Mevsim normallerinin üzerinde seyreden hava sıcaklıkları tatil planı yapanları serin rota arayışına yönlendirdi. Batı Avrupa kentleri muhteşem doğa manzaraları, tarihi kasabaları ve yemyeşil dokusuyla doğa severler ve kültür meraklıları için benzersiz bir deneyim sunuyor
A.BUĞRA TOKMAKOĞLU / KEŞFETSEK
Birçok kişinin tatil planı yaptığı yaz dönemi birden artan hava sıcaklıkları nedeniyle nefes almakta zorlanacağımız günlerin habercisi oldu. Yüksek tatil sezonu olan yaz aylarında deniz, kum, güneş turizminin yerini daha serin rotalarda doğayla baş başa huzurlu tatil planı almaya başladı.
Vize sorunu olmayanlar ya da vize randevusu bulabilenlerin gözdesi ise Batı Avrupa kentleri. Temmuz-Ağustos döneminde ortalama 20-25 derece hava sıcaklığının görüldüğü bu kentlerde gece hava sıcaklığı 8-10 derecelere kadar düşüyor.
Üzerine pike örterek uyumak, terlemeden sokaklarda dolaşmak, yepyeni kültürleri keşfetmek ve doğanın tadını çıkarmak için Avrupa kentleri bu dönem en iyi rotalar arasında. Batı Avrupa kentlerinde yaşayan yerli nüfusun da deniz, kum, güneş arayışı ile güneye yönelmesi bu şehirleri her zamankinden daha sessiz ve sakin hale getiriyor.
Avrupa’da serin bir tatil için gidebileceğiniz kentleri bir araya getirdim:
Amsterdam, yaz aylarında serinlemek ve Avrupa’nın en ikonik şehirlerinden birini keşfetmek için ideal bir destinasyon. Kanalları, tarihi binaları ve canlı atmosferi ile Amsterdam, her yıl milyonlarca turisti cezbediyor. Hollanda’nın başkenti Amsterdam, yaz aylarında yerel etkinlikleri ve festivalleri ile öne çıkıyor. Yaz aylarında yerel halkın tatil için uzaklaştığı şehir yalnızca kenti keşfetmek isteyen turistlere kalıyor.
Şehirde mutlaka görülmesi gereken yerler arasında Merkez Tren İstasyonu (Centraal Station), Dam Meydanı, Leidsplein, Red Light Bölgesi, Van Gogh Müzesi, Rijkmuseum, Anne Frank Evi Müzesi, Amsterdam Kanal Turu aktivitesi bulunuyor.
Brüksel, Belçika’nın başkenti ve Avrupa Birliği’nin resmi merkezi olarak kozmopolit bir atmosfere ve zengin bir tarihe sahip bir başkent. Muhteşem mimarisi, lezzetli mutfağı ve hareketli yaşamı ile Brüksel, her yıl milyonlarca turisti cezbediyor. Farklı milletlerden çok sayıda insanın bir arada yaşadığı şehir, çok kültürlü kimliği ile öne çıkıyor.
UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Grand Place, Avrupa’nın en güzel meydanlarından biri ve Brüksel’in de en önemli sembollerinden biri. Çevresindeki görkemli binalar ve tarihi lonca salonları ile bu meydan, şehrin en popüler turistik yerlerinden biri olarak öne çıkıyor.
Brüksel’de mutlaka görülmesi gereken yerler arasında EXPO fuarı için inşa edilen Atomium, Kraliyet Sarayı, Hanneken Pis Heykeli, Çizgi Roman Sokağı ve Müzesi, Avrupa’nın ilk Borsa Binası ziyareti bulunuyor.
Danimarka’nın başkenti Kopenhag, bisiklet dostu atmosferi, renkli evleri ve samimi atmosferi ile unutulmaz bir şehir tatili vadediyor. Tarihi ve modernin harmanlandığı bu şehirde, doğayla iç içe bir yaşam tarzı hakim.
Kopenhag’ın en ikonik semtlerinden biri olan Nyhavn, rengarenk evleri ve kanalları ile şehrin en popüler turistik yerlerinden biri olarak tanınıyor. Dünyanın en eski eğlence parklarından biri olan Tivoli Bahçeleri, her yaştan ziyaretçiye hitap eden bir eğlence merkezi.
Hans Christian Andersen’in masalından esinlenerek yapılmış Küçük Deniz Kızı Heykeli, Kopenhag’ın en popüler simgeleri arasında. Danimarka kraliyet ailesinin resmi ikametgahı olan Amalienborg Sarayı, her gün saat 12.00’de değişen muhafız töreni ile turistlerin ilgisini çeken, kentin cazibe merkezlerinden biri.
Danimarka Parlamentosu’na ev sahipliği yapan Christiansborg Sarayı, şehrin en görkemli yapıları arasında gösteriliyor. Sarayda bulunan kuleye çıkarak şehrin panoramik manzarasının keyfini çıkarabilirsiniz.
Belçika’nın ikinci büyük şehri olan Antwerp, elmas ticareti ile ün kazanmış, tarihi ve modern mimarinin harmanlandığı kozmopolit bir şehir. Muhteşem müzeleri, göz alıcı tarihi binaları ve eşsiz deneyim sunan çok kültürlü yapısıyla Antwerp, her yıl binlerce seyahat tutkununu ağırlıyor.
Antwerp’in ana meydanı olan Grote Markt, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan tarihi binalarla çevrili. Bu meydanda bulunan Belediye Binası ve Brabo Heykeli, şehrin en önemli simgelerinden biri. 16. yüzyıldan kalma bir matbaa ve yayınevi olan Plantin-Moretus Müzesi, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor. Ünlü ressam Peter Paul Rubens’in evi olan Rubenshuis, Rubens’in eserlerinin sergilendiği bir müze.
Antwerp’in en önemli dini yapılarından biri olan Anvers Katedrali, Gotik mimarinin güzel örnekleri arasında gösteriliyor. Antwerp’in tarihi ve kültürü hakkında bilgi edinebileceğiniz MAS Müzesi, şehrin en popüler turistik yerlerinden biri.
Almanya’nın dördüncü büyük şehri olan Köln, tarihi kiliseleri, büyüleyici mimarisi ve eğlenceli festivalleri ile her yıl milyonlarca turisti cezbeden bir şehir. Ren Nehri’nin kıyısında yer alan Köln hem tarihi hem de modern bir atmosfere sahip.
UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Köln Katedrali, dünyanın en yüksek Gotik katedrallerinden biri. Şehri ziyaret eden birçok kişinin katedral önünde fotoğrafı var. Siz de şehir deneyiminize bir fotoğraf karesi ile sonsuza kadar hayat verebilirsiniz.
BALKAN YEMEKLERİ
2 gün önceHABERLER
5 gün önceHABERLER
10 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
18 gün önceHABERLER
27 gün önce