DOLAR 35,2068 0.3%
EURO 36,7672 0.92%
ALTIN 2.968,331,32
BITCOIN 34546755.12609%
İzmir
16°

HAFİF YAĞMUR

SABAHA KALAN SÜRE

125 okunma

Toplumsal Siyasallaşmada etkili Demokratik – izlenebilir yerel yönetimler

ABONE OL
23/05/2010 22:00
0

BEĞENDİM

ABONE OL

TOPLUMSAL SİYASALLAŞMADA ETKİLİ

DEMOKRATİK – İZLENEBİLİR YEREL YÖNETİMLER

ve

YEREL YÖNETİMLER ÖZERKLİK ŞARTI KATMA PROTOKOLÜ

Prof. Dr. Zerrin Toprak-Dokuz Eylül Üniversitesi

 

 

Uluslar arası anlaşmaların geliştirdiği yaşam kalitesi göstergelerini oluşturma ve bu hedeflere erişim,  devletlerin demokratikleşmesinde insan hakları ile ilişkilendirilen önemli bir adımdır. Demokratik katılım ve hizmetlerde etkinlik sağlanarak yerel hizmetlere erişime odaklanan uluslar arası yaklaşımlarda, hemen her konunun ele alınış biçiminde “toplumun bütün kesimlerinde gelişmenin” ne kadar önemli olduğu belirtilmektedir. Toplumda demokratik hayatın gelişimi için bir dizi hedef ve kurallar öne çıkmaktadır. Bu konuda öncelikle yapılması gereken, bütünleşik hareket etmeyi kolaylaştıran, yerel ve ulusal düzeyde biçimlendirilmiş uygun normatif düzenlemelerdir. Yerel demokrasinin tüm boyutlarına erişim, yönetim modeli ne olursa olsun, katılımcı yönetime saygının uygulamadaki ilk göstergeleri durumundadır.

 

Demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü çalışmalarına odaklı Avrupa Konseyi’nin organlarından olan “Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi’nin” çalışmalarının temelinde yerel demokrasi ile ilgili önemli bir ortak adım Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı(1985) olup, ülkemizde de “en çok bilinen” belgedir. Şartla bağlantılı ve 16.11.2009 tarihinde imzaya açılmış ve 8 üye ülkenin imzasıyla yürürlüğe girme koşuluna bağlanmış,  henüz uygulamaya girmemiş ve “yerel yönetimin çalışmalarına katılımın desteklenmesine yönelik” geliştirilmiş olan Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı Katma Protokolü(2009)[1] hükümleri, bu konudaki mevzuat ve uygulamayla gelen birikimlerin “özeti” olarak öne çıkmaktadır.

 

Söz konusu Protokolün temel unsurları dikkate alındığında,  Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nda ortaya konulan “idari ve mali özerklik” “katılım” ve “hizmette yerellik önceliği/subsidiyarite” ilkelerinin uygulanabilirliğinin izlenebilmesi ve bu konudaki performansın saptanabilirliğini artıracak ek hükümler ile yerel yönetimlerin çalışmalarının desteklendiği görülmektedir. Yerel Yönetimlerin yapılanması bağlamında toplumun demokratikleşmesine hizmet edeceği, nihai olarak Avrupa Konseyi’nin kuruluş amacını[2] da (Konsey metinlerinin giriş kısmında rutin olarak tekrarlandığı gibi) görünür ve sürdürülebilir kılacağı düşünülmektedir. Protokolde iki temel konu öne çıkmaktadır.

