Hayat hızla akıp giderken, bir şeyler olur, zaman durur, saatler, dakikalar hatta saniyeler geçmez olur. Boğazına acı bir yumru saplanır yutmak istersin ama yapamazsın, nefes almayı çalışırsın ciğerlerine bir ömür boyu yetecek oksijeni depolamak istersin ama yapamazsın. O an bütün hayatın film şeridi gibi geçer gözünün önünden. Her karesi, her bir sahnesi bir kez daha yaralar seni… Sevinçlerin, acıların, umutların, yapmak istediklerin geliverir aklına… Hani çok sevipte söyleyemediğin anneni düşünürsün uzun uzun. Sana masallar anlatışını hatırlar, gözlerinin dolduğunu hissedersin. Senin ona ilk Anneler Günü hediyesini verdiğinde sana sarılıp ağlayışı gelir gözünün önüne. Belki o dönemde mana verememişsindir ağlayışına ama şimdi bütün kalbin onunladır.
İlk aşkını hatırlar ve hafifçe gülümsemeye başlarsın. Onunla yapmak isteyip de yapamadıklarını düşünür “keşke” dersin. Ama “keşke” ile başlayan cümlenin devamını getiremezsin. Sonra üniversiteye girişin eşinle tanışman, beraber mezun olup ailelerinize evlenme kararınızı açıklaman ve evliliğin gelir gözlerini önüne. Mükemmel geçen ilk yıllarınız ve ardından mutluluğunuzu iki kat daha artıran bebeğinizin hayata merhaba deyişi…
HATIRALAR YOK OLUR
Aniden anlam veremediğin bir şeyler olur ve hatıralar bir anda yok olur, başlarsın hayatınla hesaplaşmaya… Çok sevdiğin annene, eşine ve bebeğine ayırmadığın zamana acırsın, üzülürsün… Eşine onu ne kadar sevdiğini söyleyememenin burukluğunu yaşarsın içinde… İçin ürperir. Kendi kendine “neden sevdiklerime yeteri kadar zaman ayıramadım?” dersin cevabını yine kendin “kariyer” olarak verirsin… Kariyer uğruna, eşine, bebeğine vakit ayıramadığını fark eder… Kahrolursun…
Hemen olduğun yerden kalkıp geçen zamanı telafi etmek istersin ama nafile… Doğrulamazsın, kalkamazsın… Hatta elini bile kaldıramazsın. Çünkü sonunun ne olduğunu bilmediğin koca bir boşluğa, karanlığa doğru ilerlersin arkanda sevdiklerini bırakarak ve onlara sevdiğini söyleyemeden. Bebeğinin ilkokula gidişini görememenin, ilk sevgilisi ile tanışamamanın, üniversiteye gidişinde yanında olamamanın, kısacası büyüdüğüne şahit olamamanın acısı kalbinde, “keşke” kelimesi dilinde karanlığa yol alırsın. Yalvarmaya başlarsın ne olur üç gün müsaade edin, yapamadıklarımı gerçekleştirip öyle geleyim dersin ama nafile. O karanlıkta senin çığlıklarını, haykırışlarını kimsecikler duyamaz. Son nefesini de verdiğinde etrafında gözü yaşlı insanlar sana öylece bakakalır. Senin içinde kopan fırtınalardan habersiz…
ARAŞTIRMA-İNCELEME
22 saat önceBALKAN YEMEKLERİ
2 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
2 gün önceHABERLER
5 gün önceHABERLER
10 gün önce