DOLAR 32,7106 -0.14%
EURO 35,3325 0.44%
ALTIN 2.448,83-0,05
BITCOIN 20787564.35426%
İzmir
34°

AÇIK

SABAHA KALAN SÜRE

103 okunma

Putin, Erdoğan ve Kırmızı Kitap

ABONE OL
18/12/2012 22:00
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Geçtiğimiz haftalarda şahsıma özel bir kitap hediye edildi. Adı “Kırmızı Kitap”, yazarı ise “Muhammed Kutlu”. Yazarını yakinen tanımama rağmen O’nun bu kitabını okuduktan sonra kitaplarını merakla okumaya başladım. Kitap siyasi kurgu romanından ibaret… Kırmızı Kitap’ta, 2019 yılında iktidara gelen Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Mehmet Demir’in önayak olmasıyla, Asya Birliği’nin kurularak Batı’ya büyük bir ekonomik darbe indirilmesi öngörülüyor. Kitap 2008 yılı basımı ve o tarihlerde bu kitabı okuyan herkes bir zamanlar Rusya Başbakanı Vladimir Putin’in, krizin pençesinde kıvranan ABD’ye büyük bir darbe daha indirerek, Çin’e doları kullanmamayı önerdiğini hemen hatırlayacak. Kitabın çıkış tarihi ile Putin’in Çin’e bu öneriyi sunması aynı yıla denk gelmişti. “Bu yaşananlar bir tevafuk muydu yoksa Putin de bu kitabı okumuş olabilir miydi” sorusu okuyucular arasında sıkça tartışılmıştı. Romanın Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın idealleri ile günümüz Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın çok fazla ortak yönleri var. Kitabı okuyan pek çok kişi anında bunu fark edecektir. Hatta 2012’nin ekim ayında, İngiliz Guardian gazetesi Başbakan Erdoğan’ın Suriye’de yaşananlara göz yumduğu gerekçesiyle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ni ağır bir dille eleştirdiğini ve Güvenlik Konseyi’nde reform yapılmasının gerekli olduğu çağrısını yazmıştı. Romanın kahramanı Mehmet Demir de yaşanılan bu haksızlıklara tepki olarak Türkiye, Rusya, Çin, Japonya, Hindistan, İran, Güney Kore gibi güçlü ülkelerin bir araya gelerek kurulmasına öncülük ettiği Asya Birliği, doları ve Euro’yu tanımayacağını açıklıyor ve bu açıklamayla birlikte büyük travma geçiren ABD ve AB borsaları, ekonomik çöküşü başlatıyor, batılı ekonomilerin yerle bir olmasına neden olan bu hamle, ekonomik ve siyasi güç merkezinin doğuya, Asya’ya kaymasına yol açıyor. Romanın 2008 yılında yazılması ve sonrasında Türkiye’nin gerçekleri ile birebir örtüşmesi yazarın Türkiye’nin siyasetine ne denli hâkim olduğunun bir kanıtıdır.

TÜRKİYE’NİN PETROL REZERVLERİ

Kitabın ilk baskısı internette yoğun ilgi görmüştü. Hatta habervaktim.com internet adresinde yayınlanan röportajda Kutlu’ya “Kitabınızda, Türkiye’de o zamana kadar gizli tutulan petrol rezervinin de ortaya çıkarıldığı belirtiliyor. Bu biraz fazla kurgu değil mi sizce?” sorusu sorulmuştu. Türkiye’nin en can alıcı konusu olan Türkiye petrollerini romanına taşıyan yazar “Kurgu tabi. Ancak şunu da bilmekte yarar var: Dünya petrol devlerinin Ortadoğu’daki petrolü paylaşmasını sağlayan Ermeni asıllı Bay yüzde beş Gülbenkyan, pay edilecek birinci sınıf petrol alanlarını, harita üzerinde kırmızı kalemle çizerek işe başlamıştı. Bu nedenle o anlaşmanın adı, “Kırmızı Hat Anlaşması” olarak tarihe geçmişti. İşte o kırmızı hat içine alınan yerler arasında Türkiye’nin boğazlara kadar olan tüm toprakları da yer alıyordu. Pek çok Amerikan yazarı da kitaplarında Türkiye’de inanılmaz boyutlarda petrol rezervi olduğuna sık sık atıfta bulunmuştur. Bunların yanı sara, bölgede yapılan sondajlarda genellikle petrolün fışkırdığı, ancak sonradan bu kuyuların içine cıva basılarak kapatıldığı söylenir sürekli. Bu bilgileri verenler de orada çalışan işçiler, izleyen yöre halkı falandır. Yani bu işlerden doğrudan çıkarı olmayan masum insanlar” şeklinde cevaplandırmıştı. Romanda okuyacağınız pek çok olay size Türkiye’nin şimdiye kadar gelmiş geçmiş liderlerini hatırlatacak. Ve romanda yer alan pek çok projeyi ilgi ile okuyacaksınız. İmkânınız varsa bu kitabı okumalısınız. İddia ediyorum: Bu kitabı okuyanlar, kendilerini “Ya Türkiye’nin başına böyle bir lider geçerse?” demekten alamayacak.

 

    En az 10 karakter gerekli