Türkiye’de tarihi öneme sahip yayınların ve pek çok yeniliğin kamuoyuna aktarıldığı, ilklerin televizyonu Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) 57’nci kuruluş yıl dönümünü kutluyor.
TRT, devlet adına radyo ve televizyon yayınlarını gerçekleştirmek amacıyla, 1 Mayıs 1964’te, özel yasayla özerk tüzel bir kişiliğe sahip olarak kuruldu.
1972’deki anayasa değişiklikleri ile “tarafsız” bir kamu iktisadi kuruluş olarak tanımlanan TRT, 1982 Anayasası hükümleri doğrultusunda 1984’te Türkiye Radyo ve Televizyon Kanunu ile yeniden düzenlendi.
Anayasanın 133. maddesinin 1993’te değiştirilmesiyle özel radyo ve televizyon yayınları serbest bırakılırken, TRT’nin özerkliği yeniden tesis edildi.
TRT bugün, özerkliği ve tarafsızlığı anayasada hükme bağlanan, radyo ve televizyon ile tüm medya araçlarından yayın yapan kamu hizmeti yayıncısı olarak sadece Türkiye’ye değil tüm dünyaya hizmet veriyor.
Dünya kanalı TRT, 17 televizyon kanalı, 16 radyo kanalı, “trt.net.tr” ve 41 dilde hazırlanan “www.trtvotworld.com” web siteleri, 5 basılı dergisiyle Türkiye ve dünyaya yayın yapıyor.
TRT Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü İbrahim Eren, TRT’nin 57’nci kuruluş yıl dönümü dolayısıyla kurumun son yıllardaki başarısını, yayınları ve projelerine ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtladı:
Soru: 57 yıldır Türk televizyonculuğunda dönüm noktası oluşturan TRT, son yıllardaki ivmesini ve farklı kategorilerde yayın yapan kanallarının başarısını nasıl elde etti? Bu başarının önemli noktalarını anlatabilir misiniz?
İbrahim Eren: TRT her şeyden önce, Türkiye’nin görsel ve işitsel hafızasını oluşturan, kamu yayıncılığı anlayışı ile ülkenin tüm fertlerine ulaşmayı görev edinen, bununla birlikte yayıncılığın okulu olarak her zaman çıtasını yüksek tutan bir yayın kuruluşudur. Elbette başarımızın en önemli noktası, bütün bu sorumluluklarımızın bilincinde bir yaklaşımla bitmek tükenmek bilmeyen bir yayıncılık heyecanında yatıyor. Biz yayın heyecanımızı yeni kanallar, yapımlar, projeler ve dünya yayıncılığına attığımız imzalar ile sürekli canlı tutuyoruz. Çok önemli bir konusu ise TRT sadece kendi ile yarışan bir kuruluştur. 6 Mayıs 1927’deki ilk radyo ve 31 Ocak 1968’deki ilk televizyon yayınını temel aldığımızda TRT yüzyıla yakın bir tecrübe ile her zaman kendi ile yarışan bir yol çizerek başarıya ulaşmıştır. Bugün ise kurumumuzun dünya çapında sesini duyuran bir yayıncı olması için çalışıyoruz. Bunu da değişimde “kök” korunur diyerek, TRT’nin yaklaşık 100 yıla dayanan ana değerlerini korurken günümüz medya ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde güncellemelerle yapıyoruz.
