Yugoslavya’nın kuruluşunda katliama uğrayan Arnavut ve Boşnaklar dağılma sürecinde de aynı olayları yaşamışlardı.
Katliam ve çatışmalar Balkanlar’dan hiç eksik olmamış,son olarak 2000’li yıllara kadar da dünya’ya adını duyurmuş bir bölgeydi.Dünya’da nerde bir çatışma,zulüm,katliam varsa oralarının müslüman toprakları olduğunu görürsünüz.Balkanlar’ın da yüzlerce yıldır çalkantıların merkezi olmasının en büyük sebeplerinden biri Müslümanların var oluşuydu.
Nüfüslarının %96’sı Müslüman olan Arnavut ve Boşnaklar Yugoslavya’nın ikinci sınıf insanları olarak görülürdü.Doğal zenginliklerin merkezi Kosova ve Bosna olmasına rağmen Yugoslavya’nın en geri kalmış bölgeleriydiler.
Dünyaca ünlü Trepça maden ocağı!
Dünyaca ünlü Trepça maden ocağı altın,gümüş,kurşun,çinko yanı sıra Linyit’te Dünya’da 5.sırada yerini tutmaktadır. Kosova sınırları içinde bulunan Trepça,Yugoslavya’nın ve tabi Sırbistan’ın inşa edilmesinde en büyük etken olmuştu.Zamanında halk arasında “Trepça Çalışır Belgrad İnşa Olur” sözü de açık açık dillenirdi.Trepça’da çıkarılan bütün zenginlikler vagonlarla Belgrad’a gönderilirdi.Bugünde maden ocağı çalışmakta ancak Yugoslavya döneminde olduğu gibi şimdi de Kosova pek hayrını görmemekte.Geçtiğimiz yıllarda bu konu hakkında konuşan yabancı bir büyükelçi “Kosova’da ki zengiliklerle Kosova halkı Arap Şeyhleri gibi yaşarlardı” diyerek zenginliklerin Yugoslavya’nın dağılmasıyla birlikte halen Kosova inşasında kullanılmadığını açık açık dillendirmişti.
Dediğim gibi Yugoslavya’nın kuruluşunda olduğu gibi dağılma süresinde de müslümanlara katliam layık görüldü. Müslümanların zenginliklerini sömürmesine sömürmüşler de karşılığını katliam yaparak vermişlerdi.
İkinci sınıf muamelesi gören müslümanlar askere gidenlerin bazılarına intihar süsü verilerek yada bir sırpı bir hırvatı öldürme teşebüsünde olduğu idda edilerek infaz ediliyor,binlerce gencin cenazeleri evlerine teslim ediliyordu.Bu tür yalanlarla binlerce Arnavut veya Boşnak genç askerde öldürülmüş,bunu araştırmak isteyen ailelerini de tehdit ederek konunun kapatılması sağlanırdı.1981-1989 yılları arasında sadece bilinen 82 Arnavut genc askeri vazifelerine yerine getirmek için gittikleri Yugoslavya’nın çeşitli bölgelerinde öldürülmüştü.
İlk katliamın adı Bosna
Her zaman yalanlara başvurmuş Yugoslav yani Sırplar,Bosna’da da katliam uygulamak için birçok yalana başvurmuştu.İlk saldırı bir sırp düğününde sözde Bosna’lı müslümanlar bir sırpı suçsuz yere öldürdükleri iddia edilerek Boşnaklara baskılar başlamıştı.Olayların çabuk gelişmesiyle Sırpların ellerinde Avrupa’nın en güçlü ordusu ve silahları vardı.Boşnaklar’da ise av tüfeklerinden başka silah yoktu.Nedeni de “Eşitlikçi Avrupa Birliği”,Bosna’ya ambargo uygulamasıydı.Sırpların elinde tanklar,uçaklar,en ağır silahlar varken o ambargodan pek etkilendiğini söyleyemeyiz,bunun amacı Bosna’lı müslümanlara ambargo uygulamaktı.Savaş kurallarını bilmeyen Boşnak’lar yavaş yavaş av tüfekleriyle başladıkları mücadelede Sırpların ağır silah ve tanklarını ele almaya ve Sırpları geri püskürtmeye başladılar.Bu durum hiç beklenmiyordu ve sözde “Eşitlikçi Batı” araya girerek savaşı durdurmuş ve anlaşmalar sonucu Bosna’yı 3 parçaya ayırarak Sırp,Hırvat ve Boşnak devleti inşa etti.Bu devletin de nekadar süreceği
merak konusu.Bu savaşta Boşnakları Türk olarak gören Sırplar ”Artık Türkler’den İntikam Almanın Zamanı Geldi” diyerek sonunda büyük çoğunluğu sivil olan 300.000 kişiyi şehid ettiler. Binlerce kadın tecavüze uğradı,toplu mezarlarda insanlar gömüldü ve halen bildiğiniz üzere toplu mezarlar bulunmakta.