 

  1. Yerel yönetimin çalışmalarına katılma hakkının sağlanması ve korunması;

 

Protokole taraf devletlerin, yetkili oldukları “kişiler” için yerel yönetimin çalışmalarına katılma hakkını ve izlenebilirliğini güvence altına alması zorunluluğu, etkili bir siyasal demokrasinin işlemesi için demokratik bir toplumda kamu güvenliğinin korunması amacıyla gerekli hukuki düzenlemelerin yapılmasının gerekliliği,

 

2. Katılma hakkını sağlayan göstergeler ve izlenebilirliği;

 

Tarafların, yerel yönetimin çalışmalarına katılım hakkının uygulanması için dikkat etmesi gereken önlemler; yerel yönetimleri Protokolde sınırları belirtilen katılım hakkının kullanımında yetkilendirilmek, yerleşimin yoğun olduğu büyük coğrafi alanlarda müzakere süreçleri, yerel referandumlar ve dilekçe hakkını kapsayabilecek prosedürlere yerleşikleri dâhil etmeye yönelik çalışmalar gerçekleştirmek, belgelere erişebilmek, katılımı engellenen kişilerin önündeki engelleri çekmek, şikâyet ve önerileri ele almak ve yanıtlamak, katılım hakkının geliştirilmesine ve uygulanmasına yönelik olarak bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanılmasını teşvik etmek ve yerel yönetimlerin çalışmalarına katılım hakkının uygulanması için planlama ve karar alma süreçlerinde, yerel yönetimlerle müzakere sürecinin çalıştırılmasını sağlamak.

 

Ayrıca Protokolün bütününde, vatandaş veya hemşeri sözcüğünün kullanılmadığı dikkati çekmektedir. Hukuki yapıya sık sık atıfta bulunulmakla birlikte, bu tip bir takdim, “yerelde yabancı veya ülkenin vatandaşı ya da Avrupa vatandaşı olmaktan kaynaklanan hak ve borç farklılığından ziyade ortaklığı”[3] konusuna Avrupa Konseyince odaklanıldığı şeklinde bir yoruma bizi yaklaştırabilecektir.

 

Yukarıda yer alan hedefleri yapabilir kılacak şekilde Avrupa Konseyi’nde geliştirilen çalışmalar, yönetişim ve demokratik devlet konularında tasarlanmış kurumsal iyi çerçeve örnekler sunmaktadır. Avrupa Konseyi, Bakanlar Komitesi Tavsiye Kararı Rec (2004) 15 ile elektronik yönetişim(e-governance), Tavsiye Kararı Rec (2004) 11 ile yasal, operasyonel  ve teknik standartlar için e-oylama (on legal, operational and technical standards for e-voting) ve e-demokrasi(e-democracy) Rec(2009)1 çalışmalarında bütünleşik çalışmalarını sürdürmektedir.

 

Bu çalışmalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; kamusal, özel ve sivil aktörlerin birlikte hareket etmesi(yönetişim) yanında,  demokrasi pratiklerine “teknolojik gelişmeler” yoluyla yeni hareket alanları eklenmektedir. E-yönetişim ve e-demokrasi başlıklarıyla tanımlanan, bir madalyonun iki yüzü gibi değerlendirilebilen bu çalışmalar insan haklarının en önemli olmazsa olmaz unsuru olan “kamusal hayatta görünürlüğü” sağlamayı hedeflemektedir. “Demokratik-Yönetişim”i geliştirecek e-yönetişim çalışmaları kaynağını ya da enerjisini “toplumsal işbirliğinden” almaktadır. Yerleşiklerin birlikteliğini ve yaşam kalitesini artırmaya yönelik hizmet değerlendirmeleri için modern iletişim ağlarını kullanması, bilgiyi yaygınlaştırması ve karar mekanizmalarına etkide bulunarak yönetim ve siyaseti gerek yerel gerekse merkezi boyutta şekillendirmesi için kurulan bağlantılar(network) bu nedenle önem taşımaktadır[4].

