0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Gazetelerde yer alan haberlere göre; terör örgütü PKK’ya yıllardır topraklarında verdiği destekle bilinen Fransa’da, iktidar partisi Halk Hareketi Birliği (UMP) üyesi milletvekili Eric Raoult tarafından Fransa’nın Kürt sorunu hakkındaki tutumu hakkında Fransız hükümetine  (Niye Fransa hükümeti denmiyor acaba???)  yöneltilen bir soru önergesi üzerine, Kürt sorununa çözüm arayışında rol almak isteyen Kürt kökenli temsilcilerin PKK şiddeti ile aralarına mesafe koymaları gerektiğin açıklamış. Açıklamanın devamında da soruna barışçıl ve kalıcı bir çözüm arayışında saygın muhataplar olabilmeyi arzuluyorlarsa, bir yandan AB’nin terör örgütleri listesinde yer alan PKK’nın şiddetiyle aralarına net bir mesafe koymalı, diğer yandan da TBMM bünyesinde yürütüldüğü gibi Kürt sorununa çözüm için tek ve yegane yol olan politik diyaloğa bütünüyle katılmaları apaçık ve kaçınılmazdır” denildi. Türk hükümetinin 2009 yılında başlattığı ‘Kürt açılımı’ politikasının son derece olumlu olduğu da belirtilmiş.

Fransız milletvekilinin (Niye Fransalı milletvekili denmiyor acaba???) bu yaklaşımı elbette ki doğrudur. Fakat özellikle Avrupalı müttefiklerimiz (nasıl müttefiklerse) hep çifte standartlı olmuş ve Türk, Müslüman ve Türkiye aleyhinde her işe çanak tutmuşlar ve hatta ödüllendirmişlerdir. Yıllardır bölücü  Kürtçü katillerin  sığınma, barınma, saklanma, örgütlenme, yazılı ve görsel yayınlar yapma, muhtelif eylemlere katılma ve para toplamalarına, uyuşturucu ticareti yapmak dahil  finansal destek için her türlü usulsüzlüklerine göz yummuşlardır. Batılı müttefiklerimiz (!!!) kendileri terörle  aralarına mesafe koyamadıkları için bebek, kadın, öğretmen, asker, polis katilleri Avrupa’da ellerini kollarını sallayarak rahatça dolaşabilmişlerdir.

ALMAN VAKIFLARI

Başbakan Erdoğan’ın bazı Alman Vakıfları tarafından Türkiye’deki bir kısım belediyeler aracılığıyla  terör örgütüne kaynak aktarıldığını açıklamasıyla konu gündeme gelmiştir. Sabah gazetesinin haberine göre; Avrupa’nın Türkiye üzerinden terör örgütü PKK’ya bankalar aracılığıyla aktardığı kara para trafiği ilk kez resmi olarak ortaya konmuş. PKK’ya son bir yıl içinde kuryeler aracılığıyla aktarılan para 200 milyon Euro’yu, bankacılık sistemi ile aktarılan para ise 20 milyon Euro’yu geçmiş. Verilere göre ayrıca PKK, Avrupa’da derneklerin düzenlediği organizasyonlarla yılda yaklaşık 150 milyon Euro gelir elde ettiği, paraların ağırlıklı olarak Almanya, Hollanda, Danimarka ve Fransa başta olmak üzere 14 Avrupa ülkesinin tamamında dolaşım yaptığı da belirlenmiş. İstihbarat tarafından belirlenen terörün finansmanına destek veren şüpheli kurum ve kişilerin listesine göre, direk para transferi yapan kuruluşlar arasında vakıf ve derneklerin başı çektiği, Avrupa ülkelerinde, PKK’ya destek veren yaklaşık 200 dernek ve vakfın bulunduğu belirtiliyor. PKK para trafiğini Kürt Demokratik Halk Birlikleri (ERNK) düzenliyor. Birliğe bağlı Kürt Ulusal Kongresi ve Avrupa Kürt Dernekleri Konfederasyonu da örgüte gelir sağlayıcı çalışmalar yapıyor. Terör örgütünün yasaklanmasına karşın sadece Almanya’da paravan isimlerle kurduğu 40’a yakın derneği bulunuyor. Bu dernek ve vakıflar aracılığıyla Avrupa’da yaşayan Kürt kökenli vatandaşlardan bağış adı altında para toplanıyor. Film gibi değil mi! Yıllardır bu ve benzeri konuları dile getirdiğimizde, paranoya bunlar diyen eş-dost şimdi ne diyecek acaba?  Hükümet tarafından Avrupalı sözde müttefiklerimizin yediği haltlar il defa açıkça dile getirilmekte ve ismen belirtilmektedir. Bu 14 Avrupalı içinde Almanya, Yunanistan, Romanya, Hollanda, İtalya, İngiltere, Fransa, Avusturya, İsviçre, İsveç, Norveç, Finlandiya, İspanya, İrlanda’nın isimleri zikredilmiştir.

Gelelim Somali’ye, zengin doğalgaz kaynakları barındıran, bu kaynakların arama ve işletme ruhsatını büyük oranda Batılı şirketlere veren Somali’de yeniden iç savaş tamtamları çalıyor. Türkiye’nin bölgede sahne alması ciddi rahatsızlık doğuruyor. Türkiye’den burs almak için Mogadişu’da eğitim bakanlığının önünde sıra bekleyenler arasında bomba patlatılarak onlarca insan katledildi. Bölgede kendilerinden başkasının varolmasını istemeyen Batılılar’ın bir oyunu bence. Demek ki Türkiye artık büyük oynuyor. İçerde  hainlerle mücadeleyi sekteye uğratmadıktan sonra  bu vizyonun sürdürülmesinde fayda var.