Amacımız çok net, TRT’yi merkezine insanı ve insana ait değerler bütününü alan yayıncılık anlayışıyla bir dünya markası haline getiriyoruz. Bu yayıncılık anlayışını “Özü sözü insan” diyerek ifade ediyoruz. Bahsini ettiğiniz “başarı”nın temelinde bu ilkemiz var. Bu anlayışla umudun, inancın, insanlığın, iyiliğin dünyada sesi olmaya çalışıyoruz. Bunun için içerikler üretiyoruz. Tarihimizden ve kültür mirasımızdan temellenen hikayelerle hem bugünlere hem yarınlara hem gelecek nesillere, aslında tüm dünyaya, Türkiye’ye özgü bir anlatım biçimiyle projeler üretip sunuyoruz. Açıkçası bu yaptıklarımızla, TRT yayıncılığıyla biz dünyayı daha iyiye doğru dönüştürebileceğimize inanıyoruz. Yaptığımız her işin özünde insan var, sözümüz de hep insandan yana ve bizi başarıya taşıyan bu “Özü sözü insan” ilkemizle dünyaya yeni bir yayıncılık ufku açıyoruz. İnsan ve değer odaklı bir geleceğin inşasında üzerimize düşen göreve uygun bir şekilde hiç durmadan yeni yapımlar üretiyor, yayıncılıktaki tecrübemiz ile hem milletimizin seveceği hem de dünya ile paylaşabileceğimiz işler hayata geçiriyoruz. Siz bir yayıncı olarak işinizin temeline insan ve değer odağını yerleştirdiğinizde, karşılığını seyircinizin ve dinleyicinizin takdiri ile alıyorsunuz. Bu da her türlü başarının üzerinde bir güç katıyor. Bizi sürekli zirveye taşıyan başarımızın odağında izleyici ve dinleyicilerimizden aldığımız bu güç var diyebilirim.
Soru: TRT dizileri son yıllarda yüksek izlenme oranlarına sahip ve en önemlisi sevilerek takip ediliyor. Dizilerinizdeki bu başarının devamı için planlamalarınız nelerdir?
İbrahim Eren: Yerli dizi sektöründe TRT’nin büyük yapımlarından “Diriliş Ertuğrul” ile başlayan yeni bir dönemden bahsedebiliriz. Gündeme baktığımızda ise şu an bizi haftanın 4 gününde birinci yapan, “Uyanış; Büyük Selçuklu”, “Masumlar Apartmanı”, “Gönül Dağı” ve “Teşkilat” ile bu dönemi devam ettirdiğimiz başarılı yapımlara imza atıyoruz. Yeni yayımlanmaya başlayan “Bir Zamanlar Kıbrıs” ilk bölümden itibaren ilgiyle takip ediliyor ve zirveyi zorluyor. Kendine özgü çizgisi ve izleyici kitlesi ile tarihimize ışık tutan “Payitaht: Abdülhamid”in yeri ise milletimizde ayrıdır. Bazı projelerimiz aynı zamanda tarihimize karşı borç bildiğimiz görevimizdir. Dolayısıyla tüm bu yapımların hem milletimizden büyük takdir görmesinde hem de dünyada tercih edilmesinde, TRT’nin reyting kaygısıyla değil “insan ve değer” odağıyla niteliği yüksek içerik üretmesi var. Bu ülkenin tarihine, kültürüne, manevi ve insani değerlerine sahip çıkan, bize bizi hatırlatan senaryoları ve yapımları öne çıkarttık ve buna devam edeceğiz.
Bizim dizilerimiz salgın döneminde de insanımızın ihtiyaç duyduğu o birlik ve beraberlik, aile olma, kültürüne, geleneklerine özen gösterme hissini yeniden hatırlattı. Toplumun tüm kesiminin bu duygulara ihtiyacı varmış ki TRT dizileri bu dönemde Türk halkına ilaç gibi yetişti, demek yanlış olmaz. Dizilerimizin, insan ve değer odaklı hikayelerle toplumun her kesimini yakaladığını görüyoruz ve bu izlenme oranlarına da yansıyor. Üstelik bunu kimsenin birbirini rencide etmediği, ötekileştirmediği, toplumsal ve ahlaki değerlerimizi zedelemeden yapılabileceğini de göstermiş olduk. Artık “TRT dizisi” diye bir kavram var. Üstelik bu diziler, sadece Türkiye’de değil, Avrupa’da, Balkanlar’da, Türk cumhuriyetlerinde, Asya ve Afrika’da da yoğun talep görüyor. Dizilerimizin başarısının devamı için ise çok geniş bir vizyondan bakarak değerlendirme çalışmaları yapıyoruz. Biz Kurum olarak, bu geniş vizyondan bakarken aynı zamanda insana dokunan, duygulara hitap eden, anı yakalayan ve tüm bunlara birlikte zamanla yarışıp ona uyum sağlayan bir çizgide ilerliyoruz.
