DOLAR 34,5527 0.19%
EURO 35,9438 -0.81%
ALTIN 3.000,331,31
BITCOIN 34130481.94657%
İzmir
18°

PARÇALI BULUTLU

06:23

SABAHA KALAN SÜRE

162 okunma

10. yılında Kerkük ve Musul

ABONE OL
06/03/2013 22:00
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Kerkük ve Musul Türkleri’nin son dönemde Kuzey Irak Kürtleri tarafından uğradığı baskı, zulüm ve yok sayılmanın 10. yılını dolduruyoruz. 1 Mart 2003 de TBMM tarafından reddedilen tezkerenin 10.yılı. Birçok siyasetçi ve yazar tarafından elimize geçen en büyük fırsatın kaçırılması olarak yorumlanan ancak bu yönüyle oldukça eksik ve sığ bir bakışın adı olmuştur 1 Mart Tezkeresi.

ABD’nin Irak’ı işgal etmeden yıllar önce Clinton döneminde; Irak’ı çevreleme, Türkiye, İran ve Suriye’den soyutlama sürecini hatırlayalım. ABD bir ülkeye girmeden önce her zaman içte kullanabileceği ve nereye çekse gelecek bazı satılmış gruplar arar, eğer yoksa oluşturur. Irak’ta bu konuda zorlanmamış ve KDP ve KYP diye bilinen iki Kürt partisini Irak’ın parçalanması ve işgali sürecinde çok rahat kullanmıştır. İşgal tarihine kadar birbirini yemekten, Saddam’dan günlük çıkar elde etme adına taviz vermekten başka bir işi olmayan bu iki sözde lider, işgal şartlarının olgunlaştırılması üzerine eski Sovyet ve komünist söylemlerinden hızla uzaklaşmış ve ABD’nin dümen suyuna girerek demokrasi ipine sarılır olmuşlardır. Bu iki  siyasi dansöz, her platformda Türkiye’nin Irak’ın kuzeyine girmesine karşı çıkmış, işgalci güç olarak binlerce kilometre öteden gelen ve bir milyon sivil Arap’ın ölümünden sorumlu olan ABD’yi günümüzde doğurdukları sözde Kürdistan’a baba olarak bilmişlerdir. Tarih ilminin her zaman haklı çıkmak ve gerçeği saklayamamak gibi bir huyu vardır. O nedenle 10 yıl önce Irak’ta ABD ipiyle Türkmen kardeşlerimizin şehirlerine salınan Peşmergelerin mart ve nisan 2003 de Kerkük, Musul ve Süleymaniye’de yaptığı kıyımı ve yok etme barbarlığını hiçbir zaman unutturmayacağız. Irak işgalinden kısa süre sonra federasyon söylemleriyle yediği kaba pisleme noktasındaki hünerlerini Irak’ta da gösteren bu sözde Kürt partileri, ABD’den 2003 yılından 2006 yılına kadar zaman istemiş ve bu süreçte yüzlerce yıldır Türklüğü ile tanınan Kerkük ve Musul bölgelerin de tapu daireleri yağmalanmış ve Türkmen nüfus, ölümle ve katliamla yerini Irak’ın diğer bölgelerinden getirilen Kürt nüfusa bırakmıştır.

 

TÜRKİYE İLE BAĞLARINI SÖKEMEDİLER

 

Tüm bu çabalara rağmen Kerkük ve Musul’un Türk ile olan bağını sökememişlerdir. İşgal öncesi ABD destekli yapılan işgal sonrası Irak planında, Türkmenler hiçbir zaman dikkate alınmamış ve ABD kendisine daha sadık olarak Kürt kartını kullanmıştır. 1 Mart tezkeresinin hemen akabinde, ITC ye, bölgede ki Türk askeri varlığına karşı olan tutumları, Talabani’nin Cumhurbaşkanı, Barzani’nin ise Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi’ne getirilmesi bölgede istenilen yeni süreci de göstermiştir. Federalizmin ilk örneğini dış baskıyla Irak’ta uygulayan ABD, ülkemizde de bunun tartışmaya açılmasıyla bu bölgede ki uzun vadede ki arzularını  yakınlaştırmaya çalışmaktadır. Ancak ABD’nin bir planı varsa, yüce Rabbimin de bir planı vardır. Bin yıldan fazla İslam’ın sancaktarlığını yapan bir Türk milletinden bağımsız, bu topraklarda barınmakta, siyaset yapmakta imkânsızdır. İşgalcilerin kısa süreli istekleri ve planlarından sonra, bu bölgede olan onun yerli işbirlikçilerine ve maşalarına olacaktır. Günümüzde herkesin kültürüne, meşrebine  ve kendinden beklenene göre hareket ettiğini görüyoruz. Türkiye olarak bizden beklenen Kerkük ve Musul Türkmenlerini unutmamak, siyasi olarak ABD’ye rağmen, Türkiye’nin yanlarında olduğunu göstermek, gerek askeri, gerekse ekonomik olarak desteklemektir. Unutmayalım ki Kerkük ve Musul, atalarımızın misak-ı milli vasiyeti ve mirasıdır. Algısında ve arzusunda doğu sınırlarını şimdilik, Kerkük’ten, Musul’dan, Diyala’dan, Süleymaniye’den başlatan Türk Milliyetçilerine, aksi bir durumun kabul ettirilmeyeceği unutulmamalıdır.

 

    En az 10 karakter gerekli


    HIZLI YORUM YAP