DOLAR 32,5793 0.19%
EURO 35,0912 0.33%
ALTIN 2.467,361,32
BITCOIN 1955536-4.95247%
İzmir
33°

AÇIK

SABAHA KALAN SÜRE

125 okunma

Pehlivan anlatımları

ABONE OL
03/09/2020 00:55
0

BEĞENDİM

ABONE OL

“Temiz ve cesur Türk köylüsü, her köyde bir çiftçi birliği vücuda getiriniz ki toprağınızı, suyunuzu, ağacınızı himaye edebilesiniz.”

Dr. Fazıl KÜÇÜK

 

 

Son günlerde kapalı olan Maraş konusu yeniden ısıtılmaya başlandı. Isıtmakla kalmadan yaşanan uyuşmazlığın çözümünde, altın anahtar olarak da sunuluyor. Öneriyi dikkatle okuduktan sonra böyle bir yaklaşımı anlamakta ve anlatmakta çok zorlanıyoruz. Hele öneriyi çözümün altın anahtarı olarak görmek düş ötesidir. Maraş konusundaki gerçekleri, bizler yazmaktan ve katıldığımız toplantılarda sorulan soruları yanıtlamaktan bıkmadığımızı vurgulamak istiyoruz. Kendine özgü bir anayasası olan vakıf malları ayrıca yasalarla da güvence altına alınmıştır. Böyle bir durum karşısında “kimin malını kime veriyorsunuz” diye sorduğunuzu da duyar gibiyiz.

Bu yasal dayanakları yok sayıp ortalık yere çıkarak Türkiye’deki TOKİ örneğinin çözüm modeli olarak alınması anlaşılacak gibi değildir. Bu modeli desteklemek için uygulamanın Suriye’de de başlatıldığını söylemek, Filistin ve Kudüs’teki mülkiyet kavgasına da emsal çözüm olarak sunmak, konunun özününün doğru kavranmadığının ve algılanmadığının göstergesi oluyor…

TOKİ ÖRNEĞİ

Toprak ve mülkiyet konusu görüşülürken TOKİ örneğinin uluslararası toplumun temsilcisi olan özel danışman sıfatlı Aleksandr Dovner tarafından da benimsendiği duyuruluyor. Bu çabaların herhangi bir yakınlaşmayı ve çözüm yolunu açacağını umut etmek karşı tarafı tanımamak demek oluyor. Kıbrıs Rumlarının istekleri, özerklik ve bağımsızlık değildir. Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlamaktır. Yıllardır bu tezlerinden vazgeçmedikleri biliniyor. Konuya ilişkin olarak pek çok örneğin olduğu yadsınamaz. Altın çözüm diye sunulan öneriler anında, Rum tarafınca adeta geri püskürtüldü. Bay Hıristofyas, ve tayfaları bilinen önerilerini peş peşe sıraladılar. “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde 1974 öncesinde mülk bırakan Rumların tümü, mülklerinin akıbetine serbestçe karar verecek. Bir Rum iade talep eder, ancak iadenin hemen olmasında ısrar etmezse mülk bu günkü kullanıcısına kiralanabilecektir”. Bu öneri Rum isteklerinden yalnızca bir tanesidir. Rumların TOKİ örneğine ilişkin diğer ilginç yanıtları arasında, “Girne’yi bize verin, Türkiyelilerin yarısını geri gönderelim” istekleridir. Kısaca ve özet olarak “Biz çözüm istemiyoruz, görüşme masasına zoraki figüran olarak oturuyoruz” diyorlar. Bu koşullarda 2010 yılı sona ererken Türk tarafının iyi niyetli tavırlarının hiçbir işe yaramayacağıdır.

DOĞRUDAN TİCARET TÜZÜĞÜ

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne yönelik olarak uygulanan ekonomik dışlanmışlığın kalkması olarak kabul edilen “Doğrudan Ticaret Tüzüğü” nün uygulanması 2011 yılına ertelendi. Bu konudaki uygulamalar, eskilerde anlatılan pehlivan anlatımlarını aratmaktadır. Bu konuda verilen sözlerin ne zaman tutulacağı konusu artık meraka bile değmiyor…

Rumlarla Yunanlılar başta olmak üzere uluslararası toplumun da Kıbrıs Türkleri, “ödün vermeye mahkûmdurlar” yaklaşımını terk etmeleri gerekiyor. Böyle bir mahkûmiyetin olamayacağı karşı taraflara ısrarla anlatılmalıdır. Aksi halde uyuşmazlığın çözümünü dağların arkasında bile bulmak olanaksız olacaktır.

Genel görüntü içinde uyuşmazlığın ortalık yere çıkarıldığı 1950’li yıllardan günümüze dek konuşulmamış bir kısmının olmadığını düşünüyoruz. Siyasetçiler de belirli zamanlarda bu söylemi dile getiriyorlar. Pehlivan anlatımlarının bile tadı kaçmıştır. Kıbrıs Türkleri olarak, 2010 yılı sonunda ve önümüzdeki yıllarda da çözümün olamayacağı gerçeğinin şimdiden görülmesi gerekiyor. Son günlerde Türkiye’de de dillendirilmeye çalışılan başkanlık sisteminin, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde uygulanması isteniyor. Bu öneriyi getirenlerin bir kez değil çok kez düşünmeleri gerekmektedir. Alt yapısı oluşmadan bu sistemi önermek akıl dışıdır. Üstelik başarı şansı da bu ortamda yoktur. Bu işlemin akşamdan sabaha kadar olabilecek bir husus olamadığı çok iyi bilinmektedir. Öneriyi ortalık yere bırakanların da bu gerçeği bildiklerine inanmak istiyoruz.

TOKİ ve başkanlık sistemini önerenler, devlet üstün hizmet ödülü almaya soyunmuş olabilirler mi ne?

 

    En az 10 karakter gerekli