DOLAR 33,0654 0.19%
EURO 36,0431 0.11%
ALTIN 2.619,761,96
BITCOIN 21350612.09232%
İzmir
36°

AÇIK

SABAHA KALAN SÜRE

100 okunma

Özgürlük mücadelesi ne için ve kime karşı yapıldı ? -1

ABONE OL
12/04/2011 22:00
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Bizim kuşağımız İngiliz sömürge dönemini ucundan da olsa ilkokul çağlarında yaşamıştır. İngiliz Vali Sir Jhon Harding’in Gönyeli’nin içerisinden korumalarıyla geçerken kahvehane önündeki haklın ayağa kalkıp saygı niteliğinde esas duruşa geçmelerini halen hatırlıyorum. Bu saygı gibi görünen davranış, aslında İngiliz sömürge idaresinin Kıbrıs Türk halkının üzerindeki örtülü baskısının bir tezahürü idi. O İngiliz ki bu adayı, Osmanlı’nın en zayıf döneminde bir punduna getirerek, güya kira usulü ile kiralayarak üzerine konmuştur. Dünyada hiçbir ülke yoktur ki, toprağını veya toprağının bir bölümünü ve o toprağının üzerinde yaşayan halkını manda idaresine verir gibi kiralasın. Kıbrıs Türk halkı da o toz dumanda ferman okur gibi gitmiştir.

İngiliz ve o günün batısı, zaten Osmanlı’nın defterini yavaş yavaş dürmeye başlamışlardı. Ancak, ortada sıcak denizlere inmek isteyen bir de Rus İmparatorluğu vardı. Üç kıtada toprağı bulunan Osmanlı’yı hepten bitiremiyorlardı. Hepsi kendi hesaplarına göre Osmanlı’ya karşı salam politikası uyguluyorlardı. Balkanları Doğuda Ruslar, batıda İngiliz ve ötekiler kışkırtıyordu. Mısır’da nereye ve nasıl bağlı olduğu bilinmeyen garip bir (Kavalalılar) idare getirildi. Bu Hidivliğin daha sonra Osmanlı’ya isyan ettiğini veya ettirildiğini biliyoruz. Balkanlarda önce küçük bir Yunan devletçiği Osmanlı’dan kopartılarak kurduruluyor. Onun ardına Balkanlarda prenslikler ve krallıklar meydana getiriliyor. Osmanlı kan kaybederken Arap yarımadasında Lawrence marifetiyle isyanlar ve kışkırtmalar başlatılıyor. Neden? Çünkü petrolün kokusunu İngiliz taa o devirde almıştı. Orta Doğu’ya gelince bugünkü devletlerin yani Irak, Suriye, Ürdün, Lübnan ve Filistin’in doğuşu da İngiliz ve kısmen Fransız parmağı ile ola gelmiştir.

SON KALELER

Güney Afrika’ya gelince oradaki son kalelerimiz de Fransızlar ve İtalyanlar tarafından bölüşülerek Güney Afrika dosyası da tamamlanmıştır (Bugünkü Libya’nın trajik durumu ortada. Dikkat edilirse yine Fransa başrol oyunculuğu taslamaktadır). Bütün bunlardan sonra Osmanlı’nın boynuna Sevr Antlaşması asılmıştır. Dönüp geriye bakıldığında bir zamanlar Adriyatik’ten Çin’e kadar Türkçe konuşan ve birçoğu Türk olan halklar vardı. Yukarda görülebileceği üzere Kıbrıs ve Kıbrıs Türk halkı bu coğrafyanın tam ortasında Osmanlı’nın geçirdiği bu tarihi süreçten menfi yönden çok etkilenmiştir. Ancak, Türk kimliğini hiçbir zaman kaybetmemiş onu cansiperane korumuştur. Kıbrıs Türkleri 1878’den 1960’a kadar 1931–1945 yılları kısmen hariç, büyük bir kaos ve mücadele içerisinde varlıklarını sürdürmüşlerdir. Özellikle 1945–1960 arasında anavatan Türkiye ile bu mücadeleyi beraber sürdürerek 1960’TA Kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurucu ortağı olarak tescil ettirilmiştir. Ancak, kurulan bu Kıbrıs Cumhuriyeti devleti, Rumların aç gözlülüğünden Aralık 1963’te yıkılmıştır, daha doğrusu Türkler, Rumlar tarafından Kıbrıs Cumhuriyeti ortaklığından atılmıştır. Bu duruma başta Amerika, İngiltere (o İngiltere ki Kıbrıs Cumhuriyeti’nin sözde garantörü idi.) Birleşmiş Milletler, batısı, doğusu ve bağlantısızları tümden seyirci kalmışlar hatta Kıbrıs Rumları’nın sırtlarını sıvazlamışlardır. Kıbrıs Türkleri’nin bu karanlık ve zulüm dolu mücadele dönemi 1963’ten 1974’e kadar sürmüştür. Bu dönem içerisinde Kıbrıs Türkleri’ne yalnız Anavatan Türkiye sahip çıkmıştır. Göçmenlerimize ve tüm halkımıza gönderilen çadır, battaniye, iaşe, silah ve cephane yardımları bugün gibi gözlerimin önündedir. Ancak Kıbrıs Türkü de Rum’un ve Yunan’ın önünde hiç pes etmeden büyük bir savaş vererek 1974 Mutlu Barış Harekatı’na kadar geldi. 20 Temmuz 1974’te şanlı Türk ordusu ve mücahit birliklerimiz son noktayı koyarak (happy end) mutlu sona imza atıldı. Ama nice şehitler, gaziler, canlar vererek, kan ve gözyaşı dökerek bugünlere gelinmiştir. Belki, bazı şeyler satın alınabilir ancak, can, kan ve gözyaşı asla satın alınamaz. Girne Boğazı şehitliğinde, Girne Karaoğlanoğlu şehitliğinde ve diğer öteki şehitliklerde şairin dediği gibi “Bu vatan toprağın kara bağrında sıradağlar gibi yatanlarındır”.

 

Devamı gelecek sayıda

 

    En az 10 karakter gerekli