Karadeniz Bölgesi yoğun çekişmelerin odağında olan tartışmalı bir alandır. Bu, bölgenin hızla
değişen dinamikleri, karmaşık gerçekleri, bölge dışı güçlerin çıkarları ve bölgenin dünyanın
geri kalanıyla ilişkilerinin bir yansımasıdır. Bölgenin, kuzeyi güneye ve doğuyu batıya bağlayan
stratejik konumunun yanı sıra, önemli petrol, gaz, taşımacılık ve ticaret rotalarının üzerinde yer
alması önemini giderek artırmaktadır.
Ne var ki, bölgeye yönelik bunca ilgiye rağmen, bölgenin asıl öncelikleri ve ihtiyaçları hala
büyük ölçüde göz ardı edilmektedir. Bu bir dereceye kadar, bölgesel aktörlerin gelecek için
ortak bir vizyonda birleşememelerine bağlanabilir. Karadeniz’in bölgeler arası bir bölge olarak
ortaya çıkması ve güçlü iç ve dış aktörlerin birbirleriyle çatışan çıkarları, bölge için gereken
odaklanmayı engelleyerek, işbirliğinin olası olumlu sonuçlarını zayıflatmaktadır. Bu nedenle,
tüm sorunları ve öncelikleriyle birlikte bölgenin acilen yeniden değerlendirilmesine ihtiyaç
duyulmaktadır. Bu, ilgili tüm aktörlerin ne yapılması gerektiğini daha iyi anlamalarını ve
sorunlara yaratıcı şekilde yaklaşabilmelerini sağlayacak, böylece bölgenin güvenliği, istikrarı
ve refahını arttıracaktır. Barışçıl ve işbirliği içinde bir Karadeniz Bölgesi ise herkesin yararına
olacaktır.
Karadeniz Komisyonu tüm bunları akılda tutarak ve kapsayıcı bir yaklaşımla, bu raporda ‘barış
ve güvenlik’, ‘ekonomik gelişme ve refah’, ‘demokratik kurumlar ve iyi yönetişim’ ve son olarak
‘bölgesel işbirliği’ olmak üzere dört önemli alanda tüm paydaşların ihtiyaç, öncelik ve çıkarlarını
dikkate alan kapsamlı bir strateji sunmaya çalışmıştır. Komisyon, bölgenin geleceğinin daha
fazla demokratikleşme ve dünyanın geri kalanıyla daha fazla ekonomik bütünleşmede yattığı
sonucuna varmıştır.
Bu raporun hazırlanmasının ardındaki temel neden, bölgedeki jeopolitik istikrarsızlığın artması
ve bunun belirli bölgelerde savaşa yol açabilme ihtimalidir. Bölgenin çözülmemiş çatışmaları
ekonomik gelişmeyi geciktirmelerinin yanı sıra, büyük krizlere neden olma potansiyelini de
bünyelerinde barındırmaktadır. Söz konusu çatışmalar, bölgesel istikrara ve güvenliğe etki
etmekte ve çözümlenmedikleri takdirde uluslararası ortamda dallanıp budaklanma tehlikesi
içermektedir. Öte yandan Komisyon kaynaştırıcı, gelişmiş, entegre ve istikrarlı bir bölgenin
ortaya çıkartılabileceğine samimi şekilde inanmaktadır. Bunun gerçekleştirilebilmesi için:
• Bölgesel aktörler siyasi ilişkilerinde güç kullanımından vazgeçmeli ve birbirlerinin toprak
bütünlüğüne, sınırların ihlal edilmezliğine, uluslararası anlaşmalara ve ilişkilerinde
hukukun üstünlüğüne saygı göstermelidirler.
• Bölge dışından olmasına rağmen bölgede çıkarları olan ülkeler iyi yönetişimin
sağlamlaştırılması, karşılıklı dayanışmanın yaratılması ve Karadeniz siyaseti ve
ekonomisinin bölgeselleştirilmesi konusundaki çabaları desteklemelidirler.
• Uluslararası toplum anlaşmazlıkların barışçıl şekilde çözülmesi yönündeki faaliyetlerin yanı
sıra, işbirliği çabalarını ve güven-arttırıcı önlemleri teşvik etmelidir.
Karadeniz siyasetine yaklaşım bölgesel olduğunda en iyi sonucu verecektir. İlgili devletler
bölgesel sorunlara bölgesel çözümler aramaya teşvik edilmelidir. Paydaşlar görevlerin
üstesinden birlikte gelme ihtiyacıyla yüzleşmeli ve iş dünyası ve sivil toplum kuruluşları gibi
hükümetler dışı aktörlerin sorunların çözümünde rol almasına izin vermelidirler. Bu nedenle
Komisyon şunları önermektedir:
2020 Vizyonu – Karadeniz Boyutu
Bölgedeki aktörler ve ülkelerin katılımıyla 2020 yılına odaklanan yeni bir kapsayıcı kavram ve
politika olarak Karadeniz Boyutu oluşturulmalıdır. Bu, bölgedeki değişimlere önceden hazırlıklı
biçimde bölgesel işbirliğini teşvik etmeyi hedeflemektedir. 2020 Vizyonu ilgili teşebbüslerin
bütünleşmesinin altını çizecek bir stratejiye ihtiyaç duymaktadır.
