Pandemi süreci, ergenlik dönemindeki gençler üzerinde beklenmedik ve derin etkiler yaratmıştır. Bu dönemde yaşanan fiziksel ve sosyal izolasyon, ergenlerin gelişim süreçlerini hem fiziksel hem de psikolojik açıdan zorlamıştır. Erken ergenlik belirtilerinin artışı ve duygusal dalgalanmalar, pandemiyle birlikte gelen belirsizlik ve stresin gençler üzerindeki baskısını gözler önüne sermektedir. Okulların kapanması ve sosyal etkileşimlerin kısıtlanması, gençlerin hem akademik başarılarını hem de sosyal becerilerini olumsuz yönde etkileyerek, onların bu zorlayıcı dönemde daha fazla desteğe ihtiyaç duymalarına neden olmuştur.
Araştırmalar, pandemi sürecinde bazı çocukların erken ergenliğe girdiğini göstermektedir. Bunun sebepleri arasında stres, değişen yaşam tarzı ve artan dijital ekran kullanımı yer almaktadır. Stresin, vücutta kortizol hormonu seviyelerini artırdığı ve bu hormonun erken ergenlik başlangıcını tetikleyebildiği bilinmektedir. Ayrıca, evde geçirilen sürenin artması ve fiziksel aktivitelerin azalması da bu durumu destekleyebilir.
Pandemi süresince, özellikle kız çocuklarında erken ergenlik vakalarında bir artış gözlemlenmiştir. İtalya’da yapılan bir araştırmada, pandemi döneminde erken ergenliğe giren kız çocuklarının sayısında belirgin bir artış olduğu rapor edilmiştir. Bu durum, hormon seviyelerindeki değişimlerin yanı sıra, sosyal izolasyon ve stres faktörlerinin bir sonucu olarak değerlendirilmiştir.
Pandemi süreci, ergenlerin psikolojik sağlığını da ciddi şekilde etkilemiştir. Okulların kapanması, sosyal etkinliklerin iptal edilmesi ve evde daha fazla vakit geçirilmesi, gençlerin sosyal becerilerini geliştirme fırsatlarını kısıtlamıştır. Bu durum, anksiyete ve depresyon gibi psikolojik sorunların artmasına yol açmıştır.
Ergenler, pandemi sürecinde yalnızlık ve sosyal izolasyon duygularını daha yoğun yaşamışlardır. Bu süreçte, dijital iletişim araçlarına yönelim artmış olsa da, yüz yüze etkileşimin yerini tutmayan bu araçlar, gençlerin duygusal ihtiyaçlarını tam olarak karşılayamamıştır. Ayrıca, aile içi dinamiklerde yaşanan değişimler, ev içi çatışmaların artmasına ve ergenlerin duygusal olarak daha fazla zorlanmasına neden olmuştur.
Öte yandan, pandemi süreci, ergenlerin kendilerini ve geleceği sorgulama süreçlerini de derinleştirmiştir. Eğitim ve kariyer planlamalarında belirsizlikler yaşayan gençler, gelecek kaygısını daha yoğun bir şekilde hissetmişlerdir. Bu durum, motivasyon kaybı ve hedef belirleme zorluklarını beraberinde getirmiştir.
Pandemi, ergenlerin sosyal ve akademik hayatlarında da belirgin değişikliklere neden olmuştur. Okulların kapanması ve uzaktan eğitime geçilmesi, akademik performansı olumsuz etkilemiş, öğrenme sürecinde motivasyon kaybına yol açmıştır. Özellikle sosyoekonomik olarak dezavantajlı ailelerden gelen gençler, eğitimde fırsat eşitsizlikleriyle karşı karşıya kalmışlardır.
Sosyal açıdan ise, ergenler, arkadaşlarıyla olan ilişkilerini sürdürmekte zorlanmış ve sosyal becerilerini geliştirme fırsatlarını kaybetmişlerdir. Bu durum, ergenlik döneminde kimlik gelişimi ve sosyal aidiyet duygusunu olumsuz yönde etkilemiştir.
Pandemi süreci, ergenlik dönemindeki gençler üzerinde hem fiziksel hem de psikolojik anlamda derin etkiler bırakmıştır. Pandeminin etkileri nden olan erken ergenlik vakalarındaki artış ve psikolojik sorunların yoğunlaşması, bu dönemde gençlere yönelik özel destek ve müdahalelerin önemini ortaya koymaktadır . Uzaktan eğitim ve sosyal izolasyonun getirdiği zorluklarla başa çıkabilmek için ailelerin, eğitimcilerin ve sağlık profesyonellerinin iş birliği içinde çalışması gerekmektedir. Bu süreçte, gençlerin duygusal ve sosyal ihtiyaçlarını karşılayacak etkin çözümler üretmek, pandemi sonrası dönemde de sağlıklı bir gelişim süreci için kritik öneme sahiptir.
Sevnur KILINÇ
Muhabir
KÖŞE YAZARLARI
3 gün önceKÖŞE YAZARLARI
8 gün önceKÖŞE YAZARLARI
14 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
22 gün önceKÖŞE YAZARLARI
23 gün önce