Ölümü Anlamak, Güneşe Bakabilmek

28 Nisan 2024 - 19:26

Ölümü Anlamak, Güneşe Bakabilmek

Son Güncelleme :

10 Kasım 2022 - 19:54

301 okuma


(Last Updated On: 10/11/2022)

 

Bazen hayatla ilgili bazı konular; zor, içinden çıkılamayan, uğraşlarımızla değişmeyen, bir yere de koyamadığımız durumlar olabilir. Bu durumlar, hayatın değişmesi, travmatik anılar, yas veya kendi ölümümüzü düşünmek olabilir.

Ölüm bazılarımızın çocukluğunda tanıdığı ve gidenin arkasından çaresizlik hissettiği bir duygu olabilir. Bazen hastalıkla gelen ölümler gözümüzün önünde birinin güçsüzleşmesi, buna şahit olan kişinin ölüme yaklaşmayı ya da ölümle ilgili düşüncelerini yetersizlik olarak değerlendirmesine neden olabilir. Ani ölümler travmatik etki oluşturabilir ve hayata karşı belirsizliği yoğun hissettiğimiz güvensizlik duygusunu tetikleyebilir. Çoğunlukla da ölümle ilgili düşüncelerimiz hayatı ne kadar anlamlı yaşayıp yaşamadığımızı sorgulamayı yani ölüme ne kadar hazır olduğumuzla ilgilidir.

Karşılaştığımız ölümlerde kendi ölüm algımızı oluştururuz. Ölüm algısı, gidenin arkasından hissettiğimiz duygulardır ve kendi ölümümüzde de benzer şeyler yaşanacağını düşünürüz.  Halbuki bu durum farklılık gösterebilir. Örneğin; vefat edenin arkasından yoğun çaresizlik yaşayan biri kendi çocuklarının ya da yakınlarının da yoğun çaresizlik yaşayacağını düşünebilir. Tabiki ölüm beraberinde olumsuz duygular ve yas süreci getirir elbette, diğer taraftan bazılarımız sadece yasını yaşarken ek zor yaşantılar yaşamayabilir. Ölen kişinin bıraktığı anılar hep hatırlayacağı ve huzurlu hissettireceği duygular olabilir.

Ölümle ilgili düşünceler olumsuz duygular dediğimiz üzüntü öfke,çaresizlik, endişe gibi duyguların yoğun yaşanmasına neden olur. Bu duygular, kaçınılması, düşünülmemesi gereken şeyler değildir. Belli bir anksiyete oluşturduğu bir gerçek olsa da ölümle de diğer korkularla olduğu gibi yüzleşilmeli, onu analiz etmeli, ölümle uzlaşmaya varılmalı ve bu sınırlı yaşantı da neleri anlamlandırmak ve nasıl bir yaşam bırakmak istediğimiz sorularını kendimize sormalıyız.

Çünkü bir durumu inkar etmek, içsel hayatımızı daraltabilir, mantığımızı köreltebilir ve kendimizi kandırmamıza neden olabilir. Özümüzü fark etmek daha anlamlı bir hayat yaşamak için kendi yaşantımıza tümüyle bakabilmek ve bir sonu olduğunu bilmek hayatımızın elimizden uçup gitmesinin önüne geçer.

Bugün 10 Kasım. Bu vesileyle dolu dolu bir hayat yaşayıp, güzel eserler bırakan Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK’ü saygıyla anıyorum. Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, diyerek ölümle ilgili kabullenişini göstermiş ve önemli olanın yaşarken yaptıklarımız ve bıraktıklarımız olduğunu hatırlatmıştır. Karşılaştığı ölümler ve yaşadığı zorluklar içinde ölümü anlamlandırıp hayatında ve bizim hayatımızda da güneşe bakabilmeyi sağlamıştır. Minnetle.

Psikolojik Danışman Duygu CEYLAN

 

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.