Karadenizde bölgeselleşmenin geliştirilip güçlendirilmesi
Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü’nün (KEİ) yenilenmesi gerekmektedir. 2012’de yapılacak
20. yıl zirvesi, üyelerin bölgesel işbirliğine bağlılıklarının yenilenmesi ve KEİ’nin daha geniş
nüfuza sahip, daha işlevsel bir örgüte dönüştürülmesi için bir fırsat olmalıdır. KEİ’nin yeniden
doğuşu, gelişen rolü ve artan bölgesel önemi yeni bir isimle sembolize edilebilir. Örgüte yeni
bir isim, flama ve logo bulunması amacıyla bölgede herkese açık, bölgesel bilinci arttırıcı bir
yarışma düzenlenebilir.
Sorunlarla başa çıkma
Bölgenin uzun süredir devam eden ihtilafları ve diğer önemli sorunlarının üstesinden gelmek
amacıyla bir üst düzey danışma grubu oluşturulmalıdır. İlgili konularda bir dizi güven arttırıcı
önlem alınmalı ve planlı bir güvenlik diyalogu kurulmalıdır. Üst düzey grubun çalışmasının nihai
hedefi, Karadeniz’e ilişkin bölge devletlerini ve uluslararası paydaşları içeren, tercihen zirve
düzeyinde uluslararası bir toplantının gerçekleştirilmesi olmalıdır.
Ortak zorluklar ve gerçek ihtiyaçlara karşılık gelen ekonomik konulara odaklanma Karadeniz
etrafındaki bölgesel işbirliğinin öncü felsefesi sürdürülebilir kalkınma prensipleri olmalıdır.
İklim değişikliğinin sonuçlarına karşı üretilecek akılcı çözümler ve doğal, insani ve toplumsal
kaynakların sorumluluk bilinciyle kullanılması, ulusal ve bölgesel düzeyde uyumlu
politikalara dönüştürülmesi gereken kalkınma modeli için önemli bileşenlerdir. İş ortamını
geliştirmek ve sınırlar ötesi ekonomik faaliyetleri artırmak için ilgili ülke yetkilileri arasında
düzenli siyasi diyalog kuracak politikalar uygulanmalıdır.
Tüm kademelerde bölgesel işbirliği planlarının geliştirilip düzenlenmesi Bölgenin
potansiyelini tam olarak gerçekleştirebilmesi için hâlihazırda mevcut çok sayıdaki işbirliği
programı ve teşebbüsü arasında koordinasyonun sağlanması gereklidir. Bölgenin
gelişmesinde sivil toplumun da rol almasının sağlanması için alışılmış yukarıdan-aşağı
yaklaşımın ötesine geçilmesi şarttır. Ulusal yerine bölgesel düzeyde ele alınacak konuların
belirlenmesi önceliklidir. Daha önce benzer konularla uğraşmış ve uğraşmakta olan Baltık,
Balkanlar, ya da Tuna gibi bölgelerin deneyimlerinden dersler çıkarılmalıdır.
Kültürlerarası diyalogun geliştirilmesi
Karadeniz halkları arasında kültürler ve inançlar arası diyalogun güçlendirilmesi ve
desteklenmesi gereklidir. Üniversiteler arasındaki işbirliği güçlendirilmeli ve bölgedeki
gazetecilerin, bölge hakkında ve bölge için daha fazla haber yapması sağlanmalıdır.
Profesyonel gruplar için hedefe yönelik eğitim programları geliştirilmesi Bölgedeki kamu
çalışanlarının, diplomatların, genç liderlerin, parlamenterlerin ve iş dünyası liderlerinin hedefe
yönelik eğitimine ihtiyaç vardır. Karadeniz Eğitim Akademisi kurulması böyle bir sürece yön
vermeye yardımcı olacaktır.
İyi yönetişim, sivil toplum ve soysal diyaloğun geliştirilmesi
Politika oluşturma sürecine ve bu politikaların iyi yönetişimle ilişkilendirilmesine sivil toplumun
dahil edilmesi desteklenmelidir. Sorunlu bölgeler de dahil olmak üzere, Karadeniz bölgesindeki
ülkelerde yer alan sivil toplum örgütleri arasında işbirliği sağlanması için çaba gösterilmelidir.
Ticaret odaları, işveren birlikleri, sendikalar gibi iş organizasyonları da ortak sorunlara bölgesel
çözümler bulunması hedefiyle birbirleriyle iletişim kurmaya özendirilmelidir.
HABERLER
3 gün önceHABERLER
3 gün önceKÖŞE YAZARLARI
6 gün önceKÖŞE YAZARLARI
11 gün önceKÖŞE YAZARLARI
17 gün önce