Afganistan eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Sher Muhammed Kerimi, Haberler.com stüdyosunda Esra Öztürk’ün sorularını yanıtladı.
Taliban yöneticilerin kişisel bazda iyi insanlar olduğunu belirten Kerimi, grup içerisindeki ayrışmalar nedeniyle genel af ilanına güvenmediğini söyledi.
İşte röportajdan öne çıkan soru ve cevaplar;
Esra Öztürk: Röportaja başlamadan önce çok enteresan anlar yaşadık. Taliban Sözcüsü Süheyl Şahin sizinle konuşmayı kabul etmişti. Siz ve aileniz Afganistan’a giderseniz af sözü verdi. Fakat siz o diyalogda yer almak istemediniz. Kendisiyle konuşmak istemediniz. Neden? Anlatır mısınız?
Sher Muhammed Kerimi: Süheyl Şahin, çok iyi eğitimli biri. İyi bir siyasetçi. Konuşmalarını dinledim. İyi şeyler söylüyorlar. Sorun şu: Taliban içinde çok ayrılık var, farklı insanlar var. Taliban hükümetinin ilk döneminden kendi tecrübem var. Orduda organizasyon ve mobilizasyondan sorumlu direktördüm. Ve Savunma Bakanlığı’nda Taliban’la doğrudan çalıştım. Molla Ubeydullah, Savunma Bakanı’ydı. Artık aramızda yok, sanırım Pakistan’da şehit oldu. Çok iyi bir adamdı. Doğrudan onunla çalıştım. Ona yardım ediyordum. Merkezin kıdemlilerinden biriydim ve onunla çalıştığım için çok mutluydum. Sanırım onunla çalışan tek general bendim. Fakat bir süre sonra ne oldu? Bir gün ona İngilizce öğretirken -ona dil ve başka konularda dersler veriyordum- birkaç Taliban üyesi geldi. Hepsinin Afgan olduğuna da inanmıyorum. Yabancıydılar. Bakan’a gelip dediler ki “Bu eski asker neden sizin yanınızda?” “Onlar iyi insanlar değiller. Zihninizi bulandırabilirler. Taliban’a da karşılar. Onu yanınızdan uzaklaştırmalısınız. Gönderin. Kovun.” Sonra Bakan şöyle dedi: “Hayır, bu iyi bir adam, hacı, dindar bir aileden geliyor. Çok da işe yarıyor. Altı, yedi aydır da bizimle çalışıyor. Dediğinizi yapmayacağım. O iyi biri. Bunu asla tekrar etmeyin ve diğer insanları gözlemlemeye bakın.” Bir süre sonra Taliban beni takip etmeye başladı. Bir gün eve gidiyordum. Komşum bana evimin etrafına beş, altı kamyon geldiğini söyledi. Etraftaki her şeye bakıyorlarmış ve de farklı bir dil konuşuyorlarmış. Peştun dili değil. Sonra da gitmişler.
Esra Öztürk: Hangi ülkeden olduklarını düşünüyorsunuz?
Sher Muhammed Kerimi: Pakistanlılardı. Urduca konuşuyorlarmış. “Gitsen, eve gelmesen daha iyi.” dediler bana. O gün arkadaşımın evinde kaldım. Hiçbir şey olmadı. Ertesi gün Taliban’ın tekrar evimin etrafında gezdiğini söylediler. Yine arkadaşımın evine gittim. Ertesi sabah karımı aradım. Herkes ağlıyordu. Taliban evime girmiş. Her şeyi kırıp dökmüşler. Çocuklarımı dövmüşler. Sonra ben de Pakistan’a kaçtım. Beni aradıklarından ve kötü niyetleri olduğundan endişe ediyordum. Yani Pakistan’a gittim ve orada saklanıyordum. Sonra oğlumun yaşadığı Almanya’ya gitmeye karar verdim. Zamanla Pakistan’dan Avrupa’ya, ABD veya Almanya’ya gitmem için gerekli evrakları edindim. Sonra 11 Eylül (terör saldırısı) gerçekleşti. Hal böyle olunca bir süre daha Pakistan’da kaldım. Sonra Kabil’den birisi geldi. Diğer ülkelerde Afganistan’a dönüp çalışacak asker, rütbeli ve üst düzey isimleri arıyorlardı. Sonra bu şekilde Afganistan’a döndüm. Savunma Bakanlığı kadrosuna katıldım. Cumhurbaşkanı Karzai ile tanıştım. Ve 2015 yılına kadar da Savunma Bakanlığı’nda hizmet ettim. Taliban’a güvenmememin sebebi bu. Kişisel bazda çok iyi insanlar. Molla Ubeydullah iyi bir insandı. İyi bir Müslümandı. Mütedeyyin ve azimliydi. Halen kendisine saygı duyuyorum. Ama bana vefat ettiği söylendi. Bakan Turabi ve bazı diğerlerini halen tanıyorum, onlar da beni tanıyor. O zaman insanlar bana o şekilde davranmışken bugün güvenemem. Şu anda liderlerin söyledikleri iyi şeyler. Fakat taban, komutadaki kıdemli kişilerin talimatlarını dinlemiyor. Medyada gördüğümüz tartışmalara bakılırsa Taliban içinde ayrışma var. Birlik olmuş durumda değiller. Farklı görüşleri var. Bir örnek vermek gerekirse… Sayın Şahin, Dr. Naim, Zabiullah Mücahit… Hepsi iyi şeyler söylüyorlar. Kapsayıcı bir hükümet kuracaklarını ve insanların gelip çalışmasını söylüyorlar. Hükümet kuruldu ve hepsi tek etnik kökenden. Tek bir grup. Bana bunun pek çok soruna yol açacağı söylendi.
