Bu başlığı BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın depremle ilgili yorumdan aldım. “Türkiye’nin dört bir yanından gelen yardımlarda “Kardeş kokusu, kardeş selamı var. Herkese teşekkürler” demiş… Türk milletinin, alicenaplığını, karakterinin yüceliğini ve kardeşlik duygusunun anlamını idrak edebilmek için illa felaket mi olması gerekirdi? Etle-tırnak gibi birbirine kaynaşmış bu milletin arasına nifak sokmak, terörden medet umarak kardeş kanı dökmek insanlığa karşı işlenmiş en büyük suçtur denildiğinde savaştan şehvetle bahsedenler halkın gerçeğini görebildiler mi acaba? Yazılarımda teröre ve destekçilerine karşı olduğumu yazdığımda Kürt olduğu imasıyla alçakça hakaret ve tehdit dolu mesaj atan, ilkel zavallı bu gerçeği görebiliyor mu acaba? Unutulmasın ki “Kuştan korkan darı ekmezmiş”. Biz ömrümüzü büyük Türk milletinin hizmetinde geçirmiş, tecrübelerimizi ve olayların ardındaki muhtemel oyunları aydınlatma gayreti içinde geçmişten ders alarak gerçeklere ışık tutmaya çalışıyoruz. Ben olmasam da başkaları bunları yazacak, anlatacaktır. Tehdit ve hakaretler tarihin her devrinde olmuşsa da bugüne kadar gerçeklerin yaşatılmasına ve paylaşılmasına engel olamamıştır ve olamayacaktır.
MAYA BOZULMAMIŞ
Kim ne derse desin tüm olumsuz gayretler bu milletin mayasını henüz daha bozamamış ki Van’daki depreme yardım için herkes seferber oldu. Şehit cenazelerinin acısı henüz çok taze olmasına ve deprem bölgesinde görev yapan askerlerimize uzun namlulu silahlarla ateş açılmasına rağmen içgüdüsel dahi olsa “oh olsun” denilmesine pirim verilmedi. Diyanet İşleri Başkanı’nın “Gönül faylarımız sağlam” sözü ile gerek Sayın Başbakan ve gerekse Sayın Bahçeli başta olmak üzere ilgililerin her türlü ayrımcılığa karşı duran söz ve tavırları genel düşünceyi yansıtması bakımından anlamlı ve takdire şayandı. Görüldüğü gibi felaketler etnik kökene, siyasi görüşe, taraftar olduğu kulübe, dini inanca ve ibadetini yapıp yapmadığına bakmıyor. Ülkemiz üzerinde oynanmak istenen oyun da kitlesel çatışmaya dönüşürse sonuçları itibariyle doğal afetle aynı etkiyi yapacak, ayrım gözetmeksizin herkesi yıkıp ezecektir. Tarihimiz bu konuda zengin bir laboratuardır. Geçmişte Balkanlarda, Kafkaslarda, Ortadoğu’da yaşananları öğrenmek ve ders almak gerekir. Unutmayın ki bugün insan hakları, demokrasi hukuk vs. diyenler, sömürgelerinde insanlara hayvanca muamele edenlerdi. İşgal ettikleri ülke halklarının ırzına tecavüz edip namuslarını kirletenlerdi. Size özgürlük getirdik diyerek bir milyondan fazla insanı öldürenlerdi. Bu sene Libya’yı bombalayan Sarkozy geçen sene Elize Sarayı’nın bahçesine Kaddafi’nin çadır kurmasına eyvallah edendi. Onunla beraber olaya balıklama atlayan Berlusconi geçen sene Kaddafi’nin elini öpüyordu. Onlar için mühim olan çıkarlarıdır.
BÖLGE ÜLKELERİNİN TERÖRLE İMTİHANI
Bu amaçla her “değeri” işlerine geldiği gibi kullanır, işlerine gelmediğinde ise umursamazlar. Yıllardır bizdeki teröre karşı ciddi tavır almadıkları gibi, örtülü veya açıkça destek olmadılar mı? Gelelim önemli diğer bir hususa; bölücü terör örgütünün son günlerde artan kanlı eylemlerinin dış destekli olduğu, yani yabancıların taşeronluğunu yaptığı değerlendiriliyor. Yeni Şafak gazetesinde “PKK’nın İran’la ateşkes ilan ettiği, PJAK’ın İran’da siyasi alana çekildiğini, bölücü örgütün içinde 1000 Suriyeli bulunduğunu yazmış”.
Geçmişte baba Hafız Esat’ın teröristlere destek olduğu hatırlanacak olursa, bugün de Türkiye ile ilişkileri bozulan oğlunun aynı yolu kullanabileceği düşünülmelidir. Ayrıca İsrail’in bir hükümet yetkilisi tarafından biz de PKK’ya destek veririz dediği unutulmamalı. Yunanistan’ın teröristbaşını elçiliğinde sakladığı, İtalyan polisi tarafından korumaya alındığı o günün basınında yer almıştı. Bunlara ilaveten Batı dünyasının Türkiye’yi kontrol altında tutabilmek için yıllardır “Kürt kartını” kullandığını Mısırdaki sağır sultan bile biliyor. Teröristbaşı mahkemede yargılanırken yabancı gizli servislerle işbirliğini anlatmamış mıydı!!! Van’da enkazın altında can çekişen insanların acil yardım beklediği dakikalarda BDP’li Van Belediyesi’nin, depremin ilk gününde depremzedeyi bırakıp teröriste hizmete koştuğu Akit gazetesinin haberiyle ortaya çıktı. Ayrıca depremin hemen ardından “Devlet nerede” açıklamaları yaparak isyana davetiye çıkaran BDPli vekillerin depremin 2. günü deprem mağdurlarını bırakıp terörist taziyesine giderken vicdanları sızlamasa da vatandaş olan biteni görüyor.
Kendileri ve çocukları lüks bir yaşam süren BDPlilerin, Van’a yardımda bulunmamasına bir eleştiri de Kürtlere hitap eden Nasname sitesinden geldi. Sitede yer alan yazıda, “Kürtlerin kanından, canından, malından beslenerek bir saltanat kurdunuz ve bu saltanatın nimetlerinden sadece bir avuç asalak yararlanıyor; Kürtler sizin umurunuzda değil” ifadelerine yer verildi. Bu arada, PKK’lı canilerin Hakkari’de yapmak istedikleri eyleme karşı esnafın tepki göstererek kovalaması halkın terörden bıktığının ve sabrının sonuna gelindiğinin göstergesidir. Lütfen biraz insaf , izan ve vicdan. Van’da hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diler, deprem mağdurlarına geçmiş olsun dileklerimi sunarım.
ARAŞTIRMA-İNCELEME
4 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
6 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
6 gün önceHABERLER
9 gün önceHABERLER
13 gün önce