Biz egemen olarak Türkiye Cumhuriyeti devleti kendi iç meseleleri ile ilgili yetkisine sahip. Bizde bu egemenlik hakkımızı bu bağlamda çok rahat bir şekilde kullanırız. Kimsenin bir hak iddia etme gibi bir hadsizliği olamaz. Biz çan sesi duymaktansa ezan sesi duymak isteriz. Bu kadar yüzeycilik merakı olanlar, caminin özüne, dönüşüne karşı çıkanlar bir defada bu milletin ali menfaatlerini düşünerek İslam dünyasında özellikle bizim soydaşlarımızın yoğunlukla yaşadığı coğrafyada ibadethanesiz kalmalarına niye bu kadar kayıtsız kaldılar. Atina’da bir tane cami yok. 400 yıla yakın bizim kontrolümüzde Yunanistan kalmış. Ama bugün güya Avrupa Birliği’nin batı dünyasının da en önemli devleti olduğunu iddia eden Yunanistan Atina’da bir tane camimiz yok ama soydaşlarımız var. İsimlerini kullanamıyorlar, müftülerini seçemiyorlar. Yunanistan’ın egemenliğimize müdahale gibi hamle yapması kabul edilebilir gibi bir şey değil. Bu durum bizi bu konu da iyice kararlı kılar, gücümüzü, irademizi netleştirir.

Dolayısıyla irademiz belli, biz ayrı zamanda bir hukuk devletiyiz. Kimse bize talimat vermeye kalkmasın. Okyanusun ötesinden, burasından, berisinden hiç önemli değil hele hele Yunanistan’ın hiç haddi değil. Türkiye ile iyi geçinmeyen bir Yunanistan’ın bölgede mutlu ve müreffeh yaşaması imkansızdır. On milyon nüfuslu bir Yunanistan, ekonomisi tamamen turizme, hibelere bağlı, ayakta duramayan, nüfusu yaşlı bir Yunanistan’ın tutup da halen İstanbul üzerinden hayaller kurması kabul edilebilir bir şey değil. Buna müsaade etmeyiz. Camidir cami kalacak” dedi.

Birlik Gazetesi