O anlarda stadyumun dışında maç yayınını izleyen binlerce kişi de stadyumdakilerle beraber donakaldı. Çok şükür ki Eriksen 4 dakikanın ardından hayata geri döndü, şu anda da sağlığına kavuşmuş durumda. Eriksen şu anda 29 yaşında ve gencecikken böyle bir kritik durumla karşı karşıya kaldı. Kendisi 2010 FIFA Dünya Kupası’nda forma giyen en genç futbolcu olmuş, o zamanlar henüz 18 yaşındaymış. Başarılı bir kariyer ve henüz hayatının başında. Son dönemlerde covid-19’dan çok söz edildi ancak kalp krizi geçirme yaşı her geçen yıl daha da aşağıya çekiliyor.
Peki nedir kalp krizini tetikleyen?
Bir röportajında Prof. Dr. Mehmet Baltalı, “Gençlerde ve yaşlılarda hiç fark etmiyor. Diyelim ki bir yerde sinirleniyorsunuz, bağırıyorsunuz, çağırıyorsunuz onlarda risk fazla değil. Esas sinirlenip içine atanlarda risk daha fazla. İçine atıp, biriktiren insanlarda daha çok görülüyor. Toplumsal baskı herkeste oluyor ama içine atanlarda daha sık görülüyor, majör değil ama daha sık görüldüğü söyleniyor.” Diyerek aslında stres ve üzüntüsünü dile getiremeyenlerin bu durumla aslında içinde biriktirdiklerini dışa vurduğunu anlatıyor.
Gelişmiş olduğunu iddia ettiğimiz ülkelerde durum böyleyken, en ilkel kabilelerden biri olan Tsimane ise bambaşka bir yönüyle dikkat çekiyor. Biliyorsunuz yaşlandıkça beyin hücrelerimiz de yaşlanıyor ve ölüyor dolayısıyla bu durum alzheimer, odaklanmama gibi sorunları da beraberinde getiriyor. Oysa Amazon Ormanları’nda yaşayan bu kabile ile yapılan araştırmalar bambaşka sonuçlar ortaya koydu.
ABD’li bilim insanlarının 2017 yılında yaptığı bir çalışma sonrası, dünyanın en sağlıklı kalbine sahip topluluk olarak adlandırılmıştı. Tsimane’lerin diğer herhangi bir popülasyonda ölçülenden daha iyi kardiyovasküler sağlığa sahip olduğunu bildirilmişti. Bilim insanları, on katılımcıdan neredeyse dokuzunun kalp hastalığı riski göstermeyen temiz damarlara sahip olduğunu bulmuştu.
Yeni bir araştırmayla bu kabilenin bir başka ilginç özelliği daha keşfedildi. Modern toplumdan soyutlanmış durumda olan Tsimane’lerin, yaşlandıkça Amerikalı ve Avrupalı akranlarına göre daha az beyin atrofisi (beyin hücrelerinin kaybı ve bu duruma bağlı küçülmesi) yaşadığı ortaya çıktı.
Bir tarafta modern ve teknolojik olanakları sonuna kadar kullanabilen öte yandan tüketim sisteminin bir parçası olup tüketen ve bir yandan da tüketilen insanlar diğer tarafta ise doğanın özüyle uyumlu tüketmek yerine ihtiyacı olduğu kadarını üretenler ve bu iki grubun sağlık durumu. Bazen olanaklar bizi rahatlatıyor gibi gözükse de onlara ulaşmak için bulunduğumuz fedakarlıklar zihnimizi aşırı yoran düşüncelere, kalbimizi kıran duygulara ve içimizde biriken sözlere dönüşüyor ve gün geliyor bu birikimler bedenimizi zayıflatıyor. Bu nedenle maddi dünyaya olduğu kadar içimize de dönmek, ruhumuzu beslemek ve desteklemek gerekiyor. Kişi kendiyle buluşunca kıyafetlerine ya da kaslarına gösterdiği özeni kalbine gösterdikçe dünyanın manası da değişmeye başlıyor. Yunus Emre’nin dediği gibi “İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir. Sen kendini bilmezsin, ya nice okumaktır”.
ARAŞTIRMA-İNCELEME
1 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
3 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
3 gün önceHABERLER
5 gün önceHABERLER
10 gün önce