Vücudu şerifi, alemlere rahmet olan iki cihan güneşi ve Hatem-ül Enbiya efendimize salât ve selam ederek sözlerimize başlayalım. Her daim de böyle yapalım inşallah. O (s.a.v.), Resul-i Kibriyası’nın nurunu kendi nurundan yaratan, bütün âlemleri onun yüzü suyu hürmetine yarattığını buyuran Allahın son peygamberi olarak yaratılmıştır. O ( s.a.v. ), ruhu ilk yaratılandır. Doğumu, bir çok alametle dünyaya bildirilende yine O’dur. Doğum alametlerinden bir kaçına kısaca değinelim dilerseniz. O, doğduğunda; bütün putlarla birlikte Kisra’nın sarayındaki 14 burç yıkıldı, Mecusilerin bin yıldan beri yanan ateşi söndü, bir yıldız doğdu. Gök kubbeden salkım salkım yıldızlar döküldü. Save gölünün suyu kurudu. O ( s.a.v), göbeği kesilmiş, sünnet edilmiş bir halde sırtındaki nübüvvet mührü ile yıkanmış olarak dünyaya tertemiz teşrif etti. Allahü teâlâ, Onu kendisine habib yaptı, herkesten daha çok Onu sevdi. Ona, her ilmi, her üstünlüğü bahşetti. O, diğer peygamberlerden farklıydı. Her peygamber kendi milletine, O ise cümle milletlere gönderilmişti. Diğer peygamberler, atılan iftiralara kendisi cevap verirken, ona yapılan iftiralara, haksız muamelelere Allahü teâlâ ayetleri ile bizzat cevap verdi. Hz. Cebrail huzuruna 24 bin kere geldi. Başka Peygamberlere çok daha az gelmişti. Önünden gördüğü gibi, arkasından da görürdü. Güneş ve Ay ışığında gölgesi yere düşmez, üstüne sinek yada başkaca hiçbir böcek ve haşarat konmazdı. Taş üstüne basınca, izi kalır, kum üstünde iz bırakmazdı. Sözü çok vecizdi. Az kelime ile çok şey anlatırdı. Tevrat’ta, İncil’de ve Zebur’da övülüp geleceğinden haber verilende O’ dur. Allahın (c.c.) son peygamberi Hz Muhammed Mustafa’dır. Allah u Teâlâ, peygamberliği ve mucizeleri onunla bitirmiştir. İyi huylarla cömertlik ve erliği, adalet ve mertliği onunla tamamlamıştır. O, önce kul sonra Resuldür.

ÜMMET SEVDALISI

Ümmetini “ Ümmeti ümmetim” diyerek birçok şeyin üstünde tutanda yine O’ dur. O hem ümmetinin ve hem de peygamberlerin peygamberidir. Ashabının hepsi, peygamberler hariç, bütün insanlardan üstündür. Onun ümmeti de bütün ümmetlerin en üstünüdür. Bu söz hakkıyla ümmet olabilenler için geçerlidir elbet. İşte O nu farklı kılan birkaç hususu da böylelikle zikretmiş olduk.

Doğumundan son nefesine değin tertemiz, örnek bir hayat yaşadı. Hiç kimseyi incitmedi, hiç kimseye savaş ilan etmedi. Onunla kalpler mutmain oldu. Sembolü gül oldu, kendi güldü çünkü. Hoşgörü, sevgi, barış ve kardeşlik onunla yüceldi. Manasını en doğru şekliyle buldu. İnancına saldıranlara karşı savunma yapmaktan da geri kalmadı. Velhasılı, Rebiullevvel ayinin 12. Pazartesi günü, tan yeri ağarırken, Mekke`de doğdu. 13 Rebiülevvel h. 11 (8 Haziran 632) Pazartesi günü kendisine verilen emaneti kutsiyeyi, ömrünün 63 üncü yılında Rabbisine teslim etti.  Rahmana yürüdü. Asıl olanlar sen gittikten sonra olmaya başladı Ya Muhammed! Veda hutben hatırlanmaz oldu, ümmetin boynu bükük kaldı Ya Muhammed! Ümmet, milliyetçilik, mezhepçilik adına birbirini boğazlar oldu, canına, malına, ırzına göz diker oldu Ya Muhammed! Her biri bir yanda gezerken kurda kuşa yem oldular. Yaradan tek, Kur’an tek, Sen tekken bir olan ümmet bugün paramparça oldu Ya Muhammed! Allahın emirleri net ve sarihken bugün emr-i ilahi bile tartışılır oldu. Tekbir nidaları arasında kardeş kardeşe kurşun sıkıp, camilerini, mescitlerini, evlerini bombalarla yerle bir eder oldular Ya Muhammed! Ümmeti’nin külli menfaatinden ziyade milletlerin cüz’i menfaati aranır oldu. Doğrular yerini yalana, hak yerini haksızlığa, eşitlik yerini üstünlüğe terk eyledi Ya Muhammed! Adalet rafa kaldırıldı. Hak- Hukuk denince gak guk edenler çoğaldı, yetim ve öksüz ile kul hakkını yemeyen neredeyse kalmadı Ya Muhammed! “Ortalık fena karıştı düzen bozuldu”, “insanlık yaralı can pazarında” can çekişiyor, etraf kan gölü, her bir cenah ceset dolu yetiş Ya Muhammed! Yetiş! Canımız arzular seni yetiş! İnsanlık abidesi, şeref abidesi, şanlı Peygamberimizin ( s.a.v.) 1442. doğum yıldönümü kutlar, âlem-i beşerin selameti, huzuru, refahı, ferahı ve felahı adına hayırlara vesile olmasını cani gönülden niyaz ederken, salat-ü selam üzerine ve üzerinize olmasını temenni ederim. Sağ ve esen kalın.