 

Uluslar arası anlaşmaların temel yaklaşımında aktif katılım, çözümde ortaklık, dayanışma ile demokrasinin çalıştırılması ve  ilgi gruplarıyla bağlantısı, küresel ilişkiler ağında yine Avrupa Konseyinin çeşitli sözleşmelerinde eylem boyutu da yer almaktadır. Uluslar arası anlaşmaların hedeflediği bütünleşik eylem planlarının uygulanmasının toplum kalkınmasına getirdiği kazanımlar ya da hedeflenen çıktılar ise ;

 

  • Merkezi ve yerel yönetimlerin siyasi kararlılığı ve idari kolaylaştırıcılığı,
  • İzlenebilirliği sağlayacak etkin katılımı öngören yenilikçi ve yaratıcı stratejilerin oluşturulması ,
  • Sosyal ve ekonomik kalkınma ile diğer sektörlerin de yer aldığı bütünleşik yönetim ile eylem planlarının oluşturulması ve sürdürülmesi,
  • Farkındalık yaratarak toplumsal duyarlılığın arttırılması,
  • Kurum ve kuruluşlar arası iletişimin gelişmesi, hemşehrilerin bilinçlendirilmesi, bilgilendirilmesi ve dialogların geliştirilmesi için bilgi paylaşımı,
  • Yerel yönetim birimleri ve yerel hizmet birimlerinin katılımcı mekanizmalarla güçlendirilmesi, yerel, bölgesel ve sınıraşan işbirliği,
  • Kamu, sivil –akademik-özel sektör ilişki ağlarının güçlendirilmesi ve güven eşiğinin yükseltilmesi ve bu amaçla kurulan karma örgütlenmeler,
  • Genç, Çocuk,  Engelli ve Kıdemli hemşehri(yaşlı) kavramları ve bu grupların beklentileriyle toplumun tanıştırılması,
  • Toplumun sağlıklı sürdürülebilmesi için insan unsurunun taşıdığı tüm sosyal ve kültürel özellikleriyle önemsenmesi, verimli, huzurlu bir yaşantıya hazırlanması ve iyi yönetim için toplumsal ortaklıkların kurulması,
  • Yerelde yönetime katılımın(kadın ve erkek) toplumsal dinamiklerinin geliştirilmesi, olarak düşünülmektedir.

Bütün bu hedeflerin temelinde toplumsal işbirliğinin yaygınlaştırılması, birbirinden habersiz ve kopuk uygulamaların birleştirilmesi, emek, zaman ve para israfını engelleme isteği öne çıkmaktadır. Toplumsal pratiklerin, yerel halkının gücüne dayalı ve ilgi gruplarının katkı ve beklentilerine bu “eşit ortaklıkta” cevap verecek şekilde bütünleşik geliştirilmesi uluslar arası anlaşmalarda giderek önem kazanmaktadır. Uluslararası anlaşmalar bir taraftan devlet ve hükümet düzeyinde sahiplenilmesi gereken bir ortaklığa taşınırken, Avrupa Konseyi’nde olduğu gibi bir taraftan da “Avrupa Kentsel Şartı” (1992 ve Gözden geçirilmiş/2008) ve “Gençlerin Yerel ve Bölgesel Yönetime Katılmalarına İlişkin Avrupa Şartı”(1992 ve Gözden geçirilmiş/2003) gibi yerel yönetimlere yönelik doğrudan düzenlenmektedir. Yerel yönetimlerde hizmetlerin sağlıklı gelişmesini temin için yerel ilgi gruplarının ve karar mekanizmalarının desteğinde gelişen “hizmette yerellik önceliği”(subsidiyarite) felsefi yaklaşımı, kuşkusuz devlet ve hükümet erkinin “yerel demokrasinin” temel ilkelerinin ön kabulüne bağlıdır.

