Türkiye tarihinde bir ilk yaşanacak ve 10 Ağustos’ta halk cumhurbaşkanını seçecek. Yıllardır dolaylı olarak seçilen Cumhurun Başkanı şimdi cumhur tarafından doğrudan seçilecek. Böylece halk her mevkide söz sahibi olacak ve seçilen kişi doğrudan halka hesap verecek. Bu çok ama çok önemlidir.
Meşruiyetini halktan almış bir başkan, temsili olmaktan çıkarak halkın talepleri çerçevesinde hareket edecektir. Sadece halka hizmet eden ve halktan talimat alan bir Başkan tarafından ülke yönetilecektir. Türkiye’yi yükselten ve birtakım mihrapların emirdarlığı altında olmayan bir Başkan seçilecektir. İşte bu Türkiye için dönüm noktasıdır. Cumhurbaşkanının derin güçler tarafından seçilen ve derin güçlerce yönetilen bir Türkiye tarih olacak, yerini güçlü bir Türkiye alacak. Bu seçim sadece Türkiye’nin kaderini belirlemeyecek, bölge halkı açısından da bir umut arz edecek. Bölgesinde güçlü bir Türkiye, ceddinin mirasına sahip çıkarak mazlum halkın kanının daha fazla dökülmesine asla izin vermeyecek Artık düzen, Batılılar tarafından değil, Türkiye liderliğinde bölge halkıyla birlik içinde kurulacak. Halk, kendi geleceğine kendisi karar verecek ve yaşayacağı sınırları kendisi belirleyecek. Huzur çekildiği topraklara geri dönecek. Maneviyatla yüklü, İslamiyet’in yükselişe geçeceği topraklar yeniden şaha kalkacak. Etnik kökeni ne olursa olsun bölgedeki tüm halk barış ve huzurla, demokratik bir şekilde kardeşçe yaşamanın nasıl bir şey olduğunu yeniden hatırlayacak.
KAN GÖLLERİ BİTECEK
Artık Balkanlar, Orta Doğu, Kafkaslar kan gölü olmaktan çıkacak ve Müslümanlara, diğer halklara zulmedilen topraklar olarak anılmaktan kurtulacak. Türkiye yükselecek, Balkanlar, Orta Doğu, Kafkaslar yükselecek.
Türkiye yükselecek, İslamiyet yükselecek. Türkiye yükselecek, Doğu güçlenecek. Türkiye güçlenecek, mazlumların katliamı bitecek. Türkiye yükselecek, Dünya adalet neymiş, demokrasi ve insan hakları nasıl işletilirmiş öğrenecek. Türkiye yükselecek, zalimler ve terör estirenler akıttıkları kanda boğulacak. Kurtuluş, bizim elimizde. Kurtuluş, Türkiye’nin elinde.
Bu yüzden 10 Ağustos sıradan bir tarih ya da sıradan bir seçim değil.
Güçlü Türkiye’nin seçildiği, bölgenin kaderinin çizildiği bir seçim.
Anadolu’nun şaha kalktığı bir seçim…Ya da Türkiye ile birlikte bölge halkının da kaybolduğu bir seçim. Karar sizin! Hedef: 2023’e, 2053’e, 2071’e güçlenerek ve bütünleşerek, süper güç olarak ilerlemektir. Türkiye’nin gücüne güç katmaktır.