Yunanistan’ın Batı Trakya bölgesindeki Türklerin, onlarca yıldır devlet tarafından uygulanan ayrımcılığa maruz kaldıkları yönündeki şikayetleri sürüyor.
El Cezire’nin “Batı Trakya, Çekişmeli Alan: Kuzeydoğu Yunanistan Türkleri” başlıklı araştırma haberine göre, bölgedeki Türklerin kendi kimliklerini korumaya yönelik talepleri baskıyla karşılanıyor.
Habere göre, Batı Trakya’daki Türkler uzun yıllardır etnik, kültürel ve dini ayrımcılıklara maruz kalıyor.
Türklere uygulanan baskı ve ayrımcılıkları ele almak için gittikleri Batı Trakya’da tutuklanan El Cezire ekibinin haberinde, “demokrasinin beşiği” olmakla gurur duyan Yunanistan’da, Batı Trakyalı Türklerin, onlarca yıldır devletin ayrımcılığına maruz kaldıkları yönündeki şikayetlerine dikkat çekiliyor.
El Cezire’nin haberine göre, Türk kimliği, yetersiz siyasi temsil, basın özgürlüğü ve eğitimin yanı sıra din üzerindeki baskılar Batı Trakya’daki Türklerin karşılaştığı zorluklar arasında yer alıyor.
– “Asıl sorun kimlik inkarı”
Trakya’daki Türk azınlığı temsil eden Dostluk Eşitlik ve Barış Partisinin lideri Çiğdem Asafoğlu, asıl sorunun, kimliklerinin inkarı olduğunu ve kendilerini kesinlikle Türk olarak tanımladıklarını belirtti.
Asafoğlu, “Ancak, Yunan devleti bu gerçeği kabul etmiyor. Asla kabul etmeyeceğimiz bir tanım olan ‘Yunan Müslümanları’ndan bahsediyorlar.” ifadelerini kullandı.
– Yunanistan, Türklerin seçtiği müftünün görevlendirilmesine izin vermiyor
Gümülcine’de yaşayan Türkler daha önce kendi müftülerini seçme hakkına sahip iken, Yunan devleti son zamanlarda yaptığı değişiklikle merkezden müftü atıyor ve Türklerin seçtiği müftülerin görevlendirilmesine izin vermiyor. Buna karşılık, devletin atadığı müftüyü tercih etmeyen Türkler, atanan müftülerin camisine de gitmiyor.
Yüzde 90 gibi yüksek oranla Gümülcine müftüsü olarak seçilen fakat göreve getirilmeyen İbrahim Şerif, bir köyde cuma namazına katıldığı için 80 gün hapis cezasına çarptırıldı.
“Sadece cumaya katıldım, hepsi bu. Sürekli aynı sıkıntılara maruz kalıyorum” diyen Şerif, devletin baskısını sadece kendisinin hissetmediğini, bu durumun bölgedeki çok sayıda kişinin hayatının erken dönemlerinde başladığını söyledi.
– Türkçe eğitim veren okullar kapatıldı
Yunanistan Eğitim Bakanlığı, geçen yıl Türkçe eğitim veren beş okulu daha kapatarak, sadece sekiz yılda toplam 65 okulu kapatma kararı aldı.
Kargılı Sarıca köyüne giden El Cezire ekibi, halkın ana dilini kullandığı ortamı yerinde inceledi. Köy sakinlerinden Sezer Rıza, asimilasyon ve entegrasyon arasında çok ince bir çizgi olduğunun altını çizerek, “Çocuklar kültürlerini öğrenmediklerinde, ana dillerini yavaş yavaş unutur ve Yunan toplumunda yok olurlar.” diye konuştu.
– “Batı Trakya’da ifade özgürlüğü olduğunu söyleyemeyiz”
İskeçe’de Türkçe yayınlanan Millet gazetesinin editörü Cengiz Ömer de defalarca karakola çağrıldığını anlatarak, “Bana neden Türk azınlığı yazdığımı sordular. Onlara amacımızın sesimizi duyurmak olduğunu söyledim. Polis memuru bunu yapmaya devam edersem, dışarıda yürürken belki birinin başımı kopartabileceğini söyledi.” ifadelerini kullandı.
Bir yazısında, devletin atadığı müftüyü eleştirdiği için 15 ay hapis cezasına çarptırılan Cengiz, “Batı Trakya’da ifade özgürlüğü olduğunu söyleyemeyiz. Bu, bizim en büyük sorunlarımızdan biri.” değerlendirmesinde bulundu.
– Batı Trakya Türklerine uygulanan baskıları araştıran yabancı gazetecilere gözaltı
Çekime başladıkları andan itibaren sivil polis arabalarıyla takip edilen El Cezire ekibi, birkaç kez durdurulup sorgulandı.
Türk azınlığın daha sıkı kısıtlamalar altında olduğu bilgisini aldıkları İstanköy’e gitmeye karar veren gazeteciler, burada casusluk şüphesiyle gözaltına alındı.
Haberde, gazetecilerin kamusal alanda fotoğraf çekerken bilmeden bazı yerel yasakları çiğnemiş olabilecekleri ancak casusluk yapmakla suçlanmanın saçma ve aşırı tepki olduğu değerlendirmesinde bulunuldu.
Gazeteciler bir gece gözaltında tutulduktan sonra serbest bırakıldı.
– Atina yönetiminin baskıları devam ediyor
Batı Trakya’daki 150 bine yakın Türk azınlığın eğitim, din ve etnik kimliğinin tanınmasına ilişkin sorunları çözüm beklerken, Atina yönetimi Türk azınlığa yönelik baskılarını artırıyor.
Sahip oldukları haklar, 1923 Lozan Antlaşması kapsamında teminat altında tutulan BatıTrakya Türkleri, Türkiye’nin 1974’te Kıbrıs’a düzenlendiği Barış Harekatı’ndan sonra Atina yönetimlerinin hak ihlallerine maruz kalıyor.
Bölgedeki Türklerin karşılaştığı en büyük sorun, Yunanistan’ın kabul etmediği “etnik kimlik” meselesi olarak dikkat çekiyor.
Batı Trakya’daki Türk azınlığının diğer bir problemi ise Yunan devletinin atanmış müftüler üzerinden azınlığın din işlerine müdahale etmesi olarak biliniyor.
Ayrıca, Yunan tarafı, Batı Trakya’da Türkçe-Yunanca çift dilli ana okullarına izin vermiyor. Oldukça tepki toplayan bu karar, azınlık kesimlerince de protesto ediliyor.
Öte yandan, ülkede azınlığın demokratik temsiline ait problemler de bulunuyor.
AA
ARAŞTIRMA-İNCELEME
22 saat önceBALKAN YEMEKLERİ
2 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
2 gün önceHABERLER
5 gün önceHABERLER
10 gün önce