Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından satır başları:
Göç alanında uzman seçkin isimleri bir araya getiren sayın rektör ve üniversite görevlilerini tebrik ediyorum. Göçün sebepleriyle sosyal,
kültürel ve ekonomik etkileriyle bizi yeniden düşünmeye sevk edeceğine inanıyorum. Göç konusunun, özellikle son yıllarda küresel bir mesele olarak dünyanın gündemini işgal ettiğini görüyoruz. 2. dünya savaşından bu yana en çok insan hareketliliği dönemini yaşıyoruz.
Dünya nüfusunun yüzde 3 göçmen olarak hayatını sürdürmektedir. Zaman zaman içimizi acıtan pek çok manzarayla da karşılaşıyoruz. Güvenli bir gelecek kurma ümidiyle çıkılan yolculuk kimi zaman felaketle neticeleniyor. 30 bine yakın göçmen Akdeniz’de hayatını kaybetti. Aylan bebek başta olmak üzere Ege’de yaşanan insani dramları hiçbirimiz unutmadık, unutamayız. İnsanlık sadece Akdeniz’de değil, Ege’de ve Meriç’te de sınıfta kalmıştır.
Mazlumların botlarının nasıl kasten batırıldığını gayet iyi hatırlıyoruz. Göç konusunda batılı devletler sürekli şikayet etse de bu meselede asıl yükü taşıyan gelişmekte olan ülkelerdir. Kabul ettikleri birkaç yüz mülteciyi reklam malzemesi olarak kullananlar, insan hayatı ile ilgili bu kriz karşısında sorumluluk üstlenmiyor. Maddi imkanları bizden katbekat fazla olan ülkeler mültecileri toplama kamplarına mahkum ederken biz bu insanlarla ekmeğimizi paylaştık.
Türkiye sayıları 4 milyon bulan sığınmacıya tek başına ev sahipliği yapmıştır. Türkiye kıtaların ve kültürlerin kavşağında bulunan bir ülke olarak göç olgusuna asla yabancı değildir.
“OBAMA GÖREVDEYKEN ARADI”
2. dünya savaşı sırasında Avrupa’daki Türk diplomatlar, Türk pasaportuyla yüzlerce mazlumu soykırımdan kurtardı. Zulme ve katliama uğrayan herkese güvenli bir liman şefkatli bir yuva olduk. Obama görevdeyken şahsımı aradı ve Kobani’deki Kürtlerin zor durumda olduğunu ve bu konuda özellikle kapılarımızı açmamız için destek istedi. Dedim ki bu durumda nasıl olacak. Bana verdiği cevap şu; Bu insanlar ölümle karşı karşıya. Gerekirse biz tüm mühimmatla buraya uçağı indireceğiz. Ben de dedim ki, biz buna ortak olamayız. Çünkü o operasyonun ötesini görüyorum. Ciddi bir savaş sözkonusuydu. Nitekim öyle oldu. Binlerce, onbinlerce Kürt kardeşimiz o operasyonda öldü. Onbinlerce Kobanili Kürt şu anda hala bizim ülkemizde. Biz onlara kapımızı kapamadık.
Suriyeli Türkmenlere sahip çıktığımız gibi Kobanili Kürtler de hala bizim ülkemizde biz onlara kapılarımızı kapatmadık.
‘HÂLÂ TERÖRİSTLERLE BERABERLER’
(ABD) Bunların mültecilere sahip çıkmak gibi bir derdi yok, dert başka. Hala bunlar terörle, teröristlerle beraberler. Dostlar, dostluğunu icra ettiği müddetçe gönlümüzü açarız. Ama etmezlerse bugüne kadar ne yaptıysak bundan sonra da onu yaparız.
Suriye’nin kuzeyinde terörden arındırdığımız bölgelere de göç krizini biz engelledik.
Nasıl, kimseye bakmadan terör yuvalarını imha etmişsek, saldırıların devamı halinde diğer bölgelere yönelik de adım atmaktan çekinmeyiz.
AB, Yunanistan’a 100 bin sığınmacı için 3 milyar avro destek verirken Türkiye’deki 4 milyon sığınmacı için elini taşın altına koymadı.
Milliyet
KÖŞE YAZARLARI
2 gün önceKÖŞE YAZARLARI
7 gün önceKÖŞE YAZARLARI
13 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
21 gün önceKÖŞE YAZARLARI
22 gün önce