Yazımızın konusuna başlamadan önce Batı Trakya hakkında çok kısa bilgi vermek istiyorum. Batı Trakya bugünkü Yunanistan’ın kuzeydoğusundadır. Güneyinde Ege Denizi , doğusunda Meriç nehri ile Türkiye , kuzeyinde Rodop Dağları ile Bulgaristan , batısında ise Mesta-Karasu nehirlerinin çevrelediği bölgedir. 1363-1374 yılları arasında Osmanlı Devleti tarafından fethedilen bölge Balkan savaşları sonrası 29 Ekim 1913’te Bulgaristan’la yapılan İstanbul anlaşmasıyla Bulgaristan’a bırakılmıştı. Birinci Dünya harbi sonunda yenilen Bulgaristan’ın elindeki Batı Trakya Yunanlılar’a geçti.
Sadık Ahmet , Osmanlı çekilirken geride kalan ve Cumhuriyet hükümetinin İstanbul Rumlarıyla birlikte mübadele dışında bıraktığı Batı Trakya Müslüman TÜRK azınlığının mücadeleci ve sevilen bir lideriydi.1947 Yılında Yunanistan’ın Gümülcine Vilayetinin Küçük Sirkeli ( Ağra ) Köyünde dünyaya geldi. İlk öğrenimini kendi köyünde, orta öğrenimini Gümülcine’deki Celal Bayar Lisesinde tamamladı. 1966-1967 yılında Türkiye’ye gelerek önce Ankara Tıp Fakültesine bir yıl devam etti .Sonra Yunanistan’a dönüp Selanik Üniversitesi Tıp Fakültesine giren Dr.Sadık Ahmet 1977 yılında bu fakülteden hekim olarak mezun oldu.
Üniversiteyi bitirmesinin ardından Yunan ordusunda 34 ay piyade er olarak askerliğini yaptı. Terhisini müteakiben bir yıl Orta Yunanistan’da mecburi hekimlik hizmetini tamamlıyarak 1978 yılında Batı Trakya’ya döndü.
Batı Trakya’ya gelişi ile beraber bir yandan cerrahi ihtisasını yaparken diğer yandan da Batı Trakya Türk Toplumunun sorunlarıyla yakından ilgilenmeye başladı.
Dr.Sadık Ahmet, Batı Trakya Türklerinin sesini Dünya kamuoyuna duyurmak amacıyla 1985 yılında Batı Trakya çapında bir imza kampanyası başlattı. Yaklaşık 15.000 imza topladığı bir sırada 08 Ağustos.1986 tarihinde tutuklandı. Bu imza kampanyası nedeniyle 1988’de 30 ay hapis cezası aldı.
25 Eylül 1987’de Selanik’te toplantı halinde bulunan Demokrasi İnsan Hakları Üyelerine Türk Toplumunun sorunlarını içeren bir broşür dağıttı.
18 Haziran 1989 Milletvekili Genel Seçimlerinde Batı Trakya Türklerinin ilk bağımsız milletvekili seçildi. 1927-1989 arasında Türk Toplumundaki mevcut Yunan Partilerinden milletvekili çıkarma anlayışı 1989’daki seçimde kırılmış oluyordu. Gelecek seçimlerde önünü kesmek amacıyla adaylığı iptal edildi. 26 Ocak 1990’da Batı Trakya Türklerine “TÜRK” dediği için 18 ay hapis cezası aldı. Selanik Cezaevinde iki ay hapis yattıktan sonra cezası paraya çevrildi ve tahliye oldu.
08 Nisan 1990 seçimlerinde tekrar aday oldu ve ikinci kez Bağımsız Milletvekili seçildi. Ancak daha sonra getirilen barajla 1993 yılında seçime bağımsız olarak giren adaylar baraj engeline takılmıştır. Bu gelişmeler karşısında Batı trakya Türk azınlığı bu engeli aşmak ve haklarını korumak için kendi siyasi partilerini kurmak gerektiğini öngörmüştür. Bu amaçla Sadık Ahmet’in öncülüğünde DEP’i yani “Dostluk-Eşitlik-Barış Partisini” kurmuşlardır. Fakat tek başlarına barajı aşmaya muvaffak olamamışlardır.
Batı Trakya’da uygulanan Yunan baskılarına karşı direnmenin en iyi yolunun bu bölgede yaşıyan Türklere ekonomik desteğin verilmesi ve bunların kendi ayakları üzerinde durabilmelerinin sağlanmasının gerektiğini savunmuştur. Batı Trakya Türkü’nün davasını uluslarası platformlarda en iyi temsil eden bir siyaset adamı ve liderdir. İnandıklarını yüksek sesle söylemiş , Türk azınlığın bölünmüşlüğünü ortadan kaldırmanın tek yolunun birlikten geçtiğini savunmuş ve başarılı olmuştur. Yunan hükümetleri , izledikleri Türk kimliğini inkar ve baskı politikalarıyla ne kadar uğraşsalar da başarılı olamamışlar , Sadık Ahmet’i yıldıramamışlardır.
Hiç bir zorluktan çekinmiyen , fedakar ve mücadeleci dava adamı , Batı Trakya Türk Toplumunun lideri Sadık Ahmet ne acıdır ki 24 Temmuz 1995’te şaibeli bir trafik kazası sonucu yaşamını yitirmiştir.
Yaşamı boyunca hiç bir zaman eline silah almıyan, şiddeti övmiyen, terör örgütleriyle işbirliği yapmıyan ve katil başlarına “sayın” demiyen, bölücülük ve ayrılıkçılık yapmıyan bir siyaset adamıydı.
Vatandaşı olduğu Yunan Devletinin kanunlarına ve bayrağına hep saygılı oldu. AB üyesi Yunan Devletinden de toplumun hak ve hukukuna, imza attıkları anlaşmalara saygı göstermelerini istiyordu. Federasyondan falan bahsetmiyordu. Yabancı gizli servislerle işbirliği yapıp Yunanistan’ı bölmeye uğraşmıyordu.
Ölüm yıldönümü olan 24 Temmuz’da kendisini rahmet ve minnetle anıyor , aziz hatırasının hepimizin kalbinde daima yaşıyacağına inanıyorum. Ruhu şad olsun…
BALKAN YEMEKLERİ
17 saat önceHABERLER
9 gün önceKÖŞE YAZARLARI
19 gün önceHABERLER
05 Kasım 2024