Fahri Kaya: “Ben edebiyatçı kişiliğimi her şeyden daha çok sevdim… 1912’den sonra hangi zamanda olursa olsun, kimler bu zemine geldiyse, hep biz Türkleri itmeye çalıştılar. Halbuki, atalarımız buralara geldiğinde uygarlık ve medeniyeti getirdiler. Hiç kimsenin dinine, milli kimliğine, örf ve adetlerine , diline dokunmadı… Özel bir kimliğimiz var, Rumeli Türkleriyiz. Özel bir savaşım biçimlerimiz var. Yaşamak veya ölmek savaşımımız var. Biz bu savaşı iyi yürütüyoruz. Ayaktayız, varız!”
Yayın hayatını1999 yılından bu yana sürdüren ve öncelikle Kosova, Makedonya ve bir sözle Balkanlarda yaşatılıp gelişen Türk çocuk edebiyatına yeni bir boyut getirmeyi amaç bilen Türkçem Dergisi, çocuk edebiyatına özel katkısı geçenlere geleneksel olarak uluslararası düzeyde yılın ödülü’nü vermekte.
Prof.Dr. Nimetullah Hafız, İskender Muzbeg, Mehmet Bütüç, Ferhat Aşıkferki, Taner Güçlütürk ve Zeynel Beksaç’tan oluşan Seçici Kurul bu yıl ödülü Üsküp’te yaşayıp yaratan Fahri Kaya’ya vermeyi uygun gördü.
Kosova Çevre ve Alan Planlama Bakanı Mahir Yağcılar, dernek temsilcileri, siyasetçiler ve sanatseverlerin katıldığı ödül töreni
geçtiğimiz günlerde vefat Kosova edebiyatçılarından Ahmet İğciler’in anısına 1 dakikalık saygı duruşu ile başlayıp, sunucular Yunus Şimşek ve Gülay Krasniç tarafından Fahri Kaya’nın özgeçmişinin okunmasıyla devam etti.
Daha sonra sözü alan Türkçem Dergisi Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü Zeynel Beksaç, Fahri Kaya’nın, Makedonya, Kosova ve genelde Balkanlarda 60 yılı aşkın bir dönemdir Türklüğün, Türkçe’nin, Türk kültürü ve sanatının nöbetine durmuş, yürekli bir şekilde bu topraklarda kimliğimizin onurlu ve yüzü ak yaşatılması için öncelikle insancıl ve evrensel değerlere sadık kalarak büyük bir aydın olarak ayakta alkışlanacak çalışmalar sunmuş ve sunmaya devam etmekte olduğunu söyledi.
İkinci Dünya Savaşı sonrası yeni edebiyatın dal budak salmasında klasiklerden biri olarak 15 Haziran’da 80’inci yaşını kutlayacak olan bu koca çınarın yeşeren dallarının Kosovalı yazar şair, eğitim ve kültür adamlarına uzandığını, katkısının, hakkının çok büyük olduğunu belirtti.
Beksaç, “Türkçem Dergisi’nin Kosova’da özellikle Türkçe eğitim gören ilköğretim öğrencilerinin vazgeçilmez dergisi konumunda olduğu gerçeğiyle gururlanıyorsak ve bu bizlerin doğru yolda adımladığımızı kanıtlıyorsa, bu hizmeti bundan böyle de en iyi bir şekilde ve daha büyük bir sorumluluk duygusuyla devam etmemiz gerektiğinin bilincindeysek, şartlar zor olsa da, Türkçem olarak bu direnci, bu çabayı, bir sözle anadil sevdasını sürdürmekte kararlıyız” dedi.
Zeynel Beksaç, konuşmasını ömrünü bu halka, yarınlara güzellikler vermek için harcayan, onların çok yönlü dünyalarını rengârenk kılmak için çırpınan, bu gök kubbede hoş bir seda bırakmak için güne merhaba ve kendi deyimiyle ‘Bu topraklarda varlığımızı ıspat etmek için yazıyorum’ diyen Fahri Kaya’ya daha nice sağlıklı ve mutlu bir o kadar yaratıcı yıllar diledi.