 

Nitekim demokratik adımlara bir bütün olarak bakan, kentlerin gelişimi ve uluslar arası işbirliğine yönelik giderek genişletilerek birbirleriyle uyumlaştırılan Avrupa Konseyi anlaşma ve sözleşmelerin temel özelliği; anlaşmaların etik değerlere erişimi hedeflemesi ve temel mantığının bozulmasına izin verilmeksizin geliştirilebilmesinin mümkün olması ya da ucu açık olması, anlaşmaların birbirleriyle irtibatlı olması ve bir anlaşmanın imzalanmasıyla diğerleri yönüyle de yükümlülükler doğmasının önünün açılması,  yerelden ulusal ve uluslararasına açılımla işbirliği ve sınırötesi işbirliğini önemsemesi, anlaşmayı imzalayan devletler yönüyle doğan sorumlulukların yerine getirilebilirliğinin izlenmesi ve değerlendirilerek raporlandırılmasıdır. Diğer ortak yanlar ise, üye devletlerin yerel ve bölgesel seviyede gönüllü katılımına açık olması, bağlantılı olarak anlaşmadan çekilmenin de mümkün olmasıdır. Nihai tahlilde, uluslar arası politik arenada dayanışma hakkı ve üyelikler yönüyle Avrupa Birliği gibi bölgesel ulusüstü ile Avrupa Konseyi gibi bölgesel uluslar arası organizasyonlarda hizmetin erişilmesi gereken seviyeye getirilmesinde kontrol  hakkı doğmasıdır.

Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin birçoğunda, katılımcı yönetim arayışı sürekli tartışılarak, uygulama ortamına alınmaktadır. Çağın gereklerine göre yeni yönetim teknikleri ve yaklaşımlar geliştirilmektedir. Bu çalışmaların ortak hedefi hizmetlerde verimlilik ve süreklilik kadar, günümüzde demokrasinin temel unsuru olan yerleşiklerin katılımını sağlayabilmektir. Bu bağlamda da yönetimin yapısı kadar yasal karar alıcılar ve vatandaşların kapasiteleri ve bilgi desteğine erişim ve isteklilikleri önem taşımaktadır.

 

Bu çalışmaların sürdürülebilirliğini sağlamada kamu yönetimi nerededir? Kamu yönetimi teşkilatlanmasında idari rolleri yürütenlerin eğitimleri yanında üniversitelerimizin özellikle “Kamu Yönetimi Bölümlerinde” verilen eğitimler ne kadar önemlidir? Üniversitelerin, toplumun birlikte karar verme ve iş görme kabiliyetini sürekli öğrenme araçlarının yardımıyla geliştirmek ve sürdürebilmesi idealinde önemli rolleri bulunduğu bilinmektedir. Kamu Yönetimi Bölümlerinin söz konusu hedeflerin yürütülmesini sağlamada yetiştirdikleri öğrenciler yönüyle ciddi sorumlulukları bulunmaktadır. Özellikle lisans derslerinde, toplumun demokratikleşmesini ve sürdürülebilirliğini sağlayan yaşam kalitesi göstergelerinin gelişimine yönelik temel konularda teorik ve pratik bütünlüğün sağlanması, ayrıca günün getirdiği koşulları ve yenilikleri takip edebilme açısından anabilim dalları arasında da dengeli ve uyumlu bir beraberlik önem taşımaktadır.

Aşağıda, açılış konuşması içeriğinde özetlenen 2009 tarihli Yerel Yönetimlerin Çalışmalarına Katılma Hakkında Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı Katma Protokolünün, Türkçe sözcükleri felsefesine uygun olarak seçilerek hazırlanmış resmi olmayan çevirisi yer almaktadır.