İkinci Katliam Kosova !
Kosova’da 1990’lı yıllarda artan baskılar artık Arnavutlar’ı da ayaklanmaya zorluyordu.Yugoslavya’nın ikinci sınıf insan muamelesi gören Arnavutlar,artık bu baskılara göz yummamaya karar verdi.Kosova’nın “Özerk Bölge” statüsünün kaldırılması bardağı taşıran son damla oldu.İlk olarak 1981 yılında Priştine Üniversitesi öğrencileri protestolar düzenlemeye başladılar.Bu protestolarda slogan dışında taş,molotof gibi çevreye zarar verecek tek bir madde kullanılmamıştır.Bu protestolara ağır müdahalede bulunan asker ve polisler gösterilerin tüm Kosova’ya yayılmasını sağladı.Trepça maden ocağında çalışan madenciler açlık grevine başlayarak ilk olarak “Bağımsız Kosova” lafını telafuz ettiler.
Arnavutlar “Bağımsız Kosova” için protestolara hiç ara vermedi.Bunun da bedeli, Bosna’da olduğu gibi Kosova’da da katliamdı.Sırp hapishanelerinden “Ömür Boyu Hapis” cezası almış psikopatlar Kosova’da savaşmaları için serbest bırakılmışlardı. Arnavutları sırf müslüman oldukları için katletmeye gelen Sırplar kendilerini “FRENKİYEVCİ” yani Haçlı Seferleri’nin askerleri “FRENKLER” olarak tanıtıyorlardı.Kosova’da ise aydınlar şimdiki nesillere Kosova Savaşı’nın milli bir savaş olduğunu,İslam ve Hrıstiyanlık arasında bir savaş olmadığı yalanı ile eğitiyor.
Kosova’nın tek bir avantajı Arnavutluk’un arkalarında olmasıydı.Arnavutluk’tan gelen roketatar ve
ak-47(Kalashnikov) gibi silahlar Sırplara bakarak basit ama Arnavutlar için artık bir nevi milli silahlar haline gelmiş,bu silahlar ile Avrupa’nın en güçlü ordusundan biri olan “Yugoslav Ordusuna” karşı koymuşlardı.Çoğu sivil olan 15.000 Kosova’lı hayatını kaybetmiş,belirli bölgelerde evleri yakılmış,kadınlar tecavüze uğramıştı.Uluslar Arası camia 2. Bir Bosna’nın olmaması için Kosova’ya birlikleri göndermişlerdi.
En önemli noktalardan biri de Türkiye Cumhuriyeti.Batılı ülkeler bir zamanlar bu toprakların Türklerin olduğunu söyleyerek,Türklerin Balkanlara girmesinden çekindiler.Ancak Türkiye Cumhuriyeti “Orada Benim Soydaşlarım Var” diyerek birçok baskıya rağmen Kosova’ya gelmiş, olası birçok katliamı önlemişti.Ve Türk Savaş Uçakları Belgrad semalarında uçuyor, belirlenen yerleri bombalıyordu.
17 Şubat 2008 yılında tek taraflı olarak kısmen de olsa Kosova Bağımsızlığına kavuşmuştur.Halen birçok zorluklar altında yaşayan Kosova halkı diğer savaş bölgelerine bakarak yaralarını çabuk kapatmıştır.Arnavutlar arasında pek kabul edilmese de Kosova’da yaşayan toplulukları temsil eden 6 yıldız (Arnavutlar,Türkler,Boşnaklar,Sırplar,Romlar ve Goralılar) Kosova’ya yeni bir bayrak verilmiştir.
Balkanlar’a şimdilik barış hakim ama bunun nekadar süreceği hiç belli olmaz!
Süleyman Çesko
KÖŞE YAZARLARI
2 gün önceKÖŞE YAZARLARI
7 gün önceKÖŞE YAZARLARI
13 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
21 gün önceKÖŞE YAZARLARI
22 gün önce