Savaşta şeytan ve barışta melek denebilecek şekilde, aynı ölçü de kahraman ve insancıl olan Türkler dünyayı yönetmek üzere doğmuştu… Tarihçi P.Mansel.
Bu sözü 20. yüzyılın ilk yıllarında bir Türk söyleseydi Enverci, 1920‘li yıllarda söylenseydi Mustafa Kemalci, 1980’li yıllarda söylenseydi faşist bir kafaya sahip hayalperest olarak susturulurdu. Günümüz Türkiyesi’nde her türlü fikrin
(Devlete sövmek, polisi dövmek, askeriyeyi kötülemek, hükümeti tehdit, özerklik…) rahatça ve arsızca tartışıldığını düşünürsek, benim fikirlerimin ve alıntı olan bu söze katılmamın hukuki ve insani hiçbir yaptırımının olmadığını söyleyebiliriz. 2.Dünya Savaşı, dağılan ve yenilenen dünya da bir güç paylaşımı krizi oluşturmuş ve bu kriz ekonomik ve askeri kutuplaşma diye özetleyebileceğimiz soğuk savaşı başlatmıştır. 2011 yılı itibariyle bir soğuk savaştan ve güç dağılımından söz edemeyiz. Hem soğuk savaş dönemi( Vietnam, Kore, Afganistan, Türkistan…) hem de süper güç dönemin de( Irak, Afganistan, Filistin, Lübnan, Doğu Türkistan..) dünyanın yaşadığı acıları,bir kısmına şahitlik yaparak hepimiz tanıdık.
TÜRK BİRLİĞİ ÇATISI
Soğuk savaşın oturma odamıza giren ve çocuklarımızın belleğine kadar işleyen argümanlarını (Rambo, Süperman, Batman..), yerine milli bir bilinç koyamayacak kadar kullanmamız, tek güç (Amerika) döneminde de milli bir politika üretemememizin sebebi olsa gerektir. Zira hepimiz ne acı ki ortak bir çocukluk dönemi yaşadık. Benim hemen hemen tüm yazılarımda ifade ettiğim ya da etmeye çalıştığım Türk Birliği çağrısı, çoğumuzun akıl terazisin de havada kalmaktadır. Bu Türk insanına ya da düşüncelerimin kullanılabilirliğine güvenmememden değil, akıllı insanların doğru fikirleri kullanma ve bu doğrultu da enerji sarfetme birikimindendir. Ne yazık ki milli hastalığımız günümüzde de depreşmiş ve teşhis konulmadan önlem alma refleksimizi hayata geçirememekteyiz. 60 yıl önce kurulan ve bir kısmı kanlı tarih sayfalarında ki yerini alan uluslararası kuruluşlar, Türk dünyasında hala alternatifini bulamamıştır. Türk Dünyası Savunma Paktı, dünyanın en büyük edebi ve askeri imparatorluklarının kurulduğu coğrafyamız da, haklı bir kaçış yolu olarak görülecektir. Temeli tüm Türk coğrafyalarına barış-huzur getirme ve bunu koruma amacına dönük olacak olan ortak bir kurum, başta Orta Doğu olmak üzere tüm insanlığın ortak faydasına olacaktır. Türk genci yıllarca ve hala, Kızılderili öldürdükçe kahramanlığını arttırdığı kovboylara gösterdiği sempatiyi ve empatiyi milli kahramanlarına yöneltmeli, bu bilinçle yetişecek yeni nesillerine korkusuzca güvenebilmelidir. Türkiye’nin Birleşmiş Milletler (BM) ve Asya’da İşbirliği ve Güven Arttırıcı Önlemler Konferansına(CICA), Kazakistan’ın Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatına (AGİT) dönem başkanlığı yapabildiği bir dönemde, kendi uluslararası teşkilatlarını kurmaları hayal değildir. Unutmayın ki bu millet ölümlü bedenlerinde yüzyıllarca, ölümsüz davaları yaşatmıştır.. Selam ve dua ile..
HABERLER
3 saat önceHABERLER
4 saat önceKÖŞE YAZARLARI
3 gün önceKÖŞE YAZARLARI
8 gün önceKÖŞE YAZARLARI
14 gün önce