İnşallah önümüzdeki dönem içerisinde yine uluslararası boyutta ses getirecek yapımlara imza atacağız. Bunlardan Oruç Reis’in denizlerde geçen hikayesinin anlatıldığı ve büyük tasavvuf düşünürü, dünyayı kucaklayan Hz. Mevlana’nın hayatını anlatıldığı yapımlar en yakın projeler arasında sayılabilir. Tüm bu yapımlar için İstanbul’daki uluslararası film platomuza bir yenisini daha ekleyerek Konya Valiliği ve Meram Belediyesi’nin de katkılarıyla yeni bir plato daha kuruyoruz. Medeniyetimizin büyük isimlerini, hem Türk izleyicisine hem de dünya seyircisine anlatabilmek için tarihimizin kadim şehri Konya’ya kurulan “TRT Uluslararası Konya Film Platosu” çok yakında tamamlanarak faaliyete geçecek. 390 metrekarelik bir alanda inşa edilen platonun ilk etabına 50 dönümlük bir 13. yüzyıl Konya şehri inşa ediliyor.
Diziler dışında film yapımlarına devam ediyoruz. Bu toplumun gönlünde derin izler bırakmış hikayeleri ölümsüzleştirerek onların hatırasını yaşatma yönünde yapımlarımız olacak. Bunlardan birisi, 2017’de Maçka’da teröristlerin saklandığı yeri güvenlik güçlerine gösterirken şehit olan Eren Bülbül ve Jandarma Astsubay Başçavuş Ferhat Gedik’in içimizi yaralayan kaybı “Kesişme: İyi ki Varsın Eren” adıyla film olacak. Batı Trakya Türklerinin hak ve hürriyet mücadelesinin manevi lideri olarak bilinen Dr. Sadık Ahmet’in hayatını anlatan da bir sinema filmi çalışmasına başlandı. Bu yıl içinde çekimlerin tamamlanmasını planlıyoruz. Biz yayıncılık anlayışımızla dünyayı daha iyi bir yere dönüştürebileceğimize olan bir inançla planlamalarımızı yapmaya ve imkanlarımızı paylaşmaya devam ediyoruz. Kısacası, önümüzdeki dönemde TRT’ye yakışır ve yine “yaparsa TRT yapar” dedirteceğimiz büyük projeler sırasını bekliyor diyebiliriz.
Soru: “Dünyaya açılan pencere” mottosuyla, TRT World, TRT Arabi, TRT Deutsch ve TRT Russian gibi yabancı dilde yayın yapan kanal ve platformlarıyla Türkiye’den dünyaya yayılarak uluslararası etki yaratan bir yayıncılık anlayışının benimsendiğini, uluslararası konjonktürü ciddi takip eden haberler ve yayınların yapıldığını gözlemliyoruz. Bu yayınların izlenilirliğini artırmak için planlamalarınız neler?
