Emanuel Ksantos, Nikolas Sfukos, Boris Sarafov, Anastasyas Çakalof, Sofronij Vraçansky, Miloş Obradoviş, Abdullah Öcalan,VMRO, IMRO ve PKK. Bu saydığım isimlerden ve kısaltmalardan ikisini maalesef çok iyi tanıyoruz ama diğerleri hakkında fazla bir bilgimiz olduğunu düşünmüyorum. Daha öncede söylediğim gibi tarih ihtiyaç duyduğumuz da çıkartıp medet umacağımız bir ilk yardım kutusu değildir. Hele hele siyasilerimizin hiçbir zaman yanından ayırmaması gereken başucu kitabı olmalıdır. Osmanlı’nın son yüzyılını bilmek, cumhuriyetin ilk yüzyılını bilmek demektir. Zira sebepler aynı ve maalesef, korkulan odur ki sonuçlarda aynileşmeye başlamıştır. Batının dün yaptığı oyun genelde aynı sırayı izlemekteydi. Çeteler kurmak ve Türklerin barbarlığı söylemleri artınca gelip insan hakları adına olaya el koymak. Osmanlı azınlık çetelerini her defasında perişan etti. Ancak temsil noktasında kendi vatandaşlarının koruma hakkını daha önce kabul ettiği antlaşmalarla batılı emperyallere verdiği için, kaybettiği savaşlar sonrası masaya oturup; ayrıcalık, özerklik, prenslik ve nihayet bağımsızlık sürecini istemeyerekte olsa kabul eden taraf oldu. Dün böyleydi de bugün farklı mı acaba? Ülkemiz üzerine oynanan oyunların sadece maşaları değişmiş oynayanlar ve planlar genelde aynı kalmıştır. Biz Türklerin kahramanlıklarını yaşatıp hatalarını büyük bir hızla bilinç dışına attığını bilen batılı oryantalistler ve siyasiler, daha önce Bulgar ya da Sırpça olan çete liderlerini, bugün Kürtçe’den seçmekte ve oyunu; planı yüzyıl öncesinde yazılan kurallarına göre tekrarlamaktadırlar. İnanması zor ancak oyun her defasında başarılı oldu, Osmanlı bu süreci durdurmak ve var olan sıkıntıyı sona erdirmek adına, İsa Bolatin ve Sandaski gibi çete liderlerini Meclisine mebus olarak bile taşıdı. Ancak tahmin ettiğiniz oldu ve Osmanlı ne yaparsa yapsın yaranamadı. Mesele Avrupalılara göre Balkanlarda yaşayan Bulgar yada Sırp’ın ne kadar demokratikleştiği değildi, mesele Osmanlı’nın Balkanlardan atılmasıydı ve yapıldı da.!
TERÖR SORUNU ADINI ALAN SÜREÇ
Şimdi; kendisini tarihi, dini ve kültürel olarak Osmanlı’nın devamı olarak gören bizim devletin gözünden, yaşanan terör sorununa bakacak olursak, bir şey söylememize gerek kalmayacak derecede ki benzerlikleri bulursunuz diye tahmin ediyorum. Ülkemiz de önce Kürt, sonra doğu ve gelen şehitlerin rakamlarının fazlalığı dolayısı ile terör sorunu adını alan bu süreç, benzerini daha önce birçok kez izlediğimiz filmleri anımsatmaktadır. Ülkemizde etnik bir ayrımın olmadığını siyasiler değil aynı köyde yan yana oturan komşular bilir, siyasilerimize kalan bu kardeşliği, hiçbir ortak noktamız olmayan Batılı devletlere yada sivil toplum örgütlerine kullandırmamaktır. Batı için demokrasi laf-ı güzaftır Yüzyıl önce Balkanlarda katledilen milyonlarca Türk’ün de insan olduğunu kavrayamayan bir Batı zihniyeti, benim Kürt kardeşime insanlık adına bir değer biçemez. Biz bu filmi çok gördük, adı daha önce Koçkiri’ydi, Şeyh Sait’ti, Asala’ydı ve günümüzde sadece adı değişti, amaç yüzyıl önce Türk’ü Batıdan olabildiğince uzak tutmaktı, şu an ise petrol bölgesinden olabildiğince uzaklaştırmaktır. Ve bunu yaparken o çok değerli insanını değil, aslında insan yerine bile koymadığı doğu halklarını birbirine kırdırarak yapmak istemektedir. Türk bu oyunu bozar, yeter ki kendisine ve tarihine layık yaşasın ve yönetilsin…
BALKAN YEMEKLERİ
16 saat önceHABERLER
9 gün önceKÖŞE YAZARLARI
19 gün önceHABERLER
05 Kasım 2024