Bizim ülkemiz etnik topluluğu fazla bir ülke olduğu için başlıca sayısı daha fazla olan Makedon, Arnavut ve Türk milli mensuplarının kendi dillerinde okuma hakları vardır. Türkçe eğitim de benim ailemin kararıydı, o zaman o kararı aldıkları için de onlara gerçekten minnettarım.
İZZET KARASU/MANİSA
Yurt dışında eğitim, birçok gencimizin hayalini süsleyen bir konu. Ekonomik, sosyal ve kültürel anlamda ilk başlarda çeşitli zorlukları olmasına rağmen, farklı kültürler ile geçirdiği zaman dilimi içinde, kişiye sağladığı tecrübeler ile olaylara farklı açılardan yaklaşma yeteneğini kazandırır. Ailenizden uzakta farklı bir kültürde geçirdiğiniz zaman sizi olgunlaştırmakla beraber, yeni ortamlara ve yeni insanlara kolay adapte olma özelliği, problem çözmeye yönelik sonuç odaklı bakış açısı ve bağımsız ve açık görüşlü tavır ile bambaşka bir kişiliğe bürünürsünüz. Geçenlerde Manisalı çok değerli yakın dostlarım Azem Güneş, Halit Vardar ve Selam Akşen ile sohbet ederken, Makedonya Gostivar kentinden İzmir Ege Üniversitesi’ni burslu kazanmış bir yakın akrabalarının olduğunu öğrendim. Azem Güneş ile birlikte geçen hafta eğitim gördüğü kampüste kendisini ziyaret ettiğimiz Suada İbrahimi kardeşim ile çok değerli Balkan Günlüğü Gazetesi okuyucuları için bir röportaj yaptım.
İnanın yeni insan ve ortamlara adapte özelliğini çoktan kazanmış, kendine özgüveni tavan yapmış, akıcı Türkçesi ile oldukça kendini geliştirmiş, kültürlü ve açık görüşlü bu genç kardeşim ile yaptığım röportajı keyifle okuyacağınızı düşünüyorum.
Bize öncelikle kendinizi tanıtır mısınız?
Merhaba, benim adım Suada İbraimi, 20 yaşındayım ve Makedonya’nın Gostivar şehrinden geldim.
Üniversite eğitimi için neden Türkiye’yi tercih ettiniz ? Burada okumak için hangi sınava giriyorsunuz?
Öncelikle Türkiye’yi sevdiğim için ve geldiğimiz sistem bize uygun olanaklar sağladığı için tercih ettim diyebilirim. Tabii ki bunun yanında eğitim kalitesini de araştırdım ve hocalarıma danıştım, lise hocalarımın çoğu da Türkiye’de eğitim görmüş oldukları için doğru bilgilere ulaşıp sınavlara girmeye karar verdim. ÖSYM tarafından hazırlanan genel yetenek ve dil sınavlarına tabi tutulduktan sonra tercihlerimize göre uygun yerlere yerleştirmeler yapıldı.
Hangi okul ve bölümü tercih ettiniz?
Ben Ege Üniversitesi Ziraat Mühendisliği Tarım Ekonomisi bölümünü tercih ettim. Nedenlerine gelince. Öncelikle bizim kontenjanlarımızın sınırlı olduğunu belirtmek istiyorum. O sınırlı bölümler içinde kendime hem üniversite tercihi ve kalitesi açısından, hem meslek hem de şehir açısından bu tercihi uygun gördüm. İktisat yönlendirmeli lise okuduğum için lisans eğitimimi kesinlikle o yönde devam etmeyi istiyordum. Bana göre bu bölümde ekonomi ve ziraat bağlantısı çok mantıklı bir şekilde kurulmuş ve bize mesleğimiz açısından çok kapsamlı olanaklar sunmaktadır. Bunun dışında Makedonya bildiğimiz gibi bir tarım ülkesidir ve ben geleceğini de o sektörde görüyorum, o sektörün bir parçası olabilmek ve katkıda bulunabilmek benim için çok önemlidir.
ANA SINIFINDAN İTİBAREN TÜRKÇE ÖĞRENİM
Türkçe’yi çok iyi konuştuğunuzu gördüm. Türkçe’yi nerede ve nasıl öğrendiniz?
Evet Türkçe biliyorum. Makedonya’da eğitimim anaokulundan başlayarak liseye kadar Türk dilinde gerçekleştiği için, Türkçeyi kolay öğrendim diyebilirim. Bizim ülkemiz multietnik ülke olduğu için başlıca sayısı daha fazla olan Makedon, Arnavut ve Türk milli mensuplarının kendi dillerinde okuma hakları vardır. Türkçe eğitim de benim ailemin kararıydı, o zaman o kararı aldıkları için de onlara gerçekten minnettarım.
Okul arkadaşlarınızın size bakış açısı ve yaklaşımı nasıl?
Bakış açıları tabii ki kişiden kişiye değişiyor fakat genelleme yapmam gerekiyorsa pozitif izlenimlerim var. Sınıfımızda benim dışımda da yabancılar var ve buradaki öğrencilerin bu duruma bakış açıları genelde olumludur. Çoğu arkadaş ve hocalarımız Türkiye’yi seçtiğimiz için ayrıca gurur duyuyorlar. Üniversite hayatında yeni kişiler tanırken Türkiye öğrencileri için farklı diller bilmenin çok önemli olduğunu anlıyorum ve yabancı uyruklu öğrencilerin genelde birkaç dil bilmeleri çok hoş karşılanmaktadır.
Türkiye’de yakınlarınız var mı ?
Evet Türkiye’de özellikle Manisa’da çok yakınlarım var. Makedonya’da olduğu kadar hatta fazla diyebilirim. Sağ olsunlar hepsi çok yardımcı oluyor sürekli arayıp soruyorlar, bana ailemin yokluğunu hissettirmemeye çalışıyorlar, bunu bilmekte çok güzel bir şeydir benim için. Boş zamanlarımda sürekli Manisa’ya gidiyorum. Şimdiye kadar da çoğu düğün, eğlence ve kültürel olaylara katıldım.
Öörneğin geçen yıl Uluslararası Manisa Mesir Festivali’ne gitmiştim ve akrabalarımla çok güzel zaman geçirdim. Bu yıl da okuldaki diğer arkadaşlarımla yine gitmeyi düşünüyoruz.
DÜĞÜNLERİN MAKEDONYA’DAN FARKI YOK
Yakınlarınızı sık sık ziyaret ettiğinize göre burada yaşatılmaya çalışılan gelenek ve görenekleri nasıl buluyorsunuz?
Açıkçası ilk geldiğim ve düğün, nişan gibi törenlere katıldığım zaman çok şaşırmıştım, bu pozitif yöndeydi tabii. Yaşatıldığını hep duyardık biz büyüklerimizden fakat bu kadarını gerçekten beklemiyordum. Kendimi Makedonya’da yakınımın herhangi bir düğününde gibi hissetmiştim. Kıyafet, şarkılar adetler her şey bizde olduğu gibi uygulanıyor ve çok güzel bir şekilde korunmuş gerçekten. Dil de aynı şekilde, tabii ki yeni nesillerde maalesef şartlar gereği korunamıyor. Fakat büyüklerimizin hepsi Makedonca’yı oradan göç ettikleri zaman gibi konuşuyorlar. Aradan o yıllar geçmemiş gibi, zaman durmuş sanki…
Türkiye ile Makedonya arasındaki siyasi, kültürel ve ekonomik ilişkiler hakkında neler söylemek istersiniz?
Türkiye ile Makedonya arasındaki ilişkiler hakkında pozitif görüşlerim var ve her açıdan bu ilişkilerin sürdürmeye çalışıldığını ilkokuldan beri görüyorum. Bu gerek kardeş okulları, üniversite eğitimi bursları ile eğitim düzeyinde, gerekse siyası ve ekonomik düzeyde olsun birçok ortak faaliyet ve yatırımların gerçekleştiğini görüyoruz. Bütün bunların devam etmesinden ve bağların güçlenmesinden yanayım. Çünkü bunun her iki tarafa sadece iyi şeyler getireceğini düşünüyorum.
Okulu bitirdikten sonra Türkiye’de çalışmayı düşünüyor musunuz?
Şimdilik hala ikinci sınıf olduğum için ve Türkiye Cumhuriyeti’nde ikamet hakkım okul hayatımla sınırlı olduğu için bir karar vermiş değilim. Ama gelecekte okulun ve durumun alacağı yöne bağlı meslek hayatım hakkında düşüncelerimin netleşeceğini düşünüyorum. Bunun dışında Türkiye’de çalışmayı tabii ki isterdim, neden olmasın?
İzmir’de çıkan ve tüm Balkan ülkelerinde yakından takip edilen Balkan Günlüğü gazetesini okuyor musunuz?
Şu ana kadar gazete hakkında bilgim yoktu ve takip etmiyordum açıkçası.
Sizin ve bu röportajın sayesinde haberim oldu ve mutlu oldum gerçekten. Bundan sonra da takip etmeye yakınlarıma da haber vermeye düşünüyorum.
Bu tür faaliyetlerde emeği geçen herkese çok teşekkür etmek istiyorum.
Bunun bir parçası olmaktan çok gurur duydum umarım ilerde bizim de katkılarımız olacaktır.
KURU FASULYE VE DÖNER
Türk yemekleri ile aranız nasıl?
Hiç sormayın. Türk yemeklerini çok seviyorum. Özellikle kuru fasulye ve döner favorilerim.
İzmir’e geleli 2 yıl olduğunu öğrendim. Peki İzmir’i şehir olarak nasıl buldun?
Okul ve ders saatlerimiz dışında pek sık olmasa da zaman zaman arkadaşlarımla Kordon’da deniz kenarında oturup çay içmek insana büyük bir mutluluk veriyor.
Sosyal, kültürel ve ekonomik yapısı ile Türkiye’nin sayılı şehirlerinden birinde olduğum içinde kendimi çok şanslı hissediyorum ve İzmir’i çok seviyorum.
Sevgili Suada kardeşim, çok değerli görüşlerini tüm samimiyetinle okuyucularımız ile paylaştığın için başta şahsım ve Balkan Günlüğü Gazetesi olarak sana teşekkür eder, eğitim hayatında başarılar dilerim.
Açıkça ifade etmek isterim ki, Makedonya’dan buraya gelen bizler hakkında röportaj yapmanız, duygu ve düşüncelerimizi ifade etmek için gazetenizde yer vermeniz inanın beni çok onurlandırdı. Ayrıca bana takdim etmiş olduğunuz ” Balkan Fıkraları ve Mizah Öyküleri ” kitabınızdan dolayı sizi yürekten tebrik eder, çok değerli röportajınız içinde tüm arkadaşlarım adına, asıl ben sizlere teşekkür etmek istiyorum.
HABERLER
2 gün önceHABERLER
2 gün önceKÖŞE YAZARLARI
5 gün önceKÖŞE YAZARLARI
10 gün önceKÖŞE YAZARLARI
16 gün önce