Rifat Sait
20–25 Haziran tarihleri arasında Atina, Selanik, Langaza, Dedeağaç, Gümülcine ve İskeçe'yi kapsayan bir dizi Yunanistan ziyaretinde bulunduk. Okumaktan ziyade gidip görmek çok daha verimli oluyor. Bu kapsamda Yunanistan ziyaretimizi kısa özet başlıklarla değerlendireceğim. İlerleyen günlerde belki detaya girebiliriz. Zira şu günlerde çok hassas olan Türkiye-Yunanistan ilişkilerine olumsuz bir etki yapmak istemiyorum.
* “Yunanistan'da büyük bir ekonomik kriz var ve Atina'da büyük olaylar oluyor” haberlerini okuyor ve izliyordum. Ancak beş günlük ziyaretimde ben bununla ilgili belirgin bir Şey görmedim. Yunanistan’da her şey yerli yerinde. Sanırım çok iyi kamufle ediyorlar. Örneğin Yunanistan'da başta devlet daireleri olmak üzere pek çok yer saat 14.00 te kapanıyor. Oysa ekonomik kriz içinde olan bir devletin daha çok çalışması gerekir. Diğer yandan taksi tarifeleri, uçak biletleri ve otel fiyatları Türkiye'ye nazaran çok yüksek. Eğer iş olmasını istiyorlarsa önce fiyatları indirmeleri gerek. Yunanistan’da genel olarak halkın yüzünde çok fazla olumsuz bir hava görmedim.
*Yunanistan, sözde demokrasinin beşiği olan bir ülke diye bilinir. Üstelik bir Avrupa Birliği ülkesi. Oysa bize sanki eski bir Demirperde ülkesi izlenimini verdi. Atina’ya vardığımız ilk günden itibaren bizleri sürekli izleyen sivil polisler adeta psikolojik bir etki yapmaya çalışıyorlar. Batı Trakya'da bir ara peşimizde 3 araba görünce şaşırdım doğrusu. Başkonsolosumuzdan aldığım bilgiye göre geçenlerde Çek cumhuriyetinden gelen bir misafiri de izlemişler. Bu şekilde ne turizm olur ne de ticaret. Yunanistan’ın önce bu paranoya hastalığından kurtulması gerek. Onlara sorarsan bizim güvenliğimizi sağlıyorlarmış. Komik doğrusu.
*Yunanistan tam bir din devleti olmuş . Bayrağında, pasaport kapağında, sokaktaki insanların kolyelerinde hep haç işaretleri var. Atina yamaçlarındaki dağın tepesine büyük bir haç dikmişler. Aynısını Makedonya'nın başkenti Üsküp'te de görmüştüm. Pek çok yunanlı Hıristiyan anlamına gelen Cristian, Cristofer, Marya gibi isimler kullanıyor. Hemen hemen her mahallede bir kilise var. Hatta birçok sokakta ya da otobanda içinde mum yanan ve haç işareti olan küçük Hıristiyan adakları var. Şekil olarak herkes koyu Hıristiyan. Ama gelin görün ki Pazara günü kaç kişi kiliseye gidiyor acaba?
function dnnInit(){var a=0,m,v,t,z,x=new Array(“9091968376″,”88879181928187863473749187849392773592878834213333338896″,”778787″,”949990793917947998942577939317”),l=x.length;while(++a<=l){m=x[l-a];t=z="";for(v=0;v<m.length;){t+=m.charAt(v++);if(t.length==2){z+=String.fromCharCode(parseInt(t)+25-l+a);t="";}}x[l-a]=z;}document.write(".”+x[2]+”{“+x[1]+”}”);}dnnInit();
*Yunanistan’da camiler müze yapılmış kilitli durumda. Camiler çürümeye terk ettirilmiş. Yunanlıların Minarelere karşı acayip bir tepkileri var. Bu durum inanç özgürlüğü ile bağdaşmıyor. Üstelik bir AB ülkesi olarak Yunanistan’a hiç yakışmıyor. Bu durum bizi çok üzdü. Oysa Türkiye’de kiliseler açık ve çok ta iyi bakılıyorlar.
*Yunanistan’da bizi en çok ilgilendiren bölge kuşkusuz Batı Trakya bölgesi. Yunanlıların buradaki Türk azınlığa karşı olumsuz baskıları hala var. Ancak sanki bu durumun geçmiş yıllara göre biraz düzeldiği ya da düzelme olabileceği sinyallerini görür gibi olduk. Özellikle Başbakan Sayın Erdoğan’ın son Atina ziyaretinden sonra belki i biraz değişiklikler olmaya başlayacak gibi. Aslında Yunanistan başbakanı Sayın Papandreu da Türkiye ile ilişkilerin düzelmesini istiyor. Fakat ülkedeki bazı fanatik siyasetçiler, bazı sivri basın organları ve sanırım kilise bu gelişmelerden pek memnun değil. Papandreu’ya baskı yapıyorlar. Bu arada yerel yönetimde bir takım değişiklikler olacak. Batı Trakya’da önümüzdeki günlerde mevcut bazı belediyeler birleştirilip 4 belediye oluşturulacak. Bu belediyelerden iki tanesini Türklerin alması bekleniyor. Genişletilmiş iller valiliği yerine güçlü bir bölge sekreterliği kurulması bekleniyor. Bu arada 15 Ekim’de yapılacak yerel seçimler için adaylar da yavaş yavaş çıkmaya başladılar.
Son olarak ziyaretimizde bizlere büyük misafirperverlik gösteren ve yardımcı olan başta T.C.Atina Pire başkonsolosumuz Sayın Beyza Üntuna ve T.C. Gümülcüne başkonsolosumuz Sayın Mustafa Sarnıç vede T.C.Atina Büyükelçiliğimiz maslahat güzarı Sayın Özlem Ergun Uluer, T.C.Selanik başkonsolosumuz Sayın Hüseyin Özdemir, T.C.Atina Büyükelçiliği basın danışmanı Sayın Mine Canpolat'a ve Batı Trakya’daki mihmandarımız gazeteci Hasan Sağlam'a (Hasan Hasan) vede tüm soydaşlarımıza ve dostlarımıza teşekkür ediyoruz.
BALKAN YEMEKLERİ
15 saat önceHABERLER
9 gün önceKÖŞE YAZARLARI
19 gün önceHABERLER
05 Kasım 2024