. Bu da şunu gösteriyor ki; artık çözüm yoluna çıkıldı. Sayın Başbakan ve Öcalan aynı frekansı yakaladı ve bir noktada buluşabildiler daha doğrusu Öcalan, Sayın Erdoğan’ın çizdiği yola geldi. Böylece bir diyalog başlamış oldu. Yeni Türkiye ve yeni Ortadoğu…. Bu önemli bir nokta… Türkiye ve Ortadoğu mektupta yer aldı ama Kürdistan yer almadı. Oysa 1978 yılında PK kurulurken, binlerce insan katledilirken hedef neydi Kürdistan devleti. Tabi mektupta yer almaması iyi bir şey. Ve diyebiliriz ki; 78 yılından günümüze geçen zamandan bir takım dersler çıkarılmış. Sayın Başbakanı’nda değindi bir nokta. Çağrının ardından uygulama önemli. Uygulama dedik …
Barış kolay değil… Bu uzun bir süreci kapsayacaktır tabiî ki ama önemli olan silahların susması, kanın dökülmemesi, annelerin gözyaşlarının durması, şehit cenazelerini olmaması. Öcalan’ın çağrıları ne denli dikkate alınacak. Mektup okunurken meydanda bir tane dahi bir Türk bayrağı yoktu. Bu süreci sabote etmek isteyenlerin olduğunun bir göstergesi. Ayrıca; yapılan kutlamalar da içeriği dolayısıyla asıl hedef olan barış sürecini baltalamak isteyenlerin olduğunun bir göstergesi diyebiliriz. Bunun dışında dikkat çeken diğer noktalar; bildiri hem Türkçe hem Kürtçe yapıldı, bildiri kadın-erkek tarafından okundu. Bir eşitlik gösterisi var… Diğer eşitlik sembolü de Türk-Kürt eşitliği…. Bazıları buna kızacak ama emin olun ki; kanın dökülmesinden iyidir. Bir diğer önemli noktada ilk defa bir Nevruz kutlamalarında kan akmadı, molotof atılmadı, polislerimiz taşlanmadı. Yıllardan sonra ilk defa bir Nevruz adabınca kutlandı diyebiliriz. Öcalan yıllarca Marksisit bir yönetimle örgütü yönetti. Ama mektupta dini öğelerinde yer aldığını görüyoruz. Mektupta “İslam bayrağı altında” ifadesi de dikkat çeken cümlelerden.
ÜÇ DİNİN PEYGAMBERİ
Diğer dikkat çeken bir cümle; “Bugün kadim Anadolu’yu Türkiye olarak yaşayan Türk halkı bilmeli ki Kürtlerle bin yıla yakın İslam bayrağı altındaki ortak yaşamları kardeşlik ve dayanışma hukukuna dayanmaktadır.” Mektupta Öcalan’ın, üç büyük dinin peygamberlerini de tek tek saydığını görüyoruz. “Hz. Musa, Hz. İsa ve Hz. Muhammed’in mesajlarındaki hakikatler, bugün yeni müjdelerle hayata geçiyor, insanoğlu kaybettiklerini geri kazanmaya çalışıyor.” Peki mektubun meclis koridorlarındaki yansımaları nasıl derseniz?
MHP’LİLERİN PROTESTOSU
TBMM Genel Kurulu’nda MHP milletvekilleri mikrofonlarına Türkiye haritası seklindeki Türk bayraklarını astı ve durumu protesto etti. MHP Grup Başkanvekilleri’nin oturduğu sıraların önünde de şehit fotoğrafları ile terör örgütü üyelerince öldürülen bir bebeğin fotoğrafını asıldı. MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, gazetecilere yaptığı açıklamada, Genel Kurul açılmadan önce partili milletvekilleriyle bir araya geldiklerini belirterek, toplantıda Diyarbakır’daki nevruz etkinliğindeki görüntüleri değerlendirdiklerini belirtti ve Diyarbakır’da Türk bayrağına hakaret edildiğini öne süren Şandır, ”Orada Türk milletine ve devletine meydan okunmuştur. Biz de Genel Kurul’da buna isyanın bayrağını çektik” dedi. CHP kanadı ise; bizim muhatabımız Öcalan değil Sayın Başbakandır. Bundan dolayı şuan bir açıklama yapmayacağız şeklinde oldu. CHP genel merkezinden de CHP milletvekillerine bir mesaj gönderildi. Mesajda vekillerin basına konu ile ilgili herhangi bir demeç vermemeleri istendi. Genel Kurul’da mülteciler ve vatansızlar için yapılan yasal düzenlemenin görüşmeleri sırasında da gergin dakikalar yaşandı. MHP ve CHP milletvekillerinin, Ak Parti milletvekilleri ile atışması nedeniyle, Sadık Yakut başkanlığındaki oturum sık sık kesintiye uğradı. Sadık Yakut, artan gerilim nedeniyle birkaç kez ara vermek zorunda kaldı. Gerginlik devam edince de Başkanvekili Yakut, ‘genel kurul salonunda hükümet ve komisyon yetkilileri olmadığı’ gerekçesiyle oturumu kapattı. Böylece TBMM gerginliğe daha fazla dayanmış oldu.
HABERLER
3 gün önceHABERLER
3 gün önceKÖŞE YAZARLARI
6 gün önceKÖŞE YAZARLARI
11 gün önceKÖŞE YAZARLARI
17 gün önce