DOLAR 34,3581 0.36%
EURO 37,0457 -0.08%
ALTIN 2.978,480,10
BITCOIN 26011551.19886%
İzmir
16°

AÇIK

06:09

SABAHA KALAN SÜRE

‘Türkiye güçlü olmak zorunda’
61 okunma

‘Türkiye güçlü olmak zorunda’

ABONE OL
10/11/2020 15:56
‘Türkiye güçlü olmak zorunda’
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen 12. Büyükelçiler Konferansı’nda konuştu. Erdoğan,  şunları kaydetti:

İLK DİJİTAL TOPLANTI: Bu toplantımız ilk çevrimiçi büyükelçiler konferansı olmasının yanı sıra bu çapta yerli yazılımla gerçekleştirilen ilk resmi programdır. Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisimizi, bu teknolojik altyapıyı ülkemize kazandıran Türk mühendislerini de ayrıca kutluyorum.

TUZAĞA DÜŞMEDİK: Koronavirüs salgını, dünya genelinde üstü örtülen birçok çarpıklığın gün yüzüne çıkmasını da sağladı. Ekonomik bakımdan çok güçlü ülkelerin sağlık altyapıları ve sosyal güvenlik sistemlerinin ne kadar zayıf olduğunu bu süreçte görmüş olduk. Devlet geleneğini ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ prensibi üzerine inşa eden Türkiye, bu zorlu süreçte gerçekten başarılı bir sınav vermiştir. Haritada yerini dahi bulamayacakları ülkeleri Türkiye’ye örnek gösteren muhalefetin bizi çekmek istediği tuzağa düşmedik. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin getirdiği avantajları en verimli şekilde kullanarak zaman, enerji ve kaynak israfına fırsat vermeden süreci yönettik.

GÖBEĞİMİZİ KENDİMİZ KESİYORUZ: Uluslararası ilişkilerde çok merkezlilik eğilimi ile bölgeselleşme giderek önem kazanıyor. Yeni bölgesel ittifakların kurulduğu, siyasi ve ekonomik arenanın yeniden şekillendiği bir kavşaktayız. Bu kritik kavşakta, Türkiye’nin tarihinden, beşeri sermayesinden, jeostratejik konumundan kaynaklanan avantajlarını ne ölçüde kullanabileceği bugün atacağımız adımlara bağlıdır. Ülkemize ve milletimize yeni pişmanlıklar yaşatmamakta kararlıyız. Ülkemizin, yeni dönemin kurucu iradelerinden biri olması için var gücümüzle çalışıyoruz. Dış politikada adımlarımızı atarken, pergelin ucunu daima milletimizin hak ve hukuk çıkarlarına sabitliyoruz. İlkelerimizden, kadim değerlerimizden taviz vermeden, milli menfaatlerimizi savunuyoruz. Köklü müttefiklik ilişkilerinin terör örgütlerinin ihtiraslarına kurban edildiği, demokrasi havarilerinin demokrasinin canına kastettiği, herkesin başının çaresine baktığı bir tabloda, biz de kendi göbeğimizi kendimiz kesiyoruz.

AB STRATEJİK KÖRLÜK İÇİNDE: Doğu Akdeniz’deki her türlü gelişmenin yükünü taşıyan ülkemizin, doğal kaynaklar söz konusu olduğunda yok sayılmasına elbette rıza gösteremezdik. Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum yönetiminin provokasyonlarına rağmen Doğu Akdeniz meselesinde daima sabırlı ve soğukkanlı davrandık. Bu meselede haklı olmanın ülkemize sağladığı özgüvenle hareket ediyor, müzakere masasından asla kaçmıyoruz. AB’nin Türkiye’yi kendisinden uzaklaştıran stratejik körlükten bir an önce kurtulmasını ümit ediyoruz. Tehdit, şantaj dilinin hiçbir fayda sağlamayacağı artık anlaşılmalıdır. Doğu Akdeniz’e kıyıdaş tüm bölge ülkelerinin ve Kıbrıs Türklerinin de yer alacağı konferans önerimiz, sorunu diyalogla çözme irademizin tezahürüdür.

