Geçen hafta Makedonya ve Kosova’yı ziyaret ettik. Makedonya’da MUSİAD şubesinin açılışına, Kosovanın da tek Türk belediyesi olan Mamuşa’da  ise Belediye Başkanı Arif Bütüç’ün düzenlediği FETO terör örgütüne karşı demokrasi yürüyüşüne katıldık. Bu vesileyle Makedonya ve Kosova’da  dostlarımızı gördük, hasbihal ettik.Bir sonraki yazımızda bu seyehatimizin detaylarını yazmayı düşünüyorum. Bu yazımızda başta Balkanlar olmak üzere yurtdışında FETO terör örgütüne nasıl bir bakış açısı var onu anlatmak istiyorum.

Türkiye’deki FETO algısı ile yurtdışındaki yaklaşım farklılıklar arz ediyor. Bunda hem bizlerin hem de bazı kötü düşünceli kişilerin payı var. Biz FETO’ya bölücü bir terörist gibi bakarken malesef yurtdışında aynı bizim gibi bakılmıyor. Balkanlarda neyazık FETO’yu hala dindar bir kişi yada dini bir kanaat önderi gibi görenler var. Bunda kuşkusuz onlarla çıkar ilişkisi olanların payı büyük. Bazı saf yada ilgisiz insanlar ise yeteri kadar bilgiye sahip olmadıklarından bizden farklı düşünüyorlar. Şunu açıkça belirtmeliyim ki Kosova ve Makedonya’da FETO’nun en azılı temsilcileri etrafta rahatça geziniyorlar, rahatça iş yapıyorlar. Bulgaristan ve Arnavutluk’ta da durum aynı. Önümüzdeki yazımızda bunların detaylarına gireceğim.

Devletimizin ve hükümetimizin ilgili kişileri yurtdışına bu konuyu araştıracak yetkin kişileri gönderip detaylı raporlar almalıdır. Ancak bu müfettişlerin klasik devlet memurlarından olmamalarını önemle rica ediyorum. Bölgeyi tanıyan ve oralardaki dilleri konuşabilen sağlam insanlar seçilmelidirler. Balkanların bu konuda  biraz sahipsiz kaldığını üzülerek gördüm. Sakın yanlış anlaşılmasın, kimseyi suçlamıyorum ama Balkanlarda daha çok dava adamlarına çok ihtiyaç var. Yurtdışında görevli olan devletimizin yetkili kişileri Ankara’ya daha detaylı bilgiler göndermeleri gerekir. Lütfen kimse alınmasın.  Ben herkesi tenzih ederek bir şeyler söylemek istiyorum. Bölgede görevli TİKA, Yunus Emre Enstitüsü, Dışişleri, MİT, Diyanet, Milli Eğitim müşavirleri, Ekonomi Bakanlığı Ticaret müşavirleri, TRT ve Anadolu ajansı personelleri daha ince eleyip sık dokuyacak, aşkla ve şevkle çalışacak, dava şuuru ile hareket edecek ve bu konuda çok daha hassas ve fanatik olacak bir çalışma içine girmelerini önemle rica ediyorum.

Yurtdışındaki bütün kurumlarımızı  bir araya toplayacak yetkili üst bir organizasyon kurumu ve ekibi kurulmalıdır. Daha sonra  FETO’ya karşı ortak bir dış politika uygulanmalıdır.Bütün bu kurumlarımızın kurulacak bu üst kuruma bağlı olması  ve ortak çalışma çizgisi içinde hareket etmeleri önemlidir. En başta da FETO’nun dini bir temsilci değil de dini alçakça kullanan bir sahtekar olduğu ve Türkiye’yi bölmeye çalışan bir terörist olduğu anlatılmalı ve insanlar bu konuda ikna edilmelidir. Bunun eksik olduğunu bölgede üzülerek müşahade ettim.Balkanlar şunu iyi bilmelidir ki, darbe girişimi denilen şey sadece Türkiye’ye değil bütün Balkanlara ve hatta İslam alemine karşı yapılmış topyekün bir savaştır.