Farklılık bize, hepimize doğumdan verilmiş bir hediyedir. Kimsenin doğuştan ırkını, dilini, dinini, milliyetini, derisinin rengini v.b. seçme imkanı yoktur. Bundan dolayı bizden farklı olan herkese, yani dili, dini, ırkı, kültürü farklı olan herkese saygı göstermek, onların dilini, kültürünü yaşatmasına olanaklar hazırlayarak onlara yardımcı olmak gerekir. Bu insani bir görevdir. İnsanların dilinin, dininin, kültürünün, düşüncesinin farklı olması dezavantaj değil, aksine önemli bir avantajdır, Bu avantajın değerinin bilinmesi ve iyi değerlendirilmesi gerekir. Hepimizin hem başkasından öğreneceği, hem de başkasına öğreteceği çok şeyler, bilgi, beceri ve alışkanlıklar vardır. Her insanda, her toplumda hem iyi, hem de kötü alışkanlıklar vardır. Bizim başkalarından kötü alışkanlıkları öğrenmemiz ve uygulamamız, yaşatmamız gerekmez. Farklı kültürlerin birbirinden etkilenmesi bireysel yaşamı ve toplumsal yaşamı olumlu yönde etkiler, toplumların gücüne güç katar. Kısacası farklılık bir zenginliktir. Bu zenginliğin kıymeti iyi bilinmelidir.
Siyahı yermeden, beyazı övmekti aslolan, bütün hüner renklerin cazibesine saygıyla eğilmek hoşgörüyü çiğnetmeden ayaklar altında, her satır da sevgiyi anlatabilmek seviye!
En onurlu cümleleri sarf edip, şerefini yere düşürmemek insanı,
Peki ne oldu bize? Neden birbirimizi hoşgören değil de, horgören olduk? Bakın size güzel, nefis bir hikaye aktaracağım ve okuduktan sonra eminim zihninizde fırtınalar esecek.
MEVLANA-HACI BEKTAŞ DAYANIŞMASI
Vaktiyle bir adamcağız kötü yoldan para kazanıp, bununla kendisine bir inek almış. Neden sonra yaptıklarından pişman olmuş ve hiç olmazsa iyi birşey yapmış olmak için bunu Hacı Bektaş-ı Veli’nin Dergahı’na bağışlamak istemiş. O zamanlar dergahlar aynı zamanda aşevi işlevini görüyormuş. Durumu Hacı Bektaş-ı Veli ye anlatmış ve Hacı Bektaş-ı Veli “Helal değil!” diye kurbanı geri çevirmiş.
Bunun üzerine adam Mevlana’nın Dergahı’na gitmiş ve aynı durumu Mevlana ya anlatmış. Mevlana ise bu hediyeyi kabul etmiş. Adam aynı şeyi Hacı Bektaş-ı Veli ye de anlattığını ama onun bunu kabul etmediğini söylemiş. Bunun sebebini sormuş. Mevlana şöyle demiş. “Biz karga isek, Hacı Bektaş-ı Veli şahin gibidir. Öyle her leşe konmaz. Bu yüzden senin bu hediyeni biz kabul ederiz ama o kabul etmeyebilir.”Adam üşenmeyip kalkıp Hacı Bektaş-ı Veli’nin dergahına tekrar gidip tekrar sormuş.
Hacı Bektaş da şöyle demiş:”Bizim gönlümüz su birikintisi ise Mevlana’nın gönlü okyanus gibidir. Bu yüzden bir damlayla bizim gönlümüz kirlenir ama onun engin gönlü kirlenmez. Bu sebepten dolayı O senin hediyeni kabul etmiştir. ” demiş.
Birbirlerini yermeyen, kırmayan…
Dostların sözünü iyiye yoran yücelten…
Böylesine bilge insanlar nerde şimdi?!
Sevgi tohumlarını eken ellere selam olsun!…
BALKAN YEMEKLERİ
21 saat önceHABERLER
10 gün önceKÖŞE YAZARLARI
19 gün önceHABERLER
05 Kasım 2024