Avrupa Konseyi Antlaşma Serisi – No. 207(CETS NO.207)

 

Yerel Yönetimin Çalışmalarına Katılım Hakkında Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı Katma Protokolü

 

Utrecht, 16.11.2009

 

Önsöz

 

Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nın (bundan böyle “Şart” olarak adlandırılacaktır, ETS No.122) bu Katma Protokolü’nü imza eden Avrupa Konseyi üye Devletleri,

 

Avrupa Konseyi’nin amacının kendilerinin ortak mirası olan idealleri ve ilkeleri korumak ve gerçekleştirmek amacıyla üyeleri arasında daha büyük birlik elde etmek olduğunu dikkate alarak,

 

Kamusal işlerin idaresine katılma hakkının Avrupa Konseyi’nin tüm üye Devletleri tarafından paylaşılan demokratik ilkelerden biri olduğunu dikkate alarak,

 

Üye Devletlerin gelişiminde yerel yönetimlerde özerklik ilkesinin sahip olduğu önemi dikkate alarak,

 

Şart’a bir yerel yönetimin işlerine katılma hakkını garanti eden hükümler eklemenin uygun olacağını dikkate alarak,

 

Bakanlar Komitesi tarafından 27 Kasım 2008 tarihinde benimsenen Avrupa Konseyi Resmi Belgelere Erişim Konvansiyonu’nu akılda tutarak,

 

Avrupa Konseyi Devlet ve Hükümet Başkanları’nın 3. Zirvesi’nde benimsenen Beyannameyi ve Eylem Planı’nı da akılda tutarak (Varşova, 16-17 Mayıs 2005),

 

Aşağıdaki hususlarda anlaşmıştır:

 

Madde 1 – Yerel yönetimin çalışmalarına katılma hakkı

 

1          Taraf Devletler, yetkileri dâhilindeki herkes için yerel yönetimin çalışmalarına katılma hakkını güvence altına alır.

 

2          Yerel yönetimin çalışmalarına katılma hakkı, bir yerel yönetimin yetkilerinin ve sorumluluklarının uygulamasını belirleme ya da etkileme hakkına sahip olmayı işaret eder.

 

3          Hukuk, bu hakkın uygulanmasını kolaylaştırmanın yollarını sağlar. Herhangi bir kişiye ya da gruba karşı adil olmayan bir şekilde ayrımcılık yapmaksızın, hukuk kişilere ait farklı durumlara ya da kategorilere yönelik özel önlemler sağlayabilir. Üye tarafın anayasal ve/veya uluslar arası yükümlülükleri uyarınca hukuk, özellikle oy verenlerle sınırlandırılmış belirli düzenlemeleri öngörebilir.

 

4.1       Her üye, oy veren ya da aday olan vatandaşlarının ikamet ettikleri yerel yönetimin konseyinin ya da meclisinin üyelerinin seçimine katılma hakkını kanunen tanır.

 

4.2       Hukuk, üye Tarafın kendi anayasal düzeni uyarınca bu şekilde karar verdiği yerlerde ya da üye Tarafın uluslararası yasal yükümlülüklerine bu şeklin uygun olduğu yerlerde diğer kişilerin katılma hakkını da tanır.

 

5.1       Bir yerel yönetimin işlerine katılma hakkının uygulanmasına yönelik her türlü formalite, koşul ya da kısıtlama, kanun ile konur ve üye Tarafın uluslararası yasal yükümlülükleriyle uyumludur.

 

5.2       Hukuk, yerel yönetimlerin yetkilerinin ve sorumluluklarının uygulanmasının etik bütünlüğünün ve şeffaflığının katılım hakkının uygulanması bakımından tehlikeye girmemesini temin etmek amacıyla gerekli olduğu için bu formaliteleri, koşulları ve kısıtlamaları koyar.

 

5.3       Etkili bir siyasal demokrasinin işlemesi için, demokratik bir toplumda kamu güvenliğinin korunması ya da üye Tarafın kendi uluslar arası yasal yükümlülüklerinin istenilene uygunluğunu sağlamak için her türlü başka formalitenin, koşulun ya da kısıtlamanın zorunlu olması gerekir.

 

Madde 2 – Katılma hakkına yönelik tedbirlerin uygulanması

 

1          Taraflar, bir yerel yönetimin çalışmalarına katılım hakkının uygulanmasında gerekli olan bu tedbirleri alır.

 

2          Katılma hakkının uygulanmasına yönelik bu tedbirler şunlardır:

 

i           Bu Protokol’de sınırları belirtilen katılma hakkının uygulanmasını sağlamak, geliştirmek ve kolaylaştırmak üzere yerel yönetimleri yetkilendirmek,

 

ii          aşağıdakilerin tesisini güvence altına almak:

 

a          çok sayıda yerleşiğe sahip yerel yönetimin ve/veya büyük coğrafi alanlarda,  onlara en yakın bir düzeyde kişileri istişare süreçleri, yerel referandumlar ve dilekçe hakkını kapsayabilecek prosedürlere dahil etmeye yönelik çalışmalar,

 

b          üye Tarafın anayasal düzeni ve uluslar arası yasal yükümlülükleri uyarınca, yerel yönetimlerin elindeki resmi belgelere erişime yönelik prosedürler,

 

c          katılım yönüyle özel engellerle karşılaşan kişilerin ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik değerlendirmeler, ve

 

d          yerel yönetimlerin ve yerel kamusal hizmetlerin işlevlerine ilişkin şikayetleri ve önerileri ele alma ve onlara yanıt verme mekanizmaları ve prosedürleri.

 

iii         Bu Protokol’de sınırları belirtilen katılım hakkının geliştirilmesine ve uygulanmasına yönelik olarak bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanılmasını teşvik etmek.

 

  1. Prosedürler, değerlendirmeler ve mekanizmalar, yerel yönetimlerin farklı kategorileri için onların büyüklüğü ve yetkileri itibariyle farklılık gösterebilir.

 

  1. Yerel yönetimin çalışmalarına katılım hakkının uygulanması için planlama ve karar alma süreçlerinde, yerel yönetimlere uygun zamanda ve uygun bir şekilde mümkün olduğu kadar danışmak.

 

 

Madde 3 – Protokolün geçerli olduğu Yönetimler

 

Bu Protokol, üye Tarafın toprağı dâhilinde var olan yerel yönetimlerin bütün seviyelerinde geçerlidir. Ancak, her Devlet, onay, kabul ya da tasdik belgesini tevdi ederken, Protokol’ün kapsamını sınırlandırmayı tasarladığı ya da kapsamından çıkarmayı tasarladığı yerel ya da bölgesel yönetim kategorilerini belirleyebilir. Ayrıca, sonradan Avrupa Konseyi Genel Sekreteri’ne tebligat yoluyla Protokol’ün kapsamına daha başka yerel ya da bölgesel yönetim kategorilerini dâhil edebilir.

 

Madde 4 – Topraklara ilişkin Hüküm

 

1 Herhangi bir Devlet, imzalama sırasında veya onay, kabul veya tasdik belgesini tevdi ederken bu Protokolün uygulanacağı toprak ya da toprakları belirleyebilir.

 

2 Herhangi bir taraf daha sonraki herhangi bir tarihte Avrupa Konseyi Genel Sekreteri’ne yapacağı bir bildirim ile diğer toprakları da bu Protokolün uygulanmasının kapsamına dâhil edebilir. Bu tür topraklar için, Protokol bu şekilde hazırlanmış bir bildirimin Genel Sekreter tarafından alınma tarihten sonraki üç aylık bir dönemin bitimini takip eden ayın ilk günü yürürlüğe girer.

 

3 Önceki iki paragraf uyarınca yapılan her türlü bildirim, bu bildirimde belirtilen her hangi bir toprak bakımından, Avrupa Konseyi Genel Sekreteri’ne gönderilen bir tebligat yoluyla geri çekilebilir. Geri çekme, bu tür bir tebligatın Genel Sekreter tarafından alınma tarihinden sonraki altı aylık bir dönemin bitimini takip eden ayın ilk günü yürürlüğe girer.

 

 

Madde 5 – İmza ve yürürlüğe girme

 

1          Bu Protokol, Şartı imza eden Avrupa Konseyi üyesi tüm devletlerin imzasına açık olacaktır. Bu Protokol; onay, kabul ya da tasdike tabidir. Avrupa Konseyi’nin bir üye Devleti, eşzamanlı olarak ya da önceden Şartı onaylamadıysa, kabul etmediyse ya da tasdik etmediyse bu Protokol’ü onaylamayabilir, kabul etmeyebilir ya da tasdik etmeyebilir. Onay, kabul ya da tasdik belgeleri Avrupa Konseyi Genel Sekreteri’ne tevdi edilir.

 

2          Bu Protokol, Avrupa Konseyi’nin sekiz üye Devletinin paragraf 1’in hükümleri uyarınca Protokol’e bağlanma konusunda rızalarını ifade ettikleri tarihten sonraki üç aylık bir dönemin bitimini takip eden ayın ilk günü yürürlüğe girer.

 

3          Sonradan Protokol’le bağlı olmayı kabul edeceğini beyan eden herhangi bir üye Devlet bakımından, Protokol onay, kabul ya da tasdik belgesinin tevdi tarihinden sonra geçecek üç aylık bir sürenin bitimini takip eden ayın ilk günü yürürlüğe girer.

 

 

 

Madde 6 – Çekilme

 

1          Herhangi bir Taraf, kendisi bakımından her zaman Avrupa Konseyi Genel Sekreteri’ne gönderilen bir tebligat yoluyla bu Protokol’den çekilebilir.

 

2          Bu tür bir fesih ihbarı, tebligatın Genel Sekreter tarafından alınma tarihinden sonraki altı aylık bir dönemin bitimini takip eden ayın ilk günü yürürlüğe girer.

 

 

Madde 7 – Bildirimler

 

Avrupa Konseyi Genel Sekreteri, Avrupa Konseyi üye Devletleri’ne:

 

a          her imzalamayı,

 

b          her türlü onay, kabul ya da tasdik belgesinin tevdiini,

 

c          Madde 5 uyarınca bu Protokol’ün her türlü yürürlüğe giriş tarihini,

 

d          Madde 3’ün hükümlerinin uygulanmasında alınan her türlü bildirimi,

 

e          bu Protokole ilişkin her türlü başka belgeyi, bildirimi ya da yazışmayı tebliğ eder.

 

Aşağıdaki imza sahipleri kabul zımnında, gereği gibi yetkili kılınmış olarak, bu Protokolü imzalamışlardır.

 

Avrupa Konseyi arşivlerinde saklanacak, İngilizce ve Fransızca olarak ve her iki metin de aynı derecede geçerli olmak üzere, tek nüsha halinde 16 Kasım 2009 tarihinde Utrecht’te, düzenlenmiştir. Avrupa Konseyi Genel Sekreteri, Avrupa Konseyi’nin her üye Devleti’ne aslına uygun tasdikli nüshaları iletir.

 

 

 



[1]http://conventions.coe.int/treaty/Commun/QueVoulezVous.asp?NT=207&CM=0&CL=ENG, erişim:04.05.2010

[2] Zerrin Toprak, Hikmet Yavaş ve Mustafa Görün, edit(2004); Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi Andlaşmalarında Avrupa Konseyi, İzmir.

 

[3] Zerrin Toprak(2008); “Willingness of Foreign Retired Residents to Participate in Local Public Life and Strategic Approaches to Relationship Networks Within the Local Community; Example of Antalya, Turkey” European Journal of Economic and Political Studies(EJEPS), 1(2),  s. 24-64.

 

[4] Zerrin Toprak(2010); “E -Yönetişim& E- Devlet”, Yönetişim: Kuram, Boyutlar, Uygulama, Edit: M. Akif Çukurçayır, H.Tuğba Eroğlu, Hülya Eşki Uğuz, Konya, s. 73-106

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

    En az 10 karakter gerekli


    HIZLI YORUM YAP