0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

AA

ANKARA (AA) – Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından, Kıbrıs Adası’na barış ve huzur getirmek emeliyle birincisi 20 Temmuz 1974, ikincisi 14 Ağustos’ta iki kısım halinde düzenlenen Kıbrıs Barış Harekatı’nın üzerinden 50 yıl geçti.

Harekat başladığında Etimesgut Zırhlı Birlikler Okulunda misyonlu olan, 79 yaşındaki emekli Tankçı Kıdemli Albay İzzettin Çopur, anılarını AA muhabirine anlattı.

Kıbrıs gazisi Çopur, 4-5 Ağustos’ta mühimmat ve tankların Ada’ya intikal ettirilmesi buyruğu verildiğini, Ankara Gazi İstasyonu’ndan Mersin’e tren yoluyla 1,5 günde tanklarla ulaştıklarını söyledi.

Mersin Limanı’nda beklemeden gemilere tankları yüklediklerini belirten Çopur, “Tanklarımız Mersin’e gelinceye kadar seyahatimizde Yozgat Yerköy’de durduk ve istasyonunun sağında bayanlar, solunda erkekler vardı. Bizi alkışlarla karşıladılar. Türk halkı çok büyük istekli. Bizi çok hoş uğurladılar. Bu sevgi askerimizi ağlattı. Vagonlara zerzevat, meyve, ekmek yüklediler. Koyun bile ikram ettiler ancak alamazdık. Kur’an-ı Kerim ve Türk bayrağı ikram ettiler. Daha sonra Harbiye’deki askeri müzeye ikram ettim, orada sergileniyor.” diye konuştu.

“Kıbrıs Barış Harekatı ile 245 metrekarelik bir bölge, hudut sınırı el ele geçirmiş oldu”

Mersin’den gemilerle gittikleri yol boyunca Beşparmak Dağları’nı gözetlediklerini ve o sırada Türk Hava Kuvvetlerinin Rumların silah mevzilerini bombaladığını anlatan Çopur, “İftihar ediyorduk Hava Kuvvetlerimizin başarısıyla. Bize motivasyon oluyordu.” dedi.

Çopur, 14 Ağustos’taki “Ayşe tatile çıktı.” parolasıyla başlayan harekatta 17 tanktan oluşan bölüğüyle misyon yaptığını, Ada’ya çıkarma sırasında şehit olması münasebetiyle sonradan Üsteğmen Yavuz Sokullu’nun ismi verilen “Beş Mil” plajından çıktıklarını kaydetti.

Lefkoşa’nın kuzeyindeki Meriç köyüne taarruz etmek için yola çıktıklarında yaşadıklarını anlatan Çopur, şöyle konuştu:

“Karşı tarafta Rum bölgesinde 4-5 Rus menşeli tank gördük. Ateş etmeye başladılar. 17 tank ve 14 mekanize piyade bölüğü paletli taşıyıcısı M113 ile ilerliyorduk ancak durakladık. 5’nci tankın sürücüsü bana geldi, ‘Komutanım, teğmenim ile çavuşum şehit oldu.’ dedi. Rumların ateşine maruz kalmışlardı, yeni mezundu teğmenimiz. Savaş ortamında hayatınız garanti değil. ‘Savaş sırasında öleceğiz, şehit olacağız.’ üzere fikirler aklımıza gelmedi. 17 tankta, 102 askerimiz vardı, 4 askerimiz şehit oldu. Şehitlerimizi Kıbrıs’a defnettik. Meriç köyünü 2,5 günde kazandık, akabinde Paşaköy’e vararak Kıbrıs Türklerinin güvenliğini sağladık. Magosa’ya yöneldiğimizde tankımdan indim, taraf tayin etmeye çalışıyordum pusulayla. Karşıda Rumlar, bölüğümüze ateş açtı. Başımın üstünden mermiler geçiyordu. Tam siper yaparak yara almadan kurtuldum. Öbür bir bölüğümüz o saatlerde Magosa kalesini ele geçirdi. 10 bine yakın Türk’ün kurtuluşu sağlandı.”

Çopur, 17 Ağustos’ta kumandanlarının Magosa’nın güneyi Agamemnon bölgesine gitme buyruğu verdiğini, buranın tehlikeli bir yer olduğunu lisana getirerek, şöyle devam etti:

“Fakat Rumlar kaçtıklarından önümüz açıldı. İngiliz üssündeki Rum birlikleri bizi amaç aldı. Kıbrıs Barış Harekatı boyunca alayla, taburla irtibatımız yoktu. Tüm aygıtlarımız hoştu ama Rumlar ve Yunanlar telsiz karıştırma yaptıklarından buyruk veremiyorsunuz, bilgi alamıyorsunuz. Buyruk almadan, inisiyatif alarak düşman mevzilerine ateş açtık. 10-15 dakika sonra bir kilometre aradaki düşman birlikleri temizlenmişti. Kıbrıs Barış Harekatı ile 245 metrekarelik bir bölge, hudut çizgisi el ele geçirmiş oldu. Agamemnon bölgesi son sınırı. Lefke hudut çizgisini da 28. ve 30. tümen oluşturdu. Karpaz ele geçirildi. Lefke, Omorfo düşmandan temizlendi.”

“Harekata giderken 2 yıllık evliydim”

ABD’nin karşı çıkmasına karşın harekatın muvaffakiyetle tamamlandığını belirten Çopur, “Harekata giderken 2 yıllık evliydim. Tüm kalbimizle gittik, vatansever ve milliyetçilik hislerimiz çok yüksekti. Kıbrıs Barış Harekatı olmasaydı Kıbrıs, Girit olurdu. Osmanlı Devleti, Girit’e askeri harekat yapmayınca elden çıktı. Kıbrıs’a müdahale yapılmasaydı Türkleri imha edeceklerdi ve toprağına el koyacaklardı. Yunanistan’a Girit üzere bağlayacaklardı. Türk kıyıları tehlikeye girerdi.” dedi.

Harekattan sonra 6 ay daha Kıbrıs’ta vazife yaptığını söz eden Çopur, emekli olduktan sonra imtihanla 150 kişi ortasından seçilip Arşiv ve Askeri Tarih Daire Başkanlığında 8 yıl çalıştığını ve araştırma yaparak 4 kitap yazdığını söyledi.

Muhabir: Yasemin Kalyoncuoğlu