İbrahim Eren: Biz öyle kıymetli bir coğrafyada yaşıyoruz ki, ecdadımızın bize miras bıraktığı bu topraklarda Anadolu kültürü ile şekillenmiş bir medeniyet inşa etmişiz. Bırakın komşu ülkelerimizi dünyanın öbür ucundaki ülkelerin stratejik hamleleri için dahi önemli bir noktada yer alıyoruz. Bu açıdan bu topraklardan dünyaya yayılacak haberler ve doğrusuyla anlatılacak gerçekler kat be kat önem taşıyor. Elbette ki burada Anadolu Ajansının doğru habercilik anlayışı ve dünyanın her yanından ülkemize ulaştırdığı bilgiler çok kıymetli. Biz bununla birlikte; “uluslararası etki” vizyonumuzla gerek TRT World ve TRT Arabi kanallarımız, gerekse TRT Deutsch ve TRT Russian gibi dijital platformlarımızı kurarken, dünyaya, dünya dillerinde, Türkiye ve hassasiyetlerini gerçek, doğru ve ilkeli habercilik anlayışı ile aktarmaya odaklandık. Farklı dillerde yayın yapan dijital haber platformlarımıza yenilerini eklemek için çalışmalarımız devam ediyor. TRT Balkan kısa bir süre içinde yayın hayatına başlayacak. Bir sonraki adımımız da Fransızca haber platformumuz olacak ve diğer dillerde kuracağımız yeni haber platformlarımızla dünyaya ulaşmaya devam edeceğiz.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın büyük desteğiyle 2015’te kurulan TRT World’ü Türkiye’nin uluslararası alandaki habercilik varlığı açısından bir milat olarak kabul edersek, bu alanda 6 yıldır “insanı merkeze alan” anlayışımızla dünyada mazlumun sesi, görmezden gelinen hakikatlerin sözcüsü olarak haktan ve hakkaniyetten yana bir haber yayıncılığına imza atıyoruz. Tüm programlarda uluslararası uzmanların görüşlerine yer verilirken, dünyanın nabzının attığı her yerden canlı yayınlarla yerinde ve zamanında bilgiler aktarıyoruz. Dünyanın göz yumduğu, görmekten kaçındığı, mikrofonlarını ve kameralarını kapattığı tüm konuları ele alıyor, yaşanan insanlık dramlarını gözler önüne seriyoruz. Burada yine “Özü sözü insan” ilkemiz görünür oluyor. Çok kültürlülüğe ve adalete inanan bir anlayış ile merkezinde insan olan küresel bir haber yayıncılığı ile hareket ediyoruz. Bu habercilik anlayışından yola çıkarak kurulan tüm bu mecraların etkin olduğu coğrafyalara kendi dillerinde ulaşarak doğru, gerçek ve etik bir habercilik yapıyoruz. Bizi dünyanın 7 kıtasına ulaştıran bu mecraların etkinliğinin arttırılması, başarısının devam ettirilmesinin ise tek bir yolu var; haktan ve hakkaniyetten yana duruşumuzla hakikatin sözcüsü olmaktan vazgeçmemektir.
Hiç şüphesiz, merkezine insanı ve insana ait değerler bütününü alan bir yayıncılık anlayışıyla çalışıyor olmamız bizi tüm dünyada takip edilir kılıyor. Yine bu anlayıştan hareketle dünyanın dört bir yanından yüzlerce siyasetçi, iş adamı, akademisyen, aktivist ve gazetecinin katılımı ile 2017’den bu yana her yıl düzenlediğimiz TRT World Forum da uluslararası etkimize çok büyük katkı sağlıyor. TRT World’ün kuruluşunda olduğu gibi TRT World Forum’a da kıymetli desteklerini esirgemeyen Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, 4 yıldır onur konuğumuz olarak etkinliğe teşrif ediyor ve TRT markası aracılığıyla tüm dünyaya hitap ederek en büyük gücümüz oluyor, bizleri bu yolda yüreklendiriyor. Sayın Cumhurbaşkanımıza şükranlarımı sunuyorum. Yine Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığımızın Forum’a ve Kurumumuza desteği de bizim için son derece önemli.
Bir diğer uluslararası etkinliğimiz de dünyada “pozitif değişime ilham olmak” gayesiyle yola çıktığımız çok büyük ve önemli bir sosyal sorumluluk projesi olan TRT World Citizen. TRT World Citizen’ın çok olumlu bağlar kurduğunu ve başarısıyla da ne kadar doğru yolda olduğumuzu görebilirsiniz. Son üç yıldır çoğu zaman arka planda kalan, toplum tarafından fark edilmeyen gizli kahramanların başarı hikayelerinin dünyaya tanıtılması amacıyla “World Citizen Ödülleri” ile de bir farkındalık oluşturmaya çalışıyoruz. Bu sene de geçen yıl olduğu gibi salgına rağmen tüm bu çalışmaları çevirim içi platformlara taşıyarak planlama ve çalışmalarımıza devam ediyoruz.
