Sorunlarımızı Uluslararası alanlara taşımaya devam edeceğiz

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu(ABTTF)’nun kurulduğu günden, hatta Federasyon’un kurulmasından daha önce Batı Trakya Türk derneklerinin Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nde görüşmeler gerçekleştirilmesi yönünde karar aldıkları tarihten bu yana AKPM’de Batı Trakya Türk Azınlığı’nın sorunları dile getirilmektedir. Yaklaşık 25 yıldır AKPM’ye gerçekleştirilen ziyaretlerin ilk yılları elbette en zor yıllardı. Bu yıllar boyunca AKPM ziyaretlerinde Batı Trakya Türk Azınlığı’mıza yönelik baskılar, haksızlıklar, ayrımcılık ön plandaydı. O yıllarda inşaat ruhsatı, traktör ehliyeti ve gayri menkul alım satımı konularında uygulanan baskı nihayet kaldırıldı. Yunan vatandaşları olarak vatandaşlıktan kaynaklanan haklarımızı kullanmadaki problemler ortadan kalktı. Ancak bu defa azınlık olarak antlaşmalar ile belirlenmiş, din ve eğitim alanındaki özerk yapımızı belirleyen kolektif haklarımızı kullanmada sorunlar ortaya çıktı. Kendini tanımlama hakkımız tanınmadı, isminde “Türk” kelimesi geçen derneklerimiz kapatıldı. Seçtiğimiz müftüler tanınmadı, müftülerimiz İbrahim Şerif ve Mehmet Emin Aga’ya dava açıldı. Hukuksal ve siyasi bir mücadeleye dönüşen bu mücadelede Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuruldu. AİHM,  İbrahim Şerif ve Mehmet Emin Aga’nın ifade özgürlügü ile ilgili davasında azınlığımızı haklı buldu. Yine derneklerimizden İskeçe Türk Birliği, Rodop İli Türk Kadınları Kültür Derneği ve Meriç İli Azınlık Gençlik Derneği de AİHM’ye başvurdu, AİHM tarafından haklı bulundu.

47 ÜLKENİN MİLLETVEKİLİYE İKİLİ GÖRÜŞME

AKPM’de din ve eğitim alanındaki özerk yapımızın iadesi için AKPM üyesi 47 ülkenin milletvekilleri ile ikili görüşmeler gerçekleştirdik, bu görüşmelerde yaşanan ihlalleri detaylıca aktardık. Batı Trakya Türk Azınlığı’nın durumunu ve sorunlarını inceleyen Michael Hunault’un “Türkiye’deki Gayri-Müslim Azınlıklar ile Trakya(Doğu Yunanistan)’daki Müslüman Azınlığın Din Özgürlüğü ve Diğer İnsan Hakları”  raporu ile Andreas Gross’un “Rodos ve İstanköy’ün Türk kültürel kökenine sahip yerleşiklerinin durumu” (Doc. 12526)  raporlarını inceledik, raporda yer alan hususlar konusunda görüşümüzü dile getirdik. Son yıllarda Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri’nin Batı Trakya Türk Azınlığı’nı ilgilendiren raporlarını AKPM gündemine taşıdık. Artık sesimiz duyuluyor mu? Evet, duyuluyor. Peki, sorunlarımız çözülüyor mu? Hayır! Peki neden? Ülkemiz yapıcı ve iyi niyetli olmadığından! AKPM’de 25 Nisan 2013 tarihinde Batı Trakya Türk Azınlığı’nın dernek kurma özgürlüğü ve Yunanistan’ın AİHM kararlarını uygulamaması konulu bir yan etkinlik düzenledik. AKPM üyesi Boriss Cilevics’in ev sahipliğinde, Avrupa Halkları Federal Birliği(FUEN) Başkanı Hans Heinrich Hansen’in moderatörlüğünde gerçekleştirdiğimiz toplantıda İskeçe Türk Birliği Başkanı Ahmet Kurt ve Rodop İli Türk Kadınları Kültür Derneği Başkanı Hülya Emin konuşmacı olarak yer aldılar, derneklerinini yaşadıkları problemleri birinci ağızdan aktardılar. Bu etkinliğe de 28 Kasım 2012 tarihinde Brüksel’deki Avrupa Parlamentosu’nda düzenlediğimiz konferansta olduğu üzere ülkemizin milletvekillleri katılmadılar. Bu toplantıda İskeçe Türk Birliği ve Rodop İli Türk Kadınları Kültür Derneği Yunanistan’ın niçin AİHM kararlarını uygulamadıklarını sordular, ancak bu soruya yanıt vermek üzere orada hiçbir Yunan milletvekili yoktu. Ama AKPM’de bu konu ile ilgilenen Hukuk İşleri ve İnsan Hakları Komitesi’ne üye diğer yabancı milletvekilleri ile bu komiteye üye AKPM Türk Delegasyonu’ndan milletvekilleri oradaydılar. Sorunlarmız hala çözülmeyi bekliyor, bu doğru. Ancak Batı Trakya Türk Azınlığı’nın sorunnlarına Avrupa Parlamentosu’nda, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nda olduğu gibi artık AKPM’de ilgi gösteriliyor. Artık bizler yabancı milletvekillerinin ev sahipliğinde farklı platformlarda diğer yabancı sivil toplum kuruluşlarının da işbirliği ile ortak konferanslar düzenliyoruz. Ülkemiz her ne kadar sorun yok dese de, yaşadığımız sorunların uluslararası alanda duyulmasını engellemeye çalışsa bile artık bizlere engel olamıyor. Olamayacaktır da! Bizler sorunlarımızı farklı uluslararası ortamlarda düzenlediğimiz etkinliklerde birinci ağızdan dile getiren bir azınlık grubu haline geldik. Ülkemiz iyi niyete dayalı yapıcı bir diyalog mekanizması oluşturup samimiyetle sorunlarımızın çözümü için çalışmadıkça bizler de uluslararası platformlarda sorunlarımızı dile getirmeye devam edeceğiz.