0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

AA

ANKARA (AA) – Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, geçmişte darbecilerin yanında yer alan yargının, 15 Temmuz darbe teşebbüsü sırasında milletin yanında yer aldığını belirterek, “15 Temmuz’da gördük ki darbe mağdurlarının hakkını savunan, milletin hakkını, hukukunu savunan, darbecileri yargılayan ve onlardan hesap soran bir yargımız var.” dedi.

Türkiye Adalet Akademisince Yargıtay Konferans Salonu’nda düzenlenen Milletin Zaferine Giden Yolda Yargı isimli panele Bakan Tunç’un yanı sıra Yargıtay Lideri Ömer Kerkez, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Muhsin Şentürk, yargı mensupları ve akademi öğrencileri katıldı.

Panelin açılış konuşmasını yapan Bakan Tunç, 15 Temmuz’da Türk milletinin “çok büyük bir kahramanlık” sergilediğini ve dünyaya demokrasi çabasının nasıl yapılması gerektiğini gösterdiğini söyledi.

Darbe teşebbüsüne karşı emniyet güçleri, vatansever askerler ve yargı mensuplarının da çaba ettiğini vurgulayan Tunç, “O karanlık gecede ülkemizin geleceği için, bayrağımız için şehitler verdik.” diye konuştu.

Türk demokrasi tarihini “darbeler tarihi” olarak niteleyen Tunç, 27 Mayıs 1960 darbesiyle ulusal iradenin önünün kesildiğini, 1971’de muhtırayla demokrasiye müdahale edildiğini, 12 Eylül 1980 darbesiyle ulusal iradenin önünün bir sefer daha kesildiğini anımsatarak, “Darbecilere çanak tutan, yardım eden bir yargı sistemi vardı. Darbecileri değil de darbe mağdurlarını yargılayan yargı sistemi vardı.” sözlerini kullandı.

Bakan Tunç, 90’lı yıllarda 28 Şubat postmodern darbesiyle seçilmiş hükümetin antidemokratik bir formda düşürüldüğünü, AK Parti’nin kuruluşundan sonra da kapatma davasıyla karşı karşıya kaldığını lisana getirdi.

Darbeci vesayetçi anlayışın 2000’li yıllarda çeşitli olaylarla başarılı olmaya çalıştığını, son olarak 15 Temmuz’da darbe teşebbüsünde bulunulduğunu aktaran Tunç, darbecilerin planlarının ise istedikleri üzere yürümediğini kaydetti.

Tunç, darbe teşebbüsü sırasında birçok yerin darbeciler tarafından amaç alındığını hatırlatarak, şöyle devam etti:

“Vatansever vatandaşlarımız tankların önüne geçerek vücutlarıyla mani olmaya çalıştı. Meclis bombalandı. Milletvekillerimiz çabucak Meclis’e koştu ve darbeye karşı direneceklerini, ‘Bomba da atsanız buradayız’ dedi. Dönemin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ kürsüde konuşma yaparken, üstten bombalar yağıyordu. Düşmanın yapmadığını içimizdeki hainler yapmak istediler. Kurtuluş Savaşı’nda Polatlı’dan beri geçemeyen düşman, maalesef içimizdeki düşmanlar, o maşalar, o emperyalizmin maşaları Meclis’i bombalayabildiler.”

“Darbeciyle hukuk içerisinde uğraş eden bir tutum sergilendi”

Adalet Bakanı Tunç, devlet kademesindeki görevlilerin 15 Temmuz darbe teşebbüsünün akabinde Hakimler ve Savcılar Kurulu üyeleriyle “darbecilerle nasıl gayret edileceği” konusunda çalışma yaptığını aktardı.

Bu kapsamda 20 Temmuz’da fevkalâde hal (OHAL) ilan edildiğini anımsatan Tunç, “20 Temmuz bir karşı darbedir”, “Siz denetimli darbe yaptınız”, “Bu bir oyundur, tiyatrodan ibarettir” diyenlerin de bulunduğunu lakin kelam konusu sürecin hukuk çerçevesinde sürdürüldüğünü kaydetti.

OHAL kararnameleri sonrası FETÖ ile iltisaklı bireylerin ihraç edildiğini hatırlatan Tunç, “Bu örgütün ayıklanma süreci de kısa vakitte olacak üzere değildi. Kamudan ihraçlar içeren, FETÖ ile irtibatı ve iltisaklı olduğu bedellendirilen kurum ve kuruluşların kapatılmasına yönelik kararnameler Meclis’e gönderildi.” bilgisini paylaştı.

Bunun yanı sıra hak arama yolunun da açık tutulduğunu vurgulayan Tunç, “Kararnameler Anayasa Mahkemesinin kontrolüne tabi hale geldi. Bu derece demokratik, hukuk devletine saygılı, darbeciyle hukuk içerisinde uğraş eden bir tavır sergilendi.” değerlendirmesinde bulundu.

Bakan Tunç, FETÖ kapsamında 125 bin kişinin yargılanması sonucu mahkumiyet kararı aldığını, 289 darbe davasının da sonuca bağlandığını bildirdi.