“Fahri Kaya-Edebiyat Ormanımızın Fahri Çınarı” başlığı altında bir konuşma yapan İskender Muzbeg, “Fahri Kaya, şiirden tutun hikâyeye gidin, inceleme ve eleştiriye çıkın çok yönlü bir aydınımızdır” dedi. Muzbeg, “bunlara çeviri çalışmalarını da katın, tüm bu alanlarda Fahri Kaya’yı; gür ve özgür, hassas ve titiz, kendi doğrularını kabul ettirmek ve benimsetmekte üsteleyen yağız bir kişi olarak karşınızda bulacaksınız” şeklinde konuştu. Şiirlerinde ve hikâyelerinde pedagojiye önem verdiğini, eğitbilim ilkelerini mısralara serpiştirip ustaca yerleştirebildiğini anımsatan Muzbeg, Fahri Kaya’yla birçok şiir şöleninde beraber şiir okuduklarını, çeşitli ulusal ve uluslararası düzeyde bilimsel toplantılarda kendisinden çok şeyler öğrendiğini belirtti. Ve konuşmasını “Ben Fahri Kaya’yı öylesine fahri, öylesine tecrübeli bir ağabey olarak yaşadım hep” sözleriyle son erdirdi.
Uluslar arası Türkçem Dergisi 2010 yılı ödülünü Fahri Kaya’ya Türkçem Deregisi Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü Zeynel Beksaç sundu. Daha sonra Zeynel Beksaç’ın çizdiği Fahri Kaya portresini Çevre ve Alan Planlama Bakanı Mahir Yağcılar verdi. Törende Kaya’ya ödül belgesi ve Türkçem dergileri de hediye edildi.
Ödülü aldıktan sonra bir konuşma yapan Fahri Kaya Prizren’in kendisi için ayrı bir anlam taşıdığını ve buranın Türkçe’nin kalesi olduğunu söyledi. Kaya, Prizren’e ilk defa 1949 yılında gelip Hayrettin Volkan, Ömer Mısırlı, İsa Şimşek gibi aydınlarla buluştuğunu ve burada mevcut Türkçe mücadelesine yakinen tanık olduğunu söyledi.
Siyasi anlamda çok üst düzey görevlere gelmesine rağmen gazeteci ve edebiyatçı kimliğini daha çok sevdiğini belirten Kaya “Biz şimdi yolumuza bir ışık aradığımızda geçmişe dalıp siyasetçilere bakmıyoruz, Suzi’ye, Hacı Ömer Lutfi’ye dönüp bakıyoruz. Ben edebiyatçı kişiliğimi her şeyden daha çok sevdim” dedi.
Ödül için seçici kurula teşekkür eden Fahri Kaya, “Sevinmedim dersem yalan söylemiş olurum. Bunu bir teşvik olarak değil, takdir olarak kabul ediyorum”dedi. Kaya, kendi kuşağının hiçbir zaman teşviğe, kışkırtılmaya ve yüreklendirilmeye ihtiyaç duymadığını,”Biz kendi kendimizi yüreklendirdik, kendi kendimize cesaret verdik, kendi kendimize güç vererek yazdık, yarattık…” şeklinde konuştu.
Fahri Kaya, “1912’den sonra hangi zamanda olursa olsun, kimler bu zemine geldiyse, hep biz Türkleri itmeye çalıştılar. Halbuki, atalarımız buralara geldiğinde uygarlık ve medeniyeti getirdiler. Hiç kimsenin dinine, milli kimliğine, örf ve adetlerine , diline dokunmadı “dedi.
Kaya, konuşmasını “Özel bir kimliğimiz var, Rumeli Türkleriyiz. Özel bir savaşım biçimlerimiz var. Yaşamak veya ölmek savaşımımız var. Biz bu savaşı iyi yürütüyoruz. Ayaktayız, varız! sözleriyle tamamladı.
Zeynel Beksaç
HABERLER
3 gün önceHABERLER
3 gün önceKÖŞE YAZARLARI
6 gün önceKÖŞE YAZARLARI
11 gün önceKÖŞE YAZARLARI
17 gün önce