Esra Öztürk: Evet ama biraz zaman vermeniz gerektiğini düşünmüyor musunuz? Çünkü bu soruyu doğrudan Süheyl Şahin’e sordum. Hükümetin dışlayıcı olması yönüyle eleştirildiğini söyledim. Yanıtı, bazı şeylerin değiştirilmesi için ivedilik gerektiği yönünde oldu.
Sher Muhammed Kerimi: Altı ay ya da bir yıl içinde Taliban’ın söylediklerini yaptığı kanıtlanırsa Afganistan’a geri dönen ilk insan ben olacağım. Ülkeye hizmet etmiş yaşlı bir adamım. Emekli oldum. Bir iş yapamam. Faydalı olacağım bir şey olursa yardımcı olmak isterim. Bu bir gerçek. Mesele şu. Ben Taliban’dan kaçmadım. Türkiye’ye Haziran’ın 21’inde geldim. Orada her şey değişmeden önce elimde sorun olduğu için Türkiye’ye tedavi olmaya geldim. Ve ailemle burada kaldım. Oğlumun burada bir evi var. Biz önceden beri burada yaşıyoruz. Yeni değil. Yani Taliban yüzünden değil. Fakat durum değişince burada kaldım. Herkes kalmamın ve bekleyip durumu görmemin daha iyi olacağını söyledi. Çünkü şu anda durum belirsiz. Birisi iyi bir şey söylüyor. Ona inanıyorsun. Sonra başkası seni rahatsız ediyor, başını derde sokuyor ve aslında ne olduğunu bilmiyorsun. İnsanlara güvenemiyorsun.
Esra Öztürk: Taliban Sözcüsü Süheyl Şahin, i şgalden sonra ABD ile iş birliği yapmaya karar verdiğinizde, “Taliban için genel af bir ilan etmediler. Ama şimdi biz ABD güçleriyle iş birliği yapan tüm Afganları affediyoruz. Açıkça ifade ediyorum ki geri gelebilir. Güvende olacak. Hiçbir şey olmayacak.” dedi.
Sher Muhammed Kerimi: Öyle mi? Bunun garantisini kim verecek? Bunun garantisini kim verecek? Benim için bir teminat var mı? Konuşan kişi Taliban hükümetinin sözcüsü. Ben emekliyim. Hizmetlerimi yerine getirdim. Yaşlı bir adamım. Taliban’ın ya da başkasının işine yaramam. Burada mı kalacağım yoksa gidecek miyim, bakacağım duruma. Tabi ki geri dönmek isterim. Ülkemi ve halkımı seviyorum. Duyduklarıma ve sahada olanlara güvenebilecek duruma gelir gelmez Şu anda iki farklı şey oluyor. Alt kademede neler olduğunun farkında olduklarına eminim. Tabandaki insanların neler yaptığını biliyorlar. Mesele şu, evet önceki hükümetle çalıştım ama o hükümete de inanmıyordum. O hükümette yolsuzluk vardı. Etnik çizgilerle bölünmüştü. Savaş lordları vardı. Ama ben sıradan bir vatandaştım. İşimi yapıp maaşımı alıyordum. Orduyu eğitiyordum. Siyasette ve yolsuzlukta yer almadım. Üç odalı bir evde yaşıyordum. Sahip olduğum buydu. Yolsuzluktan kazandıklarıyla villalarda, lüks evlerde yaşayanlar gibi değildim. Şeffafım ve temizim. Hiçbir hükümet adına hesap verme sorumluluğum yok. Şahsen Afganistan’daki herkese her şeyin hesabını verebilirim. Mesele şu ki orada çalıştım ama şu anda çalışmıyorum. Yaptığım iş, uzmanlık alanımı kapsıyordu.
Esra Öztürk: Hangi yıllar arasında Afganistan ordusunun Genelkurmay Başkanı’ydınız?
Sher Muhammed Kerimi: 2010-2015 yılları arasında Genelkurmay Başkanı’ydım. 2015’te emekli oldum ve 7 yıldır da evde hiçbir şey yapmadan oturuyorum.
Esra Öztürk: O yıllarda hayatınız orada nasıldı? Şimdi burada ne yapıyorsunuz?
Sher Muhammed Kerimi: Hayatım iyiydi. İşimi yapıyordum. Karışan, eden yoktu. Orduyu inşa ediyordum, eğitiyordum, ülkeme hizmet ediyordum. Bütün dünya tarafından tanınmış meşru hükümet vardı. Yaptığım illegal bir şey yoktu. Dediğim gibi siyasetçi değilim ki Taliban partisine veya hükümet partisine üye olayım. Hükümet için çalışan temiz bir Afgan’dım. Geçmişimden dolayı beni kınamayacaklarına inansam Taliban için de çalışırım. Çünkü siyaset benim umurumda değil.
BALKAN YEMEKLERİ
2 gün önceHABERLER
5 gün önceHABERLER
10 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
18 gün önceHABERLER
27 gün önce