“Terör bir insanlık hatasıdır, darbe bir terör eylemidir”

Adalet Bakanı Tunç, darbe girişiminden evvel ve sonra firar eden örgüt mensuplarının bulunduğunu, kelam konusu şahıslarla ilgili iade taleplerinin hala devam ettiğini lisana getirdi.

FETÖ mensuplarının iadesi konusunda birtakım “müttefik” ülkelerin kayıtsız kaldığını ve ikiyüzlü davrandığını belirten Tunç, kelamlarını şöyle sürdürdü:

“‘İnsan haklarına saygılıyız’, ‘demokrasinin beşiğiyiz’ diyen ülkeler, maalesef Türkiye’nin insan hakları ve demokrasi gayretinde yanında olmadı. Amerika Birleşik Devletleri; FETÖ elebaşısı darbe teşebbüsünden yıllar evvel orada konuşlandırıldı. Ona orada bir karargah kuruldu ve oradan örgütü yönetti. Ve ABD’nin denetiminde bunları gerçekleştirdi. 7 iade talebimiz var, 30’a yakın kabahat var. Tüm bunlar delileriyle sabit. Akıncı Üssü’nde o gece sivil imamlar suçüstü yakalandı. Bunların FETÖ elebaşıyla irtibatı ortada ancak iade belgelerimiz bir türlü ABD Adalet Bakanlığından yargı makamlarına ulaştırılmadı. Avrupa Birliği ülkeleri; başta Almanya olmak üzere FETÖ elebaşlarını, irtibat ve iltisaklılarını konuk etmeye devam ediyor. Dost ülkelerin temsilcileri, Adalet Bakanları Türkiye’ye geldiğinde daima bunları söz ediyoruz. Terör bir insanlık hatasıdır, darbe bir terör hareketidir. O nedenle, ‘bu insanlık cürmü, günü gelir sizin de başınıza geldiğinde bununla uğraş etmek milletlerarası işbirliğini gerektirir’ diyoruz. Her keresinde onlara bunu izah ediyoruz.”

“Darbecileri yargılayan ve onlardan hesap soran bir yargımız var”

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 15 Temmuz’da yargının “büyük bir kahramanlık” gösterdiğini ve milletin yanında durduğunu vurguladı.

Geçmiş darbelerden ders çıkarıldığını ve yargının 15 Temmuz’da darbecilerden yana hal almadığını lisana getiren Tunç, şu tabirleri kullandı:

“1960 darbesinde, 71 muhtırasında, 1980 darbesinde, 28 Şubat postmodern darbesinde darbecilerin yanında duran bir yargı sistemi vardı, vesayetçi anlayışına, darbeci anlayışa, Yassıada zihniyetine mensup bir yargımız vardı maalesef. Bunu üzülerek söylüyorum. Lakin bunlardan ders çıkardık. O gün darbecilerin yanında duran, darbe mağdurlarını yargılayan bir yargımız varken, 15 Temmuz’da gördük ki darbe mağdurlarının hakkını savunan, milletin hakkını, hukukunu savunan, darbecileri yakalayan, gözaltı yapan, soruşturan, yargılayan ve onlardan hesap soran bir yargımız var. İşte bu yargımızla biz onur, gurur duyuyoruz. Yargımız her zamankinden daha bağımsız ve tarafsız bir biçimde yoluna devam ediyor.”

Yargının bağımsız ve tarafsızlığı konusunda birtakım tenkitlerin bulunduğunu anımsatan Tunç, kusurlu kararların düzeltilebileceğini lakin 24 bin hakim ve savcının bir yanlış karar üzerinden töhmet altında bırakılmaması gerektiğini bildirdi.

Bakan Tunç, “15 Temmuz’da gördük ki yargı mensuplarımız milletin yargısı olarak iş başında o nedenle tarafsız ve bağımsız yargımıza güvenmeye devam edeceğiz.” sözlerini kullandı.

“Yargı 15 Temmuz’dan yüzünün akıyla çıktı”

Türkiye Adalet Akademisi Başkanı Muhittin Özdemir, panelde yaptığı konuşmada, 15 Temmuz’da Türk milletinin hain darbe teşebbüsüne karşı durduğunu, vatansever askerlerin ve siyasi iradenin de duruşuyla darbe teşebbüsünün akamete uğratıldığını lisana getirdi.

Demokratik ülkelerde yargı kurumlarının hak ve özgürlüklerin yanında yer aldığını belirten Özdemir, “Türkiye’de yaşanan bütün darbe ve muhtıralarda yeterli bir imtihan veremeyen yargı, 15 Temmuz hain darbe teşebbüsünde, teşebbüsün önündeki en büyük mahzurlardan biri olmuş ve bu imtihandan yüzünün akıyla çıkmıştır.” diye konuştu.

Türkiye Adalet Akademisinin vazifesinin hukuka bağlı hakim ve savcılar yetiştirmek olduğunu kaydeden Özdemir, panelin hakim savcı adaylarına katkı sağlayacağına inandığını söyledi.

Muhabir: İsmet Karakaş,Abdullah Sarica