Öğretmenliğinin yanı sıra ulusal sporculuğuyla da öğrencilerine rol model oluyor

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

AA

İSTANBUL (AA) – Karataş, lise çağındayken demir bilyelerle oynanan spor kısmı bocceyi, Türkiye’ye getiren öğretmeni Yılmaz Balaban’ın okulunda yaptığı tanıtım sayesinde öğrendi.

Henüz 18 yaşındayken Türkiye Bocce Ulusal Grubu oyuncusu seçilen Karataş, ulusal ve milletlerarası çeşitli karşılaşmalara katılarak dereceler aldı.

Karataş, bir yandan bocce sporunda kendisini geliştirirken bir yandan da Ulusal Eğitim Bakanlığının (MEB) ulusal atlet atamasıyla 2012’de Çatalca Mehmet Akif Ersoy Ortaokulu’nda vücut eğitimi öğretmeni olarak görevlendirildi.

Aynı vakitte Bocce A Ulusal Kadro Antrenörü olan Karataş, sporculukta elde ettiği disiplini öğretmenlik mesleğine taşırken okulun bahçesine belediyenin takviyesiyle kurduğu bocce alanında öğrencilerinin hayallerine ulaşmasına takviye oluyor.

Spor ve eğitimi harmanladığı bu seyahatte gençlere hem akademik hem de sportif manada ilham kaynağı olan Karataş, bocce sporunun Türkiye’de yaygınlaşması için yaptığı çalışmalarla da dikkati çekiyor.

“Sporu seven çocukların gözünde vücut eğitimi öğretmenleri kahraman gibi”

Sporculukla başlayıp öğretmenlik ve antrenörlükle taçlandırdığı meslek seyahatini AA muhabirine anlatan Mehmet Karataş, yaklaşık 25 yıldır bocce sporuyla ilgilendiğini, bu süreçte çeşitli karşılaşmalarda yarıştığını söyledi.

Boccenin çakıllı toprak yer üstünde oynanan bir oyun ve spor kısmı olduğunu lisana getiren Karataş, oyunun kız erkek karışık ya da kızlar ve erkekler farklı kategorilerde kıymetlendirilerek oynanabildiğini, 13 sayıya ulaşanın karşılaşmayı kazanarak bir üst çeşide geçtiğini söz etti.

Karataş, ulusal sportmenlerin öğretmen olarak atanmasında uluslararası derece yapmanın ya da en az 10 sefer grup sporlarında yurt dışında ülkeyi temsil etmenin gerektiğini belirtti. Kendisinin de bu formda atanarak vücut eğitimi öğretmenliğine başladığını anlatan Karataş, meslekte 13’üncü yılına girdiğini, son 3 yıldır da İlçe Spor Koordinatörlüğü yaptığını lisana getirdi.

Öğretmenlikle sporculuğun birbirini beslediğini ve hem kendisi hem de öğrenciler için hoş sonuçların ortaya çıktığını kaydeden Karataş, “Sporu seven çocukların gözünde vücut eğitimi öğretmenleri kahraman üzere oluyor. Ulusal atletiz, ayrıyeten ulusal sportmen olan kendi öğrencilerim de var. Bizim çocuklar da bizleri görüyor. Televizyonlardan, toplumsal medyadan izliyorlar. Kendilerine rol model olarak gördükleri için de heyecanlı bir formda sporlarını yapıyorlar, adapte oluyorlar. Onların gelişimi için de hoş oluyor.” sözlerini kullandı.

“Sahamızdan bir sürü Türkiye derecesi ve ulusal atlet çıktı”

Mehmet Karataş, öğrencileri 5’inci sınıfta bocce sporuyla tanıştırdığını belirterek, okulda toplam 600 öğrencinin olduğunu, hepsinin de bu sporu bildiğini söyledi.

Boccenin misket oyununa benzediğini anlatan Karataş, “Çağımızda şu anda küçük çocuklar misket oyununu bilmiyor. Sahayı büyük bir misket alanı üzere düşünün. Burada gelip oynayabiliyorlar. Kendilerini geliştiriyorlar. Okullar ortası karşılaşmalarda başarılı olursak Türkiye şampiyonalarına gidiyoruz. Bu alanımızdan bir sürü Türkiye derecesi ve ulusal sportmen çıktı.” dedi.

Milli sporculuğun çocukların gözünde en üst düzey olduğunu belirten Karataş, “Ortaokulu bitirip liseye geçen ya da üniversiteye geçen öğrencilerim var. Hepsinin maksadı ulusal atlet olabilmek. Ülkemizin bayrağını göndere çekebilmek. Bu aşkla çalışmalarına devam ediyorlar.” diye konuştu.

Sporculuk mesleğinde kendisini gururlandıran bir anı aktaran Karataş, 2 sene evvel Yunanistan’da yapılan milletlerarası turnuvada vücut eğitimi öğretmeni ve tıpkı vakitte ulusal sportmen olan ekip arkadaşları Faik Dursun Öztürk, Caner Makara’yla bir arada üçlü ekiplerde şampiyonluğu yakaladıklarını, bunun kendileri için unutulmaz bir an olduğunu tabir etti.

Hedef, boccenin okullarda birinci 3 oyun ortasına girmesi

Milli ekip antrenörlüğünde karşılaştığı zorluklara değinen Karataş, diğer vilayetlerden gelen ulusal atletleri bir ortaya getirip ekip oluşturmanın güç olduğunu, atletleri kaynaştırıp ahengi yakalayarak muvaffakiyet elde etmeye odaklandıklarını anlattı.

Karataş, bocce sporunun Türkiye’ye 1992’de geldiğini, 2005’te Türkiye Bocce, Bowling, Dart Federasyonunun kurulduğunu, 2014’te de okul sporlarına girdiğini belirtere, amaçlarının okullarda en çok oynanan oyunlarda birinci 6 ortasında yer alan bu sporu birinci 3’e çıkarmak olduğunu kaydetti.

Millet bahçelerine ve parklara bocce alanlarının kurulmasını istiyor

Karataş, yurt dışında park ve bahçelerde bocce alanlarının çok yaygın olduğunu, bilhassa Fransa ve İtalya’da yaşlıların, gençlerin alanda buluşup oynadıklarını belirterek, “Bunun sonucunda bu ülkelerden daha çok şampiyonlar çıkıyor. Benim projem de millet bahçelerimiz, park alanları olsun, oralara küçük küçük bocce sporunu yapabileceğimiz yerler yapıp yetenekleri keşfetmek.” halinde konuştu.

Türkiye’de yalnızca Mersin, Antalya ve Ankara’da kapalı bocce alanının olduğunu ve bu vilayetlerden düzgün atletlerin çıktığını söyleyen Karataş, “Bizim dezavantajımız kış uzunluğu birçok vakit idmanları yapamıyoruz. Kapalı alanlar arttığı sürece sporumuzda başarılı sportmenler daha da artacaktır diye düşünüyorum.” değerlendirmesinde bulundu.

Muhabir: Zeynep Rakipoğlu