DOLAR 33,0352 0.01%
EURO 36,0782 0.02%
ALTIN 2.621,310,02
BITCOIN 21364671.62316%
İzmir
38°

AÇIK

SABAHA KALAN SÜRE

151 okunma

Öngörülemeyen Gündem Değişiklikleri

ABONE OL
03/09/2020 00:53
0

BEĞENDİM

ABONE OL

25 Aralık post modern darbe olarak nitelendirilen darbe girişimleri ile başlayan gündem yoğunluğu, seçimlerin hükümet lehine başarı ile sonuçlanmasıyla beraber belirli bir süre rutin hale gelmişti. Yerel seçimlerden sonraki yeni gündem Cumhurbaşkanlığı seçimleri oldu. İktidar cephesinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın aday olup olmayacağı, aday olursa kimin Başbakan koltuğuna oturacağı konuşuldu. Muhalefet ise MHP’nin fikir önderliğini yaptığı bir ‘’çatı aday’’ formülü üzerinde durdu. Yavaş yavaş seçim havasına girilmişti ki, Diyarbakır‘ın Lice ilçesinde çıkan olaylarda göstericiler arasında bulunan bir kişinin 2. Hava Kuvvet Komutanlığı garnizon sahasına girerek Türk bayrağını indirmesi gündeme bomba gibi düştü. Bayrak hiç kuşkusuz bir milletin namusu, haysiyeti ve şerefidir. Uğruna nice şehitler verilmiş olan ay yıldızlı şanlı bayrağımıza yapılan bu iğrenç saldırı, ülkemizin en hassas duygularıyla oynama niteliğini taşır. Bu duyguları en güzel şekilde dile getiren şairlerimizden biri olan Mehmet Akif Ersoy’ un, “Bir Hilal Uğruna Yarab Ne Güneşler Batıyor ” adlı şiiri vatan millet bayrak sevgisini ve uğruna verilen mücadeleyi en iyi anlatan şiirlerimiz arasındadır. Bayrak demek, namus demektir. Bayrağımıza yapılan bu saldırının ardından olayın gerçekleştiği Hava Kuvvet Komutanlığı’nda dış güvenlikle ilgili iki güvenlik görevlisi İçişleri Bakanlığı’nın yaptığı soruşturmayla görevden alınmıştır. Son zamanlarda yapılan eylemler ve gösteri yürüyüşlerinde çocukların bir piyon olarak öne sürüldüğü görülmektedir.

ÇOCUK KAÇIRMA OLAYLARI

Doğu bölgesinde özellikle son dönemlerde çocuk kaçırma olaylarında artış olduğu göze çarpmaktadır. Saldırıyı gerçekleştirenin de çocuk yaşta olması ve adeta ölmesi için oraya gönderilmiş olması ortaya çıkan vahim tablonun somut bir örneğidir. Provokatörler, ülkenin karışması amacıyla yaptıkları planlarda genellikle başrolde çocuklar ve gençleri kullanmaktalar. Gençler ve çocukların oynadığı bu başrole, en güzel örnek olarak Gezi olaylarını verebiliriz. Gezi olaylarında ülkeyi karıştırmakta başarılı olan bu zihniyet şimdi de gözünü popülist bir ötekileşme politikası olan ayrımcılığa dikmiş durumda. Hedeflerinde Türk-Kürt çatışması ve Şii- Sunni çatışması çıkarmak bulunmaktadır. Bayrak olayı Türk – Kürt çatışmasını çıkarma amacı taşımaktaydı. Ardından Şii – Sünni çatışması için IŞİD örgütü ortaya çıktı. Son günlerde Irak’taki eylemleri ile isimlerini duyuran Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütü Türkiye’nin Musul Başkonsolosluğu’nu işgal etti, tüm konsolosluk personeli ve ailelerini rehin aldı. Konsolosluk binası Konsolosluk açan devletin toprağı niteliğindedir ve ülkesinde konsolosluk açılan devlet, konsolosun güvenliğini sağlamakla mükelleftir. Mükellef olan devlet, yükümlülüğünü yerine getirmediği takdirde bir diplomatik kriz boy göstermektedir. Kaldı ki Irak’ da meşru bir yönetim ve bütünlük sağlamış bir otorite olgusu bulunmadığı bir gerçektir. Bu boşluktan yararlanan IŞİD teröristleri, Musul’daki Irak Merkez Bankası kasasından 429 milyon dolar çalıp çok sayıda külçe altına el koyarak uluslararası kamuoyu tarafından illegal kabul edilen örgütlerin hepsinden daha fazla paraya hükmederek güçlenmektedir. Musul’u ele geçiren bu örgüt Kerkük ‘ün önemli petrol rafinelerine gözünü dikmiş bulunmaktadır. Bu örgütün daha fazla büyümeden önü kesilerek bölgedeki mevcut durum korunmalıdır. Türkiye ve NATO işbirliğiyle, bölgede artık sorunların çıkmaması için kesin ve somut adımlar atılması gerekmektedir. Kim bilir, belki de atılacak bu somut adımlar biri de Musul ve Kerkük’ün Türkiye’ye katılmasıdır.

 

    En az 10 karakter gerekli