Daha önceleri birçok defa yazdım ama tekrarlamakta fayda olduğunu düşünüyorum. Bu işin kitabı, dış destek olmadan terörün yaşayamayacağını yazıyor. Elbette hoşnutsuzlukların varlığından beslendiğini biliyoruz. Özellikle bugün gelinen nokta dış desteğin terörü nasıl etkili bir silaha dönüştürdüğünü bize bir kez daha kanıtlıyor. O halde hükümetin en başta yapacağı iş, terörün dış desteğinin kesilmesini sağlamaktır. Teröristle öpüşüp kucaklaşan, sözde kürt kökenli vatandaşlarımızın temsilcisi olduğunu iddia eden bir siyasi partiye sormak gerekirse; daha önceki yıllarda akla bile getirilemeyecek konuların bugün çözülerek günlük hayatın bir parçası olduğunu unuttunuz mu? Örnek mi istiyorsunuz; Kürtçe kursları, Kürtçe müzik, Kürtçe televizyon yayını, Kürtçe köy isimleri, Kürtçe isim, Kürtçe seçmeli ders vs. her ne gerekiyorsa halledilmedi mi? O halde asıl amaç Kürt kökenli vatandaşlarımıza hizmet etmek mi yoksa dış güçlere taşeronluk yapmak mı, açık olmanız lazım. Terör hoşnutsuzlukların istismarından beslenerek gelişir, kamuoyunda haklılık ve taban kazanır. Silahlı propaganda döneminde, cinayet ve şiddet eylemleriyle korku ve panik yaratılır. Yurtiçi ve dünya kamuoyunun dikkati çekilir. Toplumun ve dış güçlerin desteği sağlanmaya çalışılır. Halkta oluşacak güvensizlik sonucu pasif mukavemet yaratılmaya çalışılır.(Güvenlik güçlerine yardımcı olmamak, kanunlara itaatsizlik gibi). Halk, işbirlikçi/muhbir suçlamasıyla baskı altına alınarak örgüte destek olmaya zorlanır. Genişleyen taraftar kitlesi ve dış güçlerin hükümete baskısıyla reform adı altında yeni tavizler koparılmaya çalışılır. Klasik yöntem bu olmakla beraber terörist gruplar daima dış güçlerin kucağına düşer. Küresel güçlerin ve bölge ülkelerinin, Türkiye’ye ve birbirlerine karşı kullanacağı en güçlü manivela, “kürt kartı”dır .
DERİN YAPILARLA TEMAS
O nedenle kimse kendiliğinden teröre destek olmaktan vazgeçmez. Bugünlerde daha da belirginleşen taşeron kimliğiyle PKK terör örgütü Amerika, Rusya, İsrail, Avrupa Birliği üyeleri, Suriye, İran, Ermenistan başta olmak üzere diğer birçok ülkenin derin yapılarıyla temastadır. Devletimizin istihbarat kuruluşu bu ilişkilerin boyutlarını ve neler yaptıklarını mutlaka biliyor ve hükümete de iletiyor olması gerekir. Suriye ve İran’ın teröre desteği konjonkturel olarak bu sureçte açık veya gizli devam edecektir. İran, Suriye’den sonra sıranın kendisine geleceğini öngördüğünden, çatışmaların Türkiye’ye yönelmesini , kendisine karşı oluşacak küresel ittifakın bölünüp parçalanmasını ve bu şekilde muhtemel yangından korunmayı amaçlıyor. Bu nedenle de PKK terör örgütünü destekliyordur. Irak’taki Şii iktidar, Türkiye’den uzaklaşırken izlediği mezhepçi tutum sonucu İran’a daha da yaklaştı. Suriye’deki Esad iktidarı ise, Türkiye’nin ABD paralelinde geliştirdiği karşıtlık ve muhaliflere desteği nedeniyle PKK ile geçmişteki ilişkilerini çok daha ileri boyuta götürerek resmen cephe açmaya vardıracak boyuta taşıdı. Tahminimce İsrail de, İran ve Suriye karşısında kendi elini rahatlatmak amacıyla Türkiye’yi bu yangının içine çekmek için PKK terörüne azami destek verecektir .Aynı zamanda eskiden beri kendi çıkarları için kürt kartını hiç bırakmamış ve istihbari, askeri, lojistik desteğini esirgememiştir.
Prof. Dr. Sedat Laçiner’in Vatan gazetesinde yayınlanan mülakatında, “PKK, İran, Irak ve Suriye topraklarında çok rahat bir şekilde hareket ediyor. Hatta İran bazı karakollarını PKK’ya terk etmiş durumda. Suriye ve İran’da PKK’lılara askeri eğitim veriliyor. Yüzlerce, hatta binden fazla PKK’lı bu askeri eğitimden geçti. Özellikle de Irak üzerinden ciddi silah akışı oluyor. Bunun kaynağı İran da olabilir, Suriye de olabilir, bir başka ülke de olabilir. Ama şurası açık; bir nokta, bir yer, Türkiye’nin bölünmesi gerektiğine karar vermiş. Birileri bu konuda çalışıyor, PKK da ikinci halka tarafından teşvik ediliyor ve destekleniyor” diyor.
Buna itirazınız varmı? Yıllardır uluslararsı platformlarda ve Türkiye’de yaşananlar her aşamada bunu doğrulamıyor mu? Bizim buna çare bulmamız ve kesinlikle dış desteği önlememiz gerekmektedir. Son günlerde vatan uğruna toprağa verdiğimiz şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyor, acılı ailelerine sabırlar ve başsağlığı diliyorum.
ARAŞTIRMA-İNCELEME
22 saat önceBALKAN YEMEKLERİ
2 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
2 gün önceHABERLER
5 gün önceHABERLER
10 gün önce