DOLAR 35,2068 0.3%
EURO 36,7672 0.92%
ALTIN 2.968,331,32
BITCOIN 34546755.12609%
İzmir
16°

HAFİF YAĞMUR

SABAHA KALAN SÜRE

141 okunma

Türkiye’nin KKTC girişimleri

ABONE OL
26/01/2015 20:47
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve T.C. Dışişleri Bakanlığı aktif bir dış politika uyguluyor KKTC konusunda, sistemli, insan haklarını gözeterek ve kimseleri ürkütmeden. Ürken sadece, kendilerini Kıbrıs adasının tek sahibi, hükümeti, yöneticisi ve temsilcisi sanan Rumlar. Adeta çılgına dönüyorlar Türkiye’nin bu girişimlerinden. Çok güzel bir politik strateji uyguluyor Türkiye Hükümeti ve T.C. Dışişleri. Kıbrıs Rum Hükümeti’nin Avrupa Birliği içinde Kıbrıs adasının tek hâkimi ve yöneticisi pozlarında ahkam kesmesine izin vermiyor elden geldiğince. Kıbrıs Rum Hükümeti’nin Avrupa Birliği içinde, Kıbrıs adası üzerinde her türde ve konuda egemenlik haklarını kayda geçirme ve pekiştirme girişimlerini ustalıklı bir biçimde toplumlararası meseleye, yani Kıbrıslı Türklerle Kıbrıslı Rumlar arasındaki bir sorun düzeyine indirgeyerek, Kıbrıslı Rumların adanın tek sahibi, tek sözcüsü ve tek yöneticisi olmadığını yürürlükteki yasalar ve anlaşmalar çerçevesinde ortaya koyuyor veya da koydurtuyor. Bu da Rumları çılgına çeviriyor açıkçası. Türkiye’nin özellikle “Hellim’in Kıbrıslı Rumlar adına tescili” ve Kıbrıs adasının henüz kesinleşmemiş Münhasır Ekonomik Bölgesi içinden bir gün çıkarılması olasılığı olan herhangi bir hidrokarbon ürününün veya madenin “Kıbrıslı Rumlar tarafından sahiplenilmesini ve tek taraflı kullanılmasını” önleyecek adımları atması Rumları bayağı endişelendirmiş durumda.

HELLİM’İN TESCİLİ

Türkiye’nin “Kıbrıs sorunu çözülsün veya çözülmesin hidrokarbon ürünlerinin ve gelecekte çıkarılması olası madenlerin Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar arasında adilane paylaşılması talebi”nde bulunmasından sonra aynı mantık doğrultusunda bir öneri daha ortaya atıldı. Bu öneri, Kıbrıs adasına özgü bir peynir çeşidi olan hellimin AB tarafından “Menşe İsmi Korumalı” ürün olarak tescil edilmesi arifesinde hellim ve hellim üretimindeki teknik kriterlerin uygulanmasını denetleyecek ‘Kıbrıslı Rumlardan ve Kıbrıslı Türklerden oluşacak ortak bir denetim ve/veya eşit hak ve yetkilere sahip, bölgesel iki ayrı denetim mekanizmasının kurulması. Gündemin üst sıralarındaki bu talep, AB içinde de destek bulmuş durumda. Bu konuda Kıbrıs Rum Hükümeti “hop oturup hop kalkıyor” dersem hiçte yanlış olmaz. Aralık ayının ortalarında BM Genel Sekreterinin Kıbrıs Özel Danışmanı Eide’nin, Kıbrıslı Türkler İçin Eylem Grubu Başkanı Bucci’nin de hazır bulunduğu, Bölgesel Politika Komiseri’nin ofisinden Korina Kretu hanım ile görüşmesinde de hellim konusu ele alındı. Gerçekte hellim konusundan öteye, görüşme konusunun zemini, hidrokarbon ürünleri, hellim tescili gibi adadaki her iki halkı ilgilendiren benzeri konuların karşılıklı olarak kabul edilir bir şekilde çözülmesinin, Kıbrıs sorununun çözüm çabalarına da yardımcı olacağı oluşturdu.

OLAYIN CİDDİYETİ

Bu görüşmeden sonra Eide’nin konuyu AB Yüksek temsilcisi Federica Mogkerini ve Johannes Hahn’a da aktarması olayın ciddiyetini ortaya koymakta. Bu aşamadan sonra şimdi AB’nin ilgili komisyonunda hellim üretiminde teknik kriterlere uyulup uyulmadığının ve benzeri aşamaların denetlenmesi için KKTC’de ayrı bir denetim mekanizması kurulması gündeme girmiş bulunuyor. Rumların, her zaman ve her koşulda yaptıkları gibi tüm engelleme girişimlerine rağmen eğer karar bu şekilde AB’nin ilgili Komisyonundan çıkarsa, Kıbrıs Türk tarafında imal edilecek hellimin “Menşe İsmi Korumalı” ürün olarak tescil edilmesi için denetim mekanizmasına yani denetimin kim tarafından yapılacağına, ilgili dosyanın KKTC Tarım Bakanlığının onayından sonra karar verilecek. Aynı şekilde de “Hallumiu”nun da “Menşe İsmi Korumalı” ürün olarak tescil edilmesi için denetim mekanizmasının kim olacağına, ilgili dosyanın Rum Tarım Bakanlığı’nın onayından sona karar verilecek. Benim yıllardır tanıdığım Rumlar uygulamanın bu şekilde olmaması için elden geleni yapacağı ve denetim mekanizmasının Rum Tarım Bakanlığı altında olmasını sağlamak için her yolu, Niccolo Makyavelli’nin neredeyse 6 asır evvel tavsiye ettiği gibi “Hedefe giden her yol mubahtır” yöntemiyle deneyecekleridir.

 

    En az 10 karakter gerekli


    HIZLI YORUM YAP