Soru: TRT 2 sanat dünyasının sıkı takip ettiği bir kanal oldu. TRT 2’de yakın günlerde yeni programlar ve farklı kategoride yeni bir kanal görecek miyiz?
İbrahim Eren: TRT 2, geçtiğimiz şubat ayında yeniden izleyici ile buluşmasının ikinci yılını tamamladı. İki yıl gibi kısa bir sürede sanat dünyası ile sanatın her alanına ilgi duyan insanların ortak buluşma noktası oldu. TRT 2 kültür sanat içeriklerini sadece ekrana taşıyan bir kanal değil, aynı zamanda Türkiye’nin kültür sanat hayatına katkı sağlayan bir görevin taşıyıcısı olan bir misyon ile çalışıyor. Dünyada sayılı örnekleri olan kıymetli işler yapıyoruz. Kültür sanat alanında ülkemize büyük bir katkı sunacağına inandığımız ve çok uzun süredir üzerinde çalışarak 12 Mart’ta dinleyicisi ile buluşturduğumuz TRT Filarmoni Orkestrası bunlardan birisi. Dünyanın prestijli televizyonlarında örnekleri görülen orkestra, Türkiye’de bir ilk olarak TRT ile gündeme gelmesi açısından önem taşıyor. TRT Filarmoni Orkestrası, TRT 2 ekranlarından konserlerine devam edecek. Bunun dışında dünya sinemasının seçkin örneklerinin sunulduğu çok zengin bir sinema kuşağımız var ki bu bölümün takipçileri ve kendi aralarında kurdukları özel haberleşme hesapları olduğunu biliyoruz.
TRT 2 aracılığıyla ülkemizin kültür ve sanat hayatına, özellikle Kültür Bakanımız Sayın Mehmet Nuri Ersoy’un özel ilgisi ve büyük desteğiyle çok kıymetli katkılar sunuyoruz. Yine geçtiğimiz 17 Nisan’da Kültür Bakanlığı ilk kez bir tiyatro oyununun ve ardından da 23 Nisan’da ilk kez bir opera gösterisinin prömiyerini TRT 2 ekranları ile canlı bir yayında yaptı. Salgın sebebiyle perdelerini açamayan devlet tiyatro ve operasının seyircisiz yaptığı bu prömiyerlerin devamı mayıs ayında da yayımlanmaya devam edecek. Ayrıca; Kaşif, Para, İletişim, Kökler, Doğunun Işığı ve Muhayyelat gibi ilgi çekici yeni yapımlar da TRT 2 ekranlarında izleyici ile buluşacak.
Soru: TRT Çocuk kurulduğu günden beri çok yoğun çalışarak, Türk çizgi film sektörünü oluşturdu, sürekli üretim yapıldığını izliyoruz. Bu çizgi filmlerin yurt dışına ihracatı yapılıyor mu?
İbrahim Eren: TRT için her zaman yayıncılığın okulu diyoruz. Gerçekten de TRT, televizyon ve radyo yayıncılığının her alanında bu isme yakışır başarılarla adından söz ettirmeye devam ediyor. Bunun son dönemdeki en güzel örneğine ise Türkiye’de animasyonun gelişmesine katkı sağlamış olmamızı verebiliriz. Çizgi filmler eskiden yurtdışından ithal edilirken, TRT Çocuk içeriklerinin zenginleştirilmesine yönelik yaptığımız çalışmalarla, yerli yapım karakterlerimizden oluşan animasyonlar dünya çocuklarına ulaşıyor. Bunları 2016 ve 2017’de düzenlenen dijital karakter yarışmalarımızla destekleyerek bu alanda gelişmek isteyen insanları motive etmeye yönelik çalışmalar yaptık. Herkesin çok iyi bildiği Rafadan Tayfa dışında, Akıllı Tavşan Momo, Aslan, Barbaros, Dede Korkut, Doru, Ege ile Gaga, Harika İşler Takımı, İbi, Keloğlan Masalları, Keloğlan ve Arkadaşları, Kuzucuk, Küçük Hezarfen, Elif’in Düşleri, Maysa ve Bulut, Nane ile Limon, Pırdino ve Pırıl sadece son bir yılda ihraç edilen yapımlarımız aramızda. Azerbaycan, Kosova, Bosna-Hersek, Kazakistan dışında, Afganistan’dan Çin’e, Çin’den Tayland’a kadar uzanan bir yolculukla dünyanın öbür ucundaki çocuklara TRT yapımları ile ulaşmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Ayrıca pek çok dijital platform ile burada ismini sayamadığım sayısız dünya ülkesinden de izlenme imkanımız var.
