İSTANBUL (AA) – Sanatçı, “Makamsız Project” ve “Kadim” albümlerinden oluşan repertuvarıyla Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda sahne alacak.
Eserlerinde Türk müziği ile cazı birleştiren Demirel, müzikal hayatına ve çalışmalarına ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, müziğe olan sevgisinin çocukluk yıllarında başladığını söyledi.
İzmir Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi’ndeyken piyano çalmaya başladığını dile getiren Demirel, “Daha sonra kompozisyona merak saldım. Lise yıllarında da caza çok meraklıydım. Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi’nde kompozisyon okudum. Oradan Hollanda’ya geçtim, hem caz piyano hem kompozisyon okudum. Hollanda’ya giderek müzik hayatımda önemli bir merhale kat etmiş oldum.” dedi.
Demirel, yüksek lisans öğrenimini Amsterdam Konservatuvarında Theo Loevendie ile kompozisyon dalında tamamladığını belirterek, “2007’de Türkiye’ye döndüm. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuvarında doktoramı yaptım. Akademik kariyerim bir yandan devam etti. 2017’de İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarında caz bölümünü açtık. 2021’de profesörlüğümü aldım. Şu anda Caz Ana Sanat Dalı Başkanı olarak görev yapıyorum.” diye konuştu.
“Anadolu toprakları her anlamda çok zengin”
Hem besteci hem de caz piyanisti olarak aktif bir sanat hayatının olduğunu aktaran başarılı müzisyen, şunları kaydetti:
“Bugüne kadar sahne müzikleri, opera, senfonik yapıtlar, oda müzikleri besteledim. Eserlerim çok çeşitli ülkelerde seslendirildi, özellikle Avrupa ülkelerinde. 2022’de ‘Avrupa Bestecilik Ödülü’nü kazandım. Yakın zamanda Gedik Filarmoni Orkestrası için bir piyano konçertosu besteledim. Bir yandan caz çalışmalarım devam ediyor. Şu ana kadar çeşitli albümlerim yayınlandı. En son yayınlanan albümüm ‘Kadim’ ve ‘Makamsız Project’. CRR’de de bu albümlerin konserini yapacağız. Çeşitli müzisyenlerle iş birliği ile konserler vermeye devam ediyorum.”
Türk müziğinden oldukça etkilendiğinin altını çizen Demirel, “Bu alanı tanımaya çalışıyorum. Bu alanda aktif olan yakın arkadaşlarım var. Onlarla iş birliği yapmak beni çok besliyor. Çünkü Anadolu toprakları her anlamda, müzikal anlamda da çok zengin. Bu mirastan yararlanmayı kendime hak görüyorum ve Türk müziği, caz ve klasik müzikle ilgili işleri birleştiriyorum.” değerlendirmesini yaptı.
“Makamsız Project, caz ve Türk müziğini bir arayan getiren dünya müziği projesi”
Evrim Demirel, son çıkan albümlerine ilişkin de şu bilgileri verdi:
“Kadim, aslında Anadolu topraklarında antik dönemden bu yana olan seslerin bana iletilmesi diyebilirim. İçerisinde bana ait 5 beste var. Birincisi Kadim, ikincisi Ziggurat, İlk Peşrev, Meddah ve Su eserleri. Bunların hepsinde derinlemesine bir Türk müziği var. Burada önemli bir isim de var; Murat Tırnak. Tırnak, Türk müziği nefesli sazlarını virtüöz düzeyinde çalabilen bir duayen ve çeşitli çalgıları çalıyor albümde. Mesela Kadim’de duduk, Ziggurat’ta zurna, İlk Peşrev’de ney var. Bir yandan da içinde caz müzisyenleri var, Kaan Yıldız ve benim gibi. Bu albümde çeşitli müzisyenler ortak bir alanda buluşup, yeni bir söylem peşinde koşuyor. Makamsız Project de caz ve Türk müziğini bir arayan getiren dünya müziği projesi. Bu dünya müziği projesine çok önemli bir konuk getiriyoruz. Vasilis Saleas, makamsal klarnet ekolünün önemli temsilcilerinden birisi. Makamsız Project ile onu ağırlamak çok heyecan verici. 7 Mart’ta yapacağımız konser, Vasilis’in katkılarıyla daha da ilgi çekici olacak.”
Makamsız’ın kendisinin ortaya koyduğu bir kavram olduğuna işaret eden Demirel, “Hatta Alman müzikolog Martin Greve, yıllar sonra ‘Makamsız’ isminde, Türk müziğini incelediği bir kitap yazdı. Orada da benim makamsız kavramıma gönderme yaptı. O yüzden çok mutluyum. Makamsız aslında 2006 yılında Kalan Müzik’ten ilk defa yayınladığım albümün ismi. Orada Türk müziği ile çağdaş müzik arasında bir dünya yaratmaya çalışmıştım. Yıllar sonra Türkiye’de vizyonumu anlayacak ve onu paylaşabilecek müzisyenlerle karşılaştıktan sonra ‘Makamsız Project’, yani onun caz dünyasındaki karşılığını ürettim. Müzisyenlik hiç bitmeyen bir iş. Bizim için istikrar, çalışmak, üretmek, devamlılık her şeyden daha önemli.” ifadelerini kullandı.
“Tarihten çok etkileniyorum”
Demirel, yeni konser rotası için önemli festivallerle görüşme halinde olduklarını kaydederek, eserlerinde ilham aldığı noktalara dair şunları söyledi:
“Tarihten çok etkileniyorum. Bu topraklara dair konularla ilgileniyorum ve bunlara dair eserler ortaya koyuyorum. Bunlardan birisi ‘Ninatta’. 2017’de İstanbul Devlet Opera ve Balesi bu operamı sahneledi. Librettosu Ahmet Ümit’e ait. Beraber çalıştık. Başka bir operam Freiburg’da sahnelendi. Onun da ismi ‘Europa’. Fenikeli bir kadının kaçırılması, Zeus’un boğa kılığında onu Avrupa’ya taşımasıyla ilgili. Ninatta da Hititlerle ilgili. Bu tarihi konular cezbediyor ve bu tip çalışmalara devam ediyorum.”
Cazın içerisinde doğaçlama bir müzik olduğunun altını çizen Demirel, “O anda hislerinizi filtresiz olarak sunabiliyorsunuz. Bu çok çekici. Orada müthiş bir özgürlük alanı olduğunu düşünüyorum.” dedi.
Seneye sahnelenmesi planlanan bir müzikal üzerine çalıştığını aktaran müzisyen Demirel, Kudsi Ergüner, Okay Temiz ve Erkan Oğur’un aralarında olduğu müzisyenlerle birlikte çalışmanın sanat hayatına önemli izler bıraktığını sözlerine ekledi.
Muhabir: Aişe Hümeyra Akgün
AA
BALKAN YEMEKLERİ
2 gün önceHABERLER
5 gün önceHABERLER
10 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
18 gün önceHABERLER
27 gün önce