Ülkemiz, gelecek 4 yılını belirlemek ve kendi geleceğine yeniden yön vermek için demokrasinin nimetlerinden biri olan seçimlere giderken, ülkemiz çevresinde olanlar da kesintisiz devam ediyor. Yakın komşularımıza ve coğrafyamıza baktığımızda önümüzdeki yüzyılın şekillenmekte, gelecek yüzyılın aktif ve pasif aktörlerinin belirlenmekte olduklarını rahatlıkla görebiliriz. Allah’a şükürler olsun ki ülkemiz, bölgemiz geleceğinin şekillenme sürecinde üzerinde çok rahat oyun oynanabilecek ülke konumundan çoktan uzaklaşmış, kendi kaderine sahip çıkmış, kendi geleceği ile birlikte yakın çevresinin istek ve iradesinin şekillenmesinde de belirleyici bir ülke konumuna yükselmiş durumdadır. Öyle sanıyorum ki ülkemizin bu durumu, yakın gelecekte daha da belirgin bir hale gelecek ve Türkiye Cumhuriyeti ekonomik, siyasi ve kültürel alanda gelişimi hızlandırıp, sağladığı gelişimi tüm tehditlerden koruma kapasitesini güçlendirdikçe, bölgesinde en etkin ve dünya da düşüncesi ve hareketi en çok merak edilen ülke olacaktır. Böyle olmakla birlikte Türkiye Cumhuriyeti’nin dış politikasında ülkemiz tercihlerini şekillendirenler, oldukça şeffaf bir dış siyaset izlemeye, barış, paylaşım, güven, adalet ve dostluk temellerine dayanan politika inşa etmeye çalışıyorlar. Bu durum Osmanlı İmparatorluğu’nun varisi olan ve Osmanlı etki alanında bulunan Türkiye için izlenecek en doğru yoldur. Hiç kimsenin kuşkusu olmasın ki Türkiye cumhuriyetin bölgesini ve yakın coğrafyasını şekillendirme potansiyeli, dünya siyasetini oluşmasında ve ekonomik gelirlerin paylaşılmasında önemli etkiye sahip diğer ülkeler tarafında da merak edilmektedir. İşte bu merak şüphe ve endişeye dönüştüğünde Türkiye kendi nüfuz alanında çok rahat edeceği bir ortam bulamayacaktır.
DÜNYANIN TAKİBİNDE
Türkiye Cumhuriyeti’nin seçimi, içerdeki vatandaşımız için olduğu kadar, dış dünya içinde oldukça önemlidir. Mevcut anayasal yapı, halen yürürlükte olan anayasanın amir hükümlerine uygun olarak, halkın iradesini yansıtır bir biçimde değiştirilecek, ülkemizi yeni yüzyıla taşıyacak anayasayı yapacak yeni meclis belirlenecektir. Aslında bu seçimler yeniden şekillenecek olan anayasanın yapısı hakkında, halkın iradesinin önemli bir yansıması olacaktır. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının tercihleri, Washington, Moskova, Londra, Pekin, Yeni Delhi, Cidde, Roma, Şam, Paris, Trablus, Atina, Saray Bosna, Erivan ve Bakü de oturan herkesi çok yakından ilgilendirmektedir. Gerçekten Türkiye Cumhuriyeti idaresi beceri ve yetkinlik isteyen güçlü bir potansiyelin varisidir. Bu potansiyel küçük ve dar siyasi görüşlü siyasi çıkarlara ve de şahsi ikbal ve menfaatlere feda edilmemelidir. Türkiye önümüzdeki on yılda, 2011 Haziran seçimlerinin sonunda belirlenecek iktidarı ve muhalefeti ile tarihinin, coğrafyasının ve de insanın kendisine sağladığı yüksek kalkınma ve refah potansiyelini heba etmemeli kaderine sahip çıkmalıdır.
KÖŞE YAZARLARI
3 gün önceKÖŞE YAZARLARI
8 gün önceKÖŞE YAZARLARI
14 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
22 gün önceKÖŞE YAZARLARI
23 gün önce