DOLAR 34,5467 0.18%
EURO 36,0147 -0.62%
ALTIN 3.005,411,48
BITCOIN 34179270.14969%
İzmir
20°

HAFİF YAĞMUR

06:24

SABAHA KALAN SÜRE

Peki, ama yarın sahaya kim çıkacak?
1177 okunma

Peki, ama yarın sahaya kim çıkacak?

ABONE OL
09/02/2020 10:08
Peki, ama yarın sahaya kim çıkacak?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

 

Bu veya şu parti değil, bir araştırma yapılsın, Türkiye’de genel itibariyle siyasete ve siyasetçiye ilginin azaldığını göreceksiniz. Bunun en büyük nedeni kişilerden kaynaklı bir sonuçtur. Olay gelip dolaşıyor yine liyakate dayanıyor. Bunu ille de iktidar partisi için düşünmeyin. Bu durum muhalefet için de geçerlidir. Zaten Türkiye’de doğru bir muhalefet olsa, iktidarın da aynı oranda doğruluk derecesi yükselir.

Seçime hazırlık

Erken veya normal, önümüzdeki tarihte bir seçim olacak. Hepiniz bölgenizde gözlemliyor veya okuyorsunuzdur. Siyasi partiler teşkilatlarını hareketlendirdiler ve ciddi bir hazırlık dönemi başladı. Bu hazırlıkların muhakkak bir dayanağı var.

Türkiye’nin sorunları

Türkiye’de çok önemli sorunlar vardı. İmam hatiplerin mağduriyeti, başörtüsü zulmü, vesayet, haksızlıklar, kuyruklar ve hastanelerde rehin kalmalar gibi… AK Parti bütün bunları başarılı bir şekilde birer birer çözdü. Bu sorunların varlığı aslında Ak Partiye verilen desteğin kaynağıydı. Sorunlar çözülüp bitince, hele bir de unutulunca eski klasik ve kronik sorunlara dönüverdik. Nedir onlar: işsizlik, ekonomik problemler, ticaretin ve üretimin azalması… vs.

Kıyametin kopmasını isteyenlere karşı Türkiye

Diğer yandan maalesef, Ortadoğu’da, Balkanlar’da, Orta Asya’da, Uzak Doğu’da problemler var. Müslümanlar, Türkler, akrabalar, komşular olumsuz etkileniyor. Dünya Kıyametin kopmasını isteyen ve bekleyen şeytanla işbirliği yapmış ruhsuzların kontrolünde. Bunlara şu an itibari ile dur deyip ayar verebilecek tek bir ülke var o da Türkiye Cumhuriyeti. Ancak Türkiye eğer içerde güçlü olursa dış politikada etkili olabilir. Türkiye, ekonomisi, siyasi zekâsı ve askeri gücü ile Kudüs’e, Suriye’ye, Irak’a Filistin’e, Doğu Türkistan’a, Balkanlar’a huzur ve barış getirebilir. Tabiki her şey Allah’ın elinde. Yanlış söylemek ve yapmaktan Allah’a sığınırım ama birileri Kıyameti istedikleri kadar erkene almaya çalışsınlar sebep dairesinde, Türkiye bunu stabil hale çevirebilecek, bildiğim tek ülkedir inşallah.

Samimiyetin ve güvenin geri kazanılması

Ben burada hamasi laflarla sizleri etkilemek amacında değilim. Hele hele dışarıda denge olsun diye ne olursa olsun içeride körü körüne destek verilsin de demiyorum. Başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere devlet büyüklerimizin bir an önce siyasete ve hükümetin siyasi mevcudiyetine eskiden var olan güven, ilgi ve sevginin tekrar kazanılması için gerekeni yapmalarını önemle rica ediyorum. Eleştirmek haddime düşmez. Lütfen bana kimse kızmasın. Zaman, kızmak, darılmak ya da siyaset yapmak zamanı değildir. İstiklal şairimiz Mehmet Akif’in hemşerileri Arnavutlar için söylediği şu manalı mısraları üstümüze alınıp bir kere daha okumanızı ve düşünmenizi isterim:
…Veriniz baş başa; zira sonu hüsran-ı mübin, Ne hükûmet kalıyor ortada, billahi ne din!
Medeniyyet size çoktan beridir diş biliyor; Evvela parçalamak, sonra da yutmak diliyor.
Arnavutlar size ibret olacakken hâlâ, Ne bu şûride (bulanık) siyaset, ne bu fasid (bozuk) dava…

İşi ehline verin

Ama böylesine mühim ve son derece önemli bir zamanda, eğer Türkiye’ye böylesine kutsal ve önemli bir görev düşüyorsa, bu iş sadece milletten destek istemekle olmaz, milletin destek vermesi için güvenin ve inancın güçlendirilmesi gerekir. Tabiki vatandaşlar olarak birlik olacağız ve devlete sahip çıkacağız ama önce vatandaşın siyasi kuruma inanması ve güvenmesi gerekir. Ülkede yaşananlardan ders alıp bir an önce muhasebe yapmak zorundayız. Bakın hep yazıyor ve söylüyoruz. Bu iş samimi dava insanları ile olur. Ülke yönetiminde denge insan faktörüdür. İşi ehline vermezsek, liyakat ihmal edilirse, siyasette başarısızlık başlar, sağlıkta şikâyetler artar, hasta yakınları doktorlara saldırır, ekonomide sıkıntı yaşanır, insanlar kendini yakar, yerelde alt yapı biter, belediyeler çalışmaz, depremler daha yıkıcı olur, üretim düşer işsizlik artar, körlük ve metal yorgunluğu başlar, seçim kaybedilir ama daha önemlisi Allah’ın önemli bir emri olan “İşi ehline veriniz” e muhalefet olursunuz ki bütün sıkıntı ve belalar ardı sıra gelir.

Cevap bekleyen çok önemli bir soru

İstediğiniz kadar bana kızın. Vallahi billahi de çok önemli bir konuya parmak basıyorum. Hükümette, siyasette, bürokraside, yanlış insanları doğruları ile değiştirmezseniz sonuç iç açıcı olmayacak. Cevap bekleyen çok önemli bir soru var. Yarın veya belki yarından da yakın bir zamanda seçim olduğunda sahaya kim çıkacak? Mutlaka piyasa araştırması yapılıyordur. Halk eski halk, vatandaş eski vatandaş değil. Siyasete küsen, siyasete güveni azalan, beklentisi kalmamış insanlar var bunları kim ikna edecek. Küskünleri ve kızgınları kim ve nasıl kazanacak? Bakın bu çok önemli bir soru ve sorundur. Mutlaka bir an önce çözülmesi gerekir. Beka mı? 2023 mü? Kudüs mü? Suriye mi? Hepsi önce bu sorunun cevabını arıyor. Bu sorunu ancak isterse Reis köklü değişiklikler yaparak çözebilir. Umudumuz ondadır.

Rifat Sait
24.Dönem İzmir milletvekili
BASAM (Balkan Stratejik Araştırmalar Merkezi) Başkanı
rifatsait@gmail.com

    En az 10 karakter gerekli


    HIZLI YORUM YAP