MÜJDELİ HABERLER: Karadeniz’de keşfedilen 405 milyar metreküplük doğal gaz rezervi, bu doğrultudaki irademizi daha da kuvvetlendirdi. Doğu Akdeniz’deki araştırma faaliyetlerinden de yakında müjdeli haberler alacağımıza inanıyorum. Türkiye sadece kendi çıkarlarını korumak için değil, dost ve kardeşlerinin hukukunu savunmak için de güçlü olmak zorundadır. Biz 780 bin kilometrekareden çok daha büyük bir ülkeyiz.

‘Şuşa kurtarıldı umutlarımız arttı’

Erdoğan, şöyle devam etti: Ermenistan’ın 28 yıllık zulmü karşısında Minsk Üçlüsü ne yazık ki her türlü ihtimallerle bizim Azeri kardeşlerimizi orada, Azeri Türklerin ifadesi ile ‘kaçkın yaşattı’. Toprakları işgal altında olduğu için onlar merkeze gelmek zorunda kaldı. 28 yıl süren bu acımasız işgale Minsk Üçlüsü çözüm üretmedi. Hep oyalamaca, hep oyalamaca. Çünkü çözüm üretmek gibi bir dertleri de yoktu. Şimdi Azeri kardeşlerimiz kendi göbeklerini kendileri kesti.Biz gözleri yaşlı olarak İlham Aliyev kardeşimizin Şuşa’nın düşüşünden sonra yaptığı açıklamaları izledik. Tek millet olmanın aşkı budur da onun için. Dün Şuşa’nın işgalden kurtarılmasıyla beraber sevincimiz ve umutlarımız daha da artmıştır. Dağlık Karabağ’daki işgal bitene kadar da mücadele bayrağı inşallah inmeyecektir.

‘İslam düşmanlığı teşvik ediliyor’

İslam düşmanlığı ve yabancı karşıtlığının, yurt dışında yaşayan milyonlarca insanımızı hedef alan varoluşsal bir tehdide döndüğünü görüyoruz. Hemen her gün Türklere ve Müslümanlara ait bir camiye, mescide, okula veya iş yerine yapılan tacizin haberini alıyoruz. İslam düşmanlığı, devlet başkanı seviyesinde teşvik ediliyor, destekleniyor. Fikir özgürlüğü bahanesi altında Müslümanların kutsallarına yönelik alçakla saldırılar düzenleniyor. İslam düşmanlığı ile mücadele etmek, hem inancımızın hem de yurt dışındaki vatandaşlarımıza karşı sorumluluğumuzun bir gereğidir.

KIYMETİHARBİYESİ YOK: Kırk yılda 50 bin vatandaşını teröre kurban vermiş, DEAŞ ile göğüs göğüse çarpışan tek ülke olarak masumlara yönelik şiddeti tasvip etmiyoruz. Ancak Türkiye’nin sınır dışı ettiği yabancı terörist savaşçıların, Batılı ülkelerde elini kolunu sallayarak eylem yapmalarını da anlayamıyoruz. PKK terörü tarafından şehit edilen onlarca öğretmen için en ufak üzüntü beyan etmeyenlerin, YPG’nin elebaşlarını kırmızı halılarda, saraylarda ağırlayanların bizim tavrımızı sorgulamasının hiçbir kıymetiharbiyesi yoktur.

Büyükelçiler Anıtkabir’de

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve büyükelçiler, konferansın resmi açılış töreni öncesinde Dışişleri Şehitliği ve Anıtkabir’i ziyaret etti. Çavuşoğlu, Anıtkabir özel defterine “Sahada ve masada güçlü Türkiye büyükelçileriyle bir kez daha huzurunuzda bulunmanın haklı gururu içindeyiz… ‘Yurtta Barış, Dünyada Barış’ ilkeniz çerçevesinde ülkemizi daha güvenli ve müreffeh bir geleceğe taşımak ve 2023 hedeflerine ulaştırmak için azim ve kararlılıkla çalışmaya devam edeceğiz” diye yazdı.

 

 

Milliyet

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP