* RİFAT SAİT
AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan: “Doğru adaylarla bu seçimi kazanacağız” demişti. İlk bakışta net, berrak, sade ve klasik bir söz. Eyvallah, bu söze sadece AK Partililer değil bütün muhalefet, “EVET “ diyecektir. Doğru adayın kazanacağı kuşkusuz ve herkesçe bilinen bir gerçek. Ancak esas merak edilen konu, “Doğru Aday” kim? Doğruluk için kıstas nedir? Ne için doğru, kimin için doğru, neresi için doğru? Sorularına cevap bulabilmek istiyorz.
Ne için diye sorduğunuzda, cevap: seçimi kazanmak için mi?
Kimin için diye sorduğunuzda cevap: seçmen için mi?
Neresi için diye sorduğunuzda, cevap: İzmir için mi, İstanbul için mi? Diyarbakır için mi? Yoksa Trabzon için mi?
Ben doğru aday için şu dört kıstası ısrarla yazdım ve söyledim:
1- Liyakat (Başkan veya meclis üyesi adayı olmaya ehliyetli mi? )
2- Sadakat (Ülkesine, davasına, milletine, partisine sadık mı?)
3- Bereket (Oy potansiyeli var mı, tercih ediliyor mu?)
4-Samimiyet
Bu dört kıstasa şimdi beşincisini ekleyeceğim. Özellikle yerel seçimler için son derece önemli olan bu kıstas, kim bilir belki de bu, yeni bir siyasi jargon bile olabilir:
5- “Siyasi Mukarenet” Yani Siyasi Uygunluk. Bu ne demek, şimdi onu açıklayalım.
Milliyetçilik, son günlerde çok tartışılan bir kavram. İnsanlar geldikleri kavimleri ya da milletleri sevebilir, güzel özellikleri ile övünebilir. Ama en üstün benim ya da benden başkası olmaz gibi ifadeler kullanamaz. Kafatası milliyetçiliğine karşıyız. Allah’ın (CC) ve peygamberimizin (SAV) verdiği ölçüler bizim için sınırdır. Bu düşünceyle, siyasette bölgesel demografik ölçülerde herkesin kendi yöresi, düşüncesi, yaşam tarzı, kültürü, ortak değer ve çıkarlarına göre aday tercihi olabilir, diye düşünüyorum. Bu gayet normaldir. Örneğin Diyarbakırlı bir kardeşimiz, kendi şehrinde olan bir Kürt kardeşimizi aday olarak gayet tabi tercih edebilir. Bir Trabzonlu kardeşimiz, yakın komşusu olsa bile Rizeli değil, özellikle Trabzonlu bir adayı tercih eder. Rizeli bir adayı bile kabul etmeyen Trabzon, Malatyalı bir adayı belki de hiç kabul etmez. Karadeniz, Doğu ve Güney Doğu bölgelerimizin bu konuda hassas olduklarını düşünüyorum. Ancak aynı hassasiyet Ege, Marmara ve Trakya bölgeleri için de geçerli. Tabiki bu bölgeler diğer bölgelerden göç aldıkları için farklı bir dengede olabilirler. Ancak nüfus yoğunluğu, demografik denge ve sosyal ve tarihi yapı mutlaka dikkate alınmalıdır. Örneğin 1912 Balkan savaşı sonrası göçler, 1924 Mübadele göçleri (Batı Trakya, Selanik ve adalar) , 1956 Yugoslavya göçü (Kosova, Makedonya, Bosna-Hersek, Sancak) , 1960 ve 1980 Bulgaristan göçleri ile İzmir şehri suyun öteki tarafı dediğimiz Balkanlardan çok ciddi göçler almıştır. Bu bakımdan İzmir fahri bir Balkan vilayeti gibi düşünülür. Diyarbakır’da tercih edilmeyebilen Selanikli bir aday İzmir için uygun bir aday yani demografik mukarenete sahip bir aday olabilir.
İzmir’deki bir seçim çalışması sırasında Mardinli kardeşlerimizi ziyaret için federasyonlarına gitmiştik. Toplantı sonunda hepsinin ortak kanaati ve talebi Mardinli aday koymamızı istiyorlardı. Bu isteklerinde de kesinlikle haklıydılar. Ama benim merak ettiğim bir soru vardı. Neden Mardinli aday istiyorsunuz diye sordum? Aldığım cevaplar arasında, telefonumuzu açacak, hemşerimiz olarak bize destek verecek, iş bulacak, bürokraside olabilecek sorunlara çözüm olacak, gittiğimizde bizi karşılayacak, dinleyecek… Gibi cevaplar verdiler. Peki dedim, bu istediklerinizi bir Mardinli değil de bir Balkanlı ya da Karadenizli yapsa kabul etmez misiniz? Önemli olan istek ve taleplerin karşılanması, sizlerin vekili ya da başkanı olarak size hizmet etmesi, yakın olması ve yardımcı olması değil mi? Üzümünü ye bağcıyı sorma misali. Hizmeti almak esastır, belki de bir Mardinli gelecek ama bu istediklerinizi veremeyecek. Bunu tercih eder misiniz? Diye sorduğumda büyük bir çoğunluk bizi haklı bulmuştu.
Bu aşamada çok kritik bir konuyu sizlerle istişare etmek istiyorum. Lütfen herkes objektif, samimi, iyi niyetli olsun ve acele etmeden düşünerek sabırlı bir şekilde fikrini ortaya atsın. Şimdi örneğin herhangi bir il ve/veya onun bir ilçesinde kimi aday yaparsanız ki bu aday çok önemli özelliklere sahip aday da olabilir, mutlaka ama mutlaka onu da eleştiren ya da kabul etmeyen kitleler olacaktır. Bu durumda esas önemli olan iki şey vardır:
1-Adayın kazanması
2-Kazandıktan sonra hizmet etmesi, değil mi?
Kimse gücenmesin ya da tepki vermesin lütfen. İzmir nüfusunun %35-40’nı Balkanlar oluştursa da diğer bölümünde Manisalılar, Mardinliler, Erzurumlular, Konyalılar ve Sivaslılar ağırlıklı olarak vardırlar. Tabiki diğer illerimizden de kardeşlerimiz var. Hepsi bizler için çok önemli. Ancak bir matematik yapıyorsanız ve kazanmayı gerçekten istiyorsanız akıllı olmak gerekir. Bırakın bu uçağı uçuralım. Pilot kabininde bir Mardinli ya da Balkanlı olmuş çok mu önemli? Önemli olan uçağın havalanması ve hedefine gitmesi değil mi? Uçak havalandıktan sonra tüm yolcular varacakları yere inşallah varacaklar. Konyalı, Erzurumlu, Mardinli kardeşlerimizin ağırlığı zaten AK Partili. En büyük oy kaybını yaşadığınız yer ve nüfusun çoğunluğunu oluşturan kısım Balkanlar. Dolayısıyla, pilotu onlardan seçmek milliyetçilik değil, matematikçilik ve akılcılıktır. Zira uçak havalanırsa sadece pilot değil yer hizmetleri, kabin memuru, teknik heyet, yolcular… Velhasıl herkes hedefine ulaşır ve mutlu olur değil mi? Demografik Mukareneti; Ege, Marmara ve Trakya bölgelerinde ağırlıklı olarak yaşayan Balkan göçmenleri için mutlaka uygulamak gerekir. Adayınızda yukarda bahsettiğimiz beş kıstas varsa doğru adayı bulmuşunuz demektir. Seçimi doğru adayla kazanır yanlış adayla kaybedersiniz. Maazallah kaybettiğiniz seçimlerde seçmene kızmayın, adayınızın siyasi mukarenetesine ve onu kimin önerip kefil olduğuna bakınız.
Selametle…
* RİFAT SAİT
24.Dönem AK Parti İzmir milletvekili (http://www.akparti.org.tr/tbmm/ozgecmis/23653 )
Balkan Günlüğü Gazetesi Başyazarı (www.balkangunlugu.com )
İzmir ATİK İstişare Konseyi Başkanı (http://www.izmir.atikuemp.com/btkb.php?bl=2 )
BASAM (Balkan Stratejik Araştırmalar Merkezi) Başkanı (http://www.basam.org.tr/ )
Dokuz Eylül Üniversitesi Avrupa Topluluğu Araştırma Merkezi (ATMER) DK Başkanı
Mail: rifatsait@gmail.com
Linkedin: www.linkedin.com/in/rifat-sait-b54b0980/ Twitter https://twitter.com/saitrifat
Facebook : www.facebook.com/rifat.sait İnstagram : https://www.instagram.com/rifat.sait/
Web. http://www.rifatsait.com.tr/
HABERLER
19 saat önceHABERLER
19 saat önceKÖŞE YAZARLARI
4 gün önceKÖŞE YAZARLARI
9 gün önceKÖŞE YAZARLARI
15 gün önce
Sayın SAİT, yazdıklarınız,çok doğru. Ben yaşadığım bir örneği vereceğim. 1970′ lerde yapılan bir İzmir Başkanlığı seçiminde Alyanak ve Şinasi Ertan adaydı. Dostum Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Harmancıoğlu ile kimi seçelim diye konuştuğumuzda chp eğilimli olmasına rağmen Şinasi Ertan olsun diyordu. Seçim bitti. Alyanak 30 bin farkla,kazandı. Harmancıoğlu üzgündü. Kendisine “Hoca, sen kime oyunu kullandığın?” diye sorduğumda “Alyanağa” cevabını verdi. Kendisine “Hem Ertanın kazanmasını arzu ediyorsun. Hem de Alyanağa varmişsin” diye eleştirdiğinde bana “İyi ama Ertan da,adaylığını chp’den koysaydı” cevabını vermişti. Hele, son yıllarda İzmirde chp’ li olsun da kim olursa olsun eğilimi var. Tanıdıklarım kimselerden biliyorum: Kocaoplunu kıyasıya eleştirdiler ama onu tekrar tekrar,seçmekten de baz geçemediler. Saygılar
çok doğru bir tespit sayın kardeşim işte bu ümet dediğimiz budur tüm yahudiler ve hristiyanlar bu ayırımı yapmıyorlar biz neden yapıyoruz artık gafleten uyanalım ne olur uyanalım
Hep benzer söylemler mantıklı laflar. Sonuç. partililerin istediği olmuyor o zaman kırgınlık ve dalgınlıklar oluyor netice .?