TRT Çocuk Kanalının çok önemli bir özelliği de 2015’ten itibaren reklamsız olarak yayın yapıyor olması. Bu ebeveynlerin çocuklarını gönül rahatlığı ile adeta bir okul gibi bize teslim etmesi anlamını taşıyor. TRT’nin çocukların gelişimine karşı hassasiyetini bilen ebeveyn hiçbir sürpriz ile karşılaşmaz ve istemeyeceği bir içeriğin ekranda olmayacağını bilir. Bu çerçeveden baktığınızda çocuk yayıncılığı ayıca hassasiyet isteyen bir çaba gerektiriyor. Bu sebeple kanalda yayımlanacak tüm içeriklerin metinlerinde, uzmanlarla birlikte ciddi bir ön inceleme yapıyoruz. Bu ön incelemenin ardından biliyoruz ki, çocukların gelişimine olumsuz etki sağlayacak içerikler kesinlikle bizim kanalımızda yer almaz, aksine çocukların toplumsal hayata manevi değer ve kültürümüze dair konularda da bilgi edinmesini sağlayacak olumlu içeriklere yer verilir. Bunu bilen ve takdir eden her kesimden ailenin çocukları için tercih ettiği tek çocuk kanalı olma özelliğini yıllardır koruyoruz. Elbette TRT Çocuk içeriklerinin daha da zenginleşmesi için birçok çalışma yapıyoruz, yeni projeler hazırlıyoruz. Daha büyük yaş grubundaki, özellikle 9-12 yaş yelpazesindeki çocuklarımıza yönelik olarak da yeni, keyifli ve nitelikli içerik çalışmalarımız tüm titizliğiyle devam ediyor.
Soru: TRT’de son yıllarda dijital dünyada da birçok başarılı işe imza atıldığını görüyoruz. Son olarak TRT İzle, TRT Dinle, TRT Çocuk Kitaplık, TRT Bil Bakalım gibi size ait uygulamalar yoğun ilgi görüyor. Dijital dünyadaki TRT uygulamalarının bu başarısı için ne söylemek istersiniz? Benzer yeni projeleriniz de olacak mı?
İbrahim Eren: Teknolojinin sunduğu imkanlara her geçen gün daha çok dijitalleşen dünya ile biz de değişiyor ve gelişiyoruz. Biz vizyonumuz için iki odak belirledik. Bunlardan biri daha önce bahsettiğim “uluslararası etki” iken diğeri de “dijitalleşmedir” ve aslında bu iki odak birbirini tamamlayıp destekleyen niteliktedir. Dijitalleşmeyi hayati buluyoruz ve bu konudaki yatırımlarımız hatırı sayılır boyuttadır. Hatta bu sayede herkesin hazırlıksız yakalandığı salgın ortamının belirsizliğine de pek kapılmadık diyebilirim, dijital yatırımlarımız sayesinde hazırlıklı sayılabileceğimiz avantajlı bir durumumuz olduğunu gördük. TRT’nin birçok alandaki öncü konumuna da bir örnektir bu durum. Uzun süredir dijitalleşme alanında yaptığımız bu çalışmalar ve yatırımlarla her an her yerde ulaşılabilir vaziyetteyiz. İzleyici ve dinleyicimizin zengin TRT içeriğine dijital ortamdan ulaşabilme ihtiyacına yönelik olarak TRT İzle ve TRT Dinle uygulamalarını geliştirdik.
Dolayısıyla TRT İzle ve TRT Dinle ile TRT, artık telefon, bilgisayar ve tabletlerde yerini aldı. TRT İzle ile gündemdeki yapımlarımızla birlikte siyah beyaz günlerdeki ilk televizyon yayınımızdan bu yana zengin TRT arşivine de her an ulaşmak mümkün hale geldi. TRT Dinle ile tüm TRT radyo kanallarıyla beraber yeniden tasarlanan özel müzik dosyaları da dahil, sesli kitap arşivimiz, radyo tiyatroları ve yine çok zengin TRT işitsel arşivine istendiği an ulaşılıyor. Biz bu uygulamaların tanıtımı için daha bir çalışma yapmadan, insanlar duydu ve bir anda inanılmaz abone sayılarına ulaştılar. Buradaki başarının temelinde TRT’nin zengin arşiviyle birlikte bunların çok titiz bir çalışmayla dijitale aktarılmasının önemi büyük. TRT’nin çok kıymetli film arşivinin dijitalleştirilmesi çalışması bunların en başında gelir. Bu çok uzun yıllar süren bir çalışmadır. Bugün o çalışmalarımızın bir meyvesi olarak TRT Dinle ve TRT İzle ile birlikte TRT Arşiv Portalı Türkiye’nin görsel ve işitsel hafızası olarak herkesin ulaşımına açık konumdadır.
TRT Çocuk Kitaplık, çok yeni ve özellikli bir sesli kitap uygulaması. İlk 3 günde 100 binden fazla indirildi. Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın da yoğun ilgisi var. TRT Çocuk Kitaplık, ülkemizden sonra en çok kullanıcı sayısına ise kardeş ülke Azerbaycan’da ulaştı. Bu uygulamada amacımız çocuklarımızın okuma alışkanlığına sesli kitap uygulaması ile katkı sunarken aileleriyle birlikte kaliteli, eğlenceli ve eğitici zaman geçirebilecekleri bir deneyim sunmak. Ayrıca hem öğretici hem de eğlenceli “TRT Bil Bakalım” isimli bilgi yarışmamız çok kısa bir süre önce TRT uygulamaları ailesine katıldı. Salgın sebebiyle evlerimizde olduğumuz bugünlerde, TRT Bil Bakalım, keyifle vakit geçirebilecek çok güzel ve özellikli bir yarışma uygulaması. Yoğun ilgi görüyor. TRT Bil Bakalım, tek kişi oynanabildiği gibi iki kişi karşılıklı ya da daha kalabalık arkadaş grubuyla da yarışılabilen bir formata sahip. Yarışma severler, TRT Bil Bakalım’ı çok beğenecek.
Soru: TRT’nin 57’nci kuruluş yıl dönümünde son olarak ifade etmek istediğiniz şeyler var mı?
İbrahim Eren: Biz “kök”lerimizden aldığımız güçle TRT’yi bir dünya markası haline getirmek için durmaksızın çalışıyoruz. TRT’nin, özü de sözü de insandır. Merkezimize insanı ve insana dair değerler bütününü alarak oluşturduğumuz yayıncılık anlayışımız milletimizden büyük teveccüh görüyor. Bu bizim için bir gurur ve motivasyon kaynağı. Sadece ülkemizde değil dünyada da çok ciddi bir takipçi kitlesine sahibiz ve her yeni gün ulaştığımız insan sayısı artıyor. Daha önce de ifade ettiğim gibi biz, TRT yayıncılığıyla dünyayı daha iyiye doğru dönüştürebileceğimize inanıyoruz.
AA
KÖŞE YAZARLARI
3 gün önceKÖŞE YAZARLARI
8 gün önceKÖŞE YAZARLARI
14 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
22 gün önceKÖŞE YAZARLARI
23 gün önce