TİMBİR Başkan Vekili Avukat Cüneyt Altıparmak kredi kartları ile ilgili önemli uyarılarda bulunduğu yazısı Star Gazetesinde yayınlandı. İşte o yazı…
Birkaç gün önce “kredi kartlarına taksit kaldırıldı” biçiminde bir haber çıktı. Maliye Bakanı bizzat yaptığı açıklama ile böyle bir durum olmadığını dile getirdi. Taksitlendirme imkânı kalkmadı, kalkması da düşünülmüyor ancak taksit sayısı ve bankaların satıcılardan aldığı komisyonun fazlalığı, paranın alışverişten çok sonra hesaba geçmesi durumu “kendine özgü” bir çözüm üretti.
“Kredi kartı geçerlidir” ibareleri yerine hesap ödemeye gittiğinizde tezgâhın üstüne yapıştırılmış bir IBAN görüyoruz artık. Öylesine yaygınlaştı ki seyyar satıcılar bile bu yolla ödemeleri kabul ediyor.
Bu uygulamanın hukuki ve mali açıdan birtakım sorunları var, çok dikkatli olmak gerekiyor.
IBAN’a para transferi suretiyle yapılan ödemenin ilk riski alışverişi kayıt dışına taşıma ihtimali. POS (point of sale /satış noktası) cihazları ile yazarkasanın entegre olması sebebiyle mali hareketlerin izlenmesi, vergi kaçırmanın tespiti daha kolay. Bu da kayıt dışıyla mücadele açısından gerekli. IBAN’a para gönderirken bu soruna sebebiyet verme ihtimalimiz yüksek.
IBAN aracılığı ile ödeme yaparken bazen “dekonta not yazmayın” uyarısı yapılıyor, hepimizin başına gelmiştir. Böyle olunca da yapılan ödemenin ne için yapıldığı belirsiz hale gelebiliyor. Bir kimsenin ödemeyi neden yaptığının yıllar sonra önüne gelen sorular arasında olması muhtemel. Özellikle para gönderdiğiniz kişinin bir suça bulaşması veya bir örgütsel yapı içinde olması halinde muhatap olacağınız “neden bu tutarı ödediniz” sorusunun cevabını bulmak uzun sürebiliyor.
IBAN ile yapılan taksitli alışverişlerde de sorun çıkabiliyor. Taksiti banka üzerinden gönderiyorsunuz ancak ödemenin firmadaki denetimleri kişiye bağlı işlediği için ödemeler borcunuzdan düşülmüyor. Dekonta da not yazmamışsanız geriye dönük ödemeleri aramak bulmak zorundasınız.
Gerekçesiz yani dekont notu olmayan ödemeler, Yargıtay’a göre bir borcun iadesi anlamı taşıyor. Bu halde gerekçe yoksa bunun bir satış ilişkisi için olduğunu ispat etmek yükü sizde olacak. Diyelim ki spot eşya satan yerden buzdolabı aldınız. IBAN aracılığı ile ödeme yaptınız. Dekont notu da yok. Çünkü size yazmayın dediler. Teslim belgesini imzaladınız. Malı aldınız götürdünüz eve. Birkaç ay sonra icra takibi gelebilir size “buzdolabının bedeli ödenmemiştir” diye.
Bazen işletmedeki isimle IBAN sahibinin farklı olması durumu ile de karşılaşıyoruz… Yani siz yemek yediğiniz yerin sahibine değil bir başka kişiye para gönderiyor olabilirsiniz. Hiç düşündünüz mü bu kişi kim diye! Ya da bunun tam tersi de mümkün esnaf açısından. Gelip ödemeyi yapan kişi riskli olabilir. Hele daimi bir müşteri ise. Kendisi değil bir başkası aracılığı ile de ödemeleri yaptırıyor olabilir mesela. Basit bir yemek konusu, ilerde keyfinizi kaçırabilir. Bunu büyük ticaretleri varmış gibi gösterip para aklama mecrasına dönüştürmek bile olası. İşler karışınca temize çıkmak bir süre alabilir. Sonra da ayıkla pirincin taşını.
IBAN ile ödemeyi alışkanlık haline getirmemek gerekiyor. Bu hem esnaf için hem de işletmeler için geçerli. Makul ölçü aşılırsa izah etmek de güçleşecek. Dekont notunun detaylı olması çok mühim. Bunu yapamıyorsanız en azından dekontu WhatsApp üzerinden ilgiliye atıp “buzdolabı için parayı ödedim” demeniz ispat aracı olarak en pratik yol. Ve şuna özellikle dikkat edin. Tutarı ne olursa olsun yapılan alışverişlerde satıcının bu durumu belgelemesi gerekiyor. Bu zorunluluk “düzenlemek ve teslim etmek” yönünden satıcıya; “istemek ve almak” yönünden alıcıya ait. Belge almamak ve vermemekten hem satıcıya hem de alıcıya özel usulsüzlük cezası kesilmesi olası. Bu konuda sıkı bir denetim yapılsa sanırım hepimiz sorun yaşarız.
BALKAN YEMEKLERİ
2 gün önceHABERLER
5 gün önceHABERLER
10 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
18 gün önceHABERLER
27 gün önce