DOLAR 32,7070 0.11%
EURO 35,4511 -0.03%
ALTIN 2.480,27-1,23
BITCOIN 1844262-1.02213%
İzmir
37°

AÇIK

SABAHA KALAN SÜRE

104 okunma

Seçimden sonra

ABONE OL
16/06/2011 22:00
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Geçen hafta yapılan Genel Seçimler AKP’nin her iki seçmenden birinin oyunu aldığı bir zaferle sonuçlandı. Kim ne derse desin halkın tercihi budur ve herkes saygı duymak zorunda. Kazananları kutluyor yeni yasama döneminde seçilen tüm milletvekillerine başarılar diliyorum. Ülkemize ve milletimize hayırlı olsun. Birçok kamuoyu araştırma şirketi sonuçlar hakkında aşağı yukarı benzer tahminlerde bulunmuşlarsa da bazı kesimler buna inanmak istemiyordu. Şimdi  ise herkes kendi partisinin başarılı olduğunu iddia etmekteyse de seçimin kesin iki galibi var bence, birisi AKP, diğeri ise bağımsız adaylarla seçime giren BDP.

Türkiye’de ister siyasetçi ister bürokrat olsun yönetici olan kişi ve kurumlar bazı şeyleri görmek zorunda. Halkın değer yargıları ve beklentileriyle bazılarının zihinsel kodları farklı. Bu nedenle üç dönemdir AKP kazanırken diğer partiler muhalefette kalmakta veya baraj sorunu yaşamaktalar. Yapılacak olan ise Türk insanını gerçekçi gözle değerlendirmek ve tanımak, halka karşı daha samimi olmaktan geçmekte. Özellikle muhalefet partileri adaylarını belirlerken hayalci olmamalı, yılların eskimiş siyasetçilerini tekrar tekrar aday göstermekten vazgeçmelidirler. Halktan kopuk kişileri tercih etmemeli, tabanda karşılığı olmayan kişileri listelere koymamalıdırlar. Muhalefet partileri gelecek seçimler için hala çalışmaya başlamadılar mı yoksa? Bakın AKP’nin o çok beğendiğim şarkısı seçim bittiği halde TV’lerde gelecek dönemin mesajını veriyor. Siz ne duruyorsunuz yahu…

KARADENİZ AĞIRLIĞI

Yılmaz Özdil yazmış seçilen milletvekilleri ağırlıklı olarak Karadenizliymiş!!!  Başbakanın memleketi olduğundan mı yoksa onlar daha çok siyasete ilgi duyduklarından mı bilmiyorum. Ama Trakya’da bile Trakyalı olmayan kişiler milletvekili oluyorsa bu işte bir yanlış var demektir. Özdil’in yazdığına göre  109’u Karadenizli, 92’si İç Anadolulu, 87’si Doğu Anadolulu, 81’i Marmara, 73’ü Güneydoğulu, 55’i Akdeniz, Ege figüran. 32 mebus İstanbullu ama (15 milyonluk) nüfusa vurunca komik bir rakam. Adaylar ise ayrı bir alem. Her seçim döneminde yanımızda bitiveren adaylar için bir arkadaşım “Seçim zamanı açan zambaklar”  demişti. Propaganda döneminde neredeyse her gün, her yerde gördüğümüz adayları seçimden sonra arada bul bulabilirsen… Telefonlarına ulaşmak mümkün değil, genellikle ya kapalı ya da sekreterlere yönlendirilmiş, ulaşmak mümkün değil. Bunu daha çok muhalefet milletvekillerinde görüyorum!!! Dikkatinize sunarım. Eğer bu kafada giderseniz bundan sonraki tavırlarımız çok farklı olacak bilesiniz… Önümüzdeki yasama döneminde Türkiye’yi çok etkileyecek olan anayasa değişikliği gündemin ana maddesi olacak. Görülen o ki, çok ciddi değişiklikler olacak. İkinci sırada ise bölücü terör sorunu sıcak bir gündem maddesi olacak. Türk halkı genelde huzur ve barıştan yana Kürt ırkçılığına karşı tevekkül içinde tahammül ediyor. Kürt siyasetçilerin de tahrik ve tehdit edebiyatını bırakıp akl-ı selimle davranması gerekir.

HALKIN TAHAMMÜL SINIRI

 

Talep çıtasını sürekli yükselterek varabilecekleri bir yer yok. Halkın tahammülünün bir sınırı var ve bu sonsuz değil. Genel geçer kurallar çerçevesinde asgari müştereklerde buluşmanın yolları mutlaka bulunmalıdır. Şiddet ve terörle kan dökerek daha fazla yol almak zor. Bu dönemin üçüncü  önemli konusu da Cumhurbaşkanlığı seçimi olacak. Tarhan Erdem’in (Radikal) yaptığı değerlendirmeye göre, yürürlükte bulunan 5678 sayılı kanuna gereğince , Cumhurbaşkanı’nın görev süresi 7 yıl değil 5 yıldır. Hukuki olur ya da olmaz, ancak 2012’de Cumhurbaşkanlığı seçimi yapılmaması için önce anayasanın değiştirilmesi zorunludur. YSK hiçbir kanuna ihtiyaç duymadan Cumhurbaşkanlığı seçimini düzenleyecek kararlar alabilir, seçimi sonuçlandırabilir. Tabii meclis isterse yeni düzenlemeler getirebilir. Meclis’in ve Cumhurbaşkanı’nın dönem süresini belirlemek Meclis’in hakkıdır ancak belirlenmiş bir süre varken, yeniden o süreyi belirlemek için Meclis’in karar vermesi âdetten de değildir, hukuki de değildir. Dolayısıyla 
28 Ağustos 2012’de Cumhurbaşkanı Sayın Gül’ün görev süresi bitecektir. Yerine kimin seçileceğini düşünmek de gerekir. Bir ara Başkanlık sistemi de gündeme gelmişti. Dedik ya bu dönem hayli hareketli olacak.

 

    En